Gökhan Tozoğlu 35 yıllık ömrüne çok şey sığdırdı
Konya siyasetine farklı bir anlayış kazandıran İYİ Parti Konya İl Başkanı Av. Gökhan Tozoğlu, genç yaşta hayatını kaybetti. Merhum Tozoğlu, 35 yıllık ömrüne ise çok şey sığdırdı. Babası, eşi, kardeşi, kayınbabası ve arkadaşları merhum Tozoğlu’nu anlattı
İYİ Parti Konya İl Başkanı Avukat Gökhan Tozoğlu, genç yaşta yaşamını yitirdi. Bir evlat babası Tozoğlu’nun vefatı, Konya’yı ve tüm Türkiye’yi yasa boğdu. 37 günlük yaşam savaşını kaybeden Tozoğlu, ardından hoş bir sada bıraktı. Vefatıyla tüm Türkiye’yi ağlatan Tozoğlu, memleketi Konya’da binlerce kişi tarafından son yolculuğuna uğurlandı. Siyasi düşüncesi, ideolojisi çok farklı olmasına rağmen, Tozoğlu’nun cenazesine çok sayıda insan katıldı. Cenazeye katılanlar ise Tozoğlu’nun vatan ve millet sevdalısı olduğunu belirtti.
“GÖKHAN'IM KENDİNİ KONYA'YA FEDA ETTİ”
Merhum Tozoğlu’nun babası Abdurrahman Tozoğlu, evlat acısının tarifinin olmadığını söyledi. Oğlunu gazetemize anlatan acılı baba Abdurrahman Tozoğlu, “Benim oğlum, küçükken bile kendinden büyüklerine ağabeylik yapardı. İlkokulda, ortaokulda, lisede ve üniversitede teşkilatçıydı. Gökhan’ım yapıcı ve iyiliksever bir insandı. Herkesin yardımına koşardı. Çocukluğunda bile öyleydi. Arabulucu bir tipti. Kimseyi germezdi. Arası bozulanların arasını yapmak için mücadele ederdi. Benim rahmetli bir amcam vardı. Gökhan için çok küçük yaşlarda ‘Bu çocuk, tam bir arabulucu’ derdi. Bunu söylediğinde Gökhan’ım 7 yaşındaydı. Büyüdü Avukat oldu. Çok anımız var. Hiçbirini unutamam. Çok gayretliydi. Çok fedakar bir insandı. Hiç keyfine düşkün bir yönü yoktu. Kendini düşünmezdi. Gökhan benim hem oğlumdu hem dostumdu hem de arkadaşımdı. Bana sürekli akıl verirdi. Akıl verdiği konularda da hep haklı çıkıyordu. O, benim sırdaşımdı. Her şeyimdi. Kardeşleriyle dost gibiydi. Saatlerce telefonda kardeşleriyle konuşurdu. Kardeşleri ile çok farklı bir bağı vardı. Kardeşleri ile arası çok iyiydi. 3 kardeşlerdi. Evin en küçüğü Gökhan’ımdı. En küçüktü ama evin en büyüğü gibiydi. Herkese öğüt verirdi. Kendinden talepte bulunan kimseyi geri çevirmedi. Çok sevdiğimiz bir komşumuzun kardeşinin çocuğu Ankara’da üniversite kazanmıştı. Maddi bir şeyler yapmaya çalıştık. Gökhan, o çocuğun bilgilerini istedi. Yurt ayarlayacaktı. Nasip olmadı, Gökhan’ım hayatını kaybetti. Memleketini çok severdi. Konya’ya seviye getirecek bir insandı. Hukuk Fakültesi’ni kazandı. Avukat oldu. ‘Hakim veya savcı olmayı düşünmüyorum. Ben, siyaset yapacağım’ dedi. Ülkesini özellikle Konya’yı çok seviyordu. Kendisini Konya’ya feda etti. Siyaseti isteyerek ve severek yaptı. Çok iyi bir eş, çok iyi bir babaydı. Eşini ve çocuğunu ihmal etmedi. Son nefesine kadar inandığı dava uğruna mücadele verdi. Birisi ‘Gökhan görev şehidi’ dedi. Ben de ona aynen katılıyorum. Mezarına gidiyorum. Tanımadığım insanlar mezarı başında oğluma dua ediyor. Cenaze namazına her kesimden insan geldi. Herkes onu çok sevmişti. Benim oğlum sevilmeyecek bir insan değildi. Yaptığı iyilikleri hiç anlatmazdı. Evlat acısının tarifi yok. Ben, ondan razıydım. Allah da ondan razı olsun. Gökhan, 24 saatte 28 saat yaşayan adamdı. 35 yıllık ömrüne 70 yıl sığdırdı. Herkes de bunu söylüyor. Oğlumun adı yaşatılırsa sevinirim, mutlu olurum. Talebim olmaz, onların vermesini isterim ama. Gökhan’ım herkesin kalbinde yaşıyor” dedi.
“GÖKHAN'IN İYİLİĞİ BENİ HEP KORKUTURDU İYİLER ERKEN GİDERDİ”
Merhum Gökhan Tozoğlu’nun eşi Selin Tozoğlu, “Eşim çok iyi bir insandı” dedi. “Onu saatlerce anlatsam, tam olarak izah edemem” diyen Selin Tozoğlu, “Kardeşleriyle telefonda uzun süre dertleşirlerdi. Çok mutlu olurdum. Eve girdiğinde siyasi kimliğini, işinin sıkıntısını dışarıda bırakırdı. Çok iyi olması beni hep korkuturdu. Çünkü biliyordum iyilerin hep erken gittiğini. Bir şey yaşardık, bir olay olurdu öyle bir tepkisi olurdu ki, her seferinde hayran kalırdım. 'Nasıl bu kadar olgun düşünebiliyor, nasıl bu açıdan bakıyor' derdim kendi kendime. Çok farklıydı. Siyasi süreçte çok yıprattılar. Amaçlarına ulaşmalarına izin vermedi. Oyunlara gelmedi. Çok yönlü değerlendirmeleri vardı. 35 yıla gerçekten 70 yıl sığdırdı. Hiç şikayetçi olmazdı. Birçok programa beraber gidiyorduk. Çoğu şeyi bilirdim. Olanları ben dert ediyordum, o beni teselli ediyordu. 'Biz doğru duralım, eğri belasını bulur' diyordu. Temiz kalmanın mücadelesini verdi. Biz, 9 yıl evli kaldık. Ama şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki bana 40-50 yıllık evliliklerin mutluluğunu yaşattı. O yoğunluğun arasında benden ilgisini hiç esirgemedi. 9 yılı dolu dolu yaşadık. Bana çok değer verdi. Beni çok yüceltti. Fikirlerime çok önem verirdi. Cevabını bildiği soruları dahi bana sorardı. Fikrimi alırdı, bana kendimi önemli hissettirirdi. Çocuğunu karşısına alırdı. Onunla bir büyük gibi konuşurdu. Ben uyurdum, sabah sesleri gelirdi bazen, ikisi konuşurlardı. Siyaset falan konuşurlardı. Ayrıca çok arkadaş canlısıydı. Liseden arkadaşları ve aileleriyle otururduk, görüşürdük. 'İnsanlar helal mi kazanıyor. Ben ona bakarım' derdi hep Gökhan. Benim bakışım da öyleydi. Ben ona 'Sen avukat değil, simit satsan da benim için aynısın' derdim. Bunu bilirdi. Ben, ondan razıyım. Allah da ondan razı olsun. Mekânı cennet olsun” şeklinde konuştu.
“MÜTEVAZIYDI, RİYASI YOKTU, SİYASETİN İÇİNDE TEMİZ KALDI”
Merhum Gökhan Tozoğlu'nun ağabeyi Mutlu Tozoğlu ise şunları kaydetti: “Gökhan, benim en iyi arkadaşımdı. En iyi dostumdu. Telefonda bir konuşmaya başlardık, 2-3 saat konuşurduk. Siyasetin içindeydi. Siyaseti nezaketle ve güzel şekilde yapardı. Tecrübeliydi. Çok alçakgönüllüydü. Meral Hanımla görüşmeye giderken bana 'Abi söyleyeceğin, önereceğin bir şey var mı, senin fikrin ne' diye sorardı. Mütevazı bir insandı. Hiçbir zaman ailesine sıkıntılarını hissettirmedi. O benim hep küçük kardeşim Gökhan'dı. Riyası yoktu. Gerçekten çok iyi bir insandı. İçten pazarlığı yoktu. Vizyonu ve gönlü gerçekten de çok genişti. Siyasetin içinde temiz kalan insanlardan birisiydi. Verdiği sözü tutardı kardeşim. Unutamayacağım birçok anımız var. Gökhan'ın ben doğup, eve getirildiğini bilirim. Annem, Gökhan'ın yüzüne örttüğü beyaz yazmasını kaldırdı. O zamanki halini hatırlarım. İnsana gerçekten çok koyuyor. Çok ağır insanın kardeşini kaybetmesi. Gökhan'ı küçükken çok kızdırırdık ama kızmazdı. 7-8 yaşlarındaydı. Gökhan ile mendil, jilet, kalem, pil satardık. Küçük tablamız vardı. Evimize tek maaş girerdi. 3 kardeştik. Okuyorduk, kira ödüyorduk, kooperatif ödüyorduk. Babam, hayatı görmemizi de istiyorduk. Tatillerde Gökhan ile birlikte çalışırdık. Pişmişti, hayatı taa o yaşlarda öğrenmişti. Bir gün satış yaparken, zabıta geldi. Gökhan ile kaçtık. Eve kadar zabıta bizi kovalamıştı. Hiç unutamam. Nefes nefese kalmıştık. Gökhan'ı çok severlerdi. Onun için ihtiyaçları olmadığı halde bizden alışveriş yapanlar olmuştu. Biri vardı Gökhan için 'Bu Ecevit'e benziyor, büyük adam olacak' demişti. O adam, Gökhan'a bir soru sormuştu, çok akıllıca bir cevap vermişti. Genç yaşta aramızdan ayrıldı ama çok şey gördü. Kardeşimin mekânı cennet olsun. Ben, ondan razıydım, Allah da ondan razı olsun.” Son 4 yıldır yanında olan merhum Gökhan Tozoğlu'nun sırdaşlarından Buğra Zengin de “Gökhan Ağabey, benim için çok farklıydı. Vefatıyla büyük bir boşluğa düştük. Çok iyi bir insandık. Allah, ondan razı olsun” dedi.
“FATURA BORCUMU ÖDEYEN KİŞİ GÖKHAN TOZOĞLU’YMUŞ”
Merhum Gökhan Tozoğlu’nu ağabeyi ile birlikte mezara indiren, 4 buçuk yılını Gökhan Tozoğlu ile geçiren, aynı davanın mücadelesini veren İYİ Parti Karatay İlçe Başkanı Mehmet Uğur da şunları söyledi: “Gökhan Tozoğlu ile 4 buçuk yıl önce tanıştık. Gökhan, duruş olarak ketum duruşlu biriydi. Bendeki ilk algısı öyle olmuştu. Beraber teşkilatı kurunca öyle birisi olmadığını gördüm. Dostluğun zirvesini görmüştük. Benim akıl hocamdı. Bir sorunum olsa gece 2’de bile arardım. Beni alırdı, gezdirirdi. Siyasi anlamda çok yetkin birisiydi. Gideceği bölgeye dersini çalışarak giderdi. Hangi bölgeye gidecekse çalışmasını yapardı. Çok hakimdi konularına. Çalışmalardan ötürü evine gece geç saatlerde geldiği de olurdu. Uyumaz, dava dosyalarına çalışırdı. Hayatı hep çalışmakla, inandığı değerler uğruna mücadele vermekle geçti. Biz, şahidiz. Çok büyük bir boşluğa düştüm vefatıyla. Gökhan Tozoğlu, benim için çok kıymetliydi. Aynı zamanda benim avukatımdı. Biliyorsunuz bir pandemi süreci yaşadık. Kapanmalar oldu. Benim de bir işletmem var. Zora düşmüştüm. İş yerime fatura gelmişti. Canım sıkkındı, param yoktu. Para bulmuştum faturaları ödemek için. Faturayı ödemeye gittiğimde ‘Borcun yok’ dediler. Annemi aradım. ‘Anne, borcumu sen mi ödedin’ diye sordum. Annem ödememiş. Sonradan öğrendim ki bütün bilgilerim zaten kendisinde mevcuttu, Gökhan Tozoğlu ödemiş borcumu. Kızdım, ‘Sen neden ödedim’ dedim. ‘Reis, aynı olay benim başıma gelse sen ödemez misin, yardımcı olmaz mısın’ dedi. Genç yaşına rağmen çok donanımlı bir insandı. Nazara geldi. Eğer yaşasaydı, çok daha iyi yerlere gelecekti. Sadece Konya için değil, Türkiye için büyük bir kayıp oldu. Benim de sırdaşımdı. Siyasi anlamda çok önemli yerlere gelecekti. Ben, ondan razıydım. Allah da razı olsun. Gerçekten de 35 yıllık ömrüne çok şey sığdırdı. Emanetlerine sahip çıkacağız.”
Merhaba Gazetesi olarak bizler de bir kez daha merhum Gökhan Tozoğlu'na Allah'tan rahmet diler, ailesine de sabr-ı cemil niyaz ederiz.
EMRE ÖZGÜL
HASTANE KORİDORLARINDA DAMADINA ŞİİR YAZDI
Merhum Gökhan Tozoğlu'nun kayınbabası İdris Küçük ise hastane koridorlarında damadına şiir yazdığını söyledi. Küçük, “O, bizim için bir dağdı” dedi. Küçük tarafından Gökhan Tozoğlu için kaleme alınan şiir ise şöyle;
Kimi bebek bekler kimisi tabut
Acilin önünde bir damla umut
Her şeyi verensin ey ulu mabut
Bize de bir murat nasip et yarab
Allıma kaderi yazan yaradan
Kainata vermiş düzen yaradan
Her türlü düğümü çözen yaradan
Bu düğümü çözmek nasip et yarab
Derdi veren sensin dermanı senden
İzinsiz kuş uçmaz fermanı senden
Bu kara günleri def eyle benden
Derdimize derman nasip et yarab
Yoktur senden başka bizim kapımız
Mabudumuz sensin senin kulunuz
Merhamet etmezsen hüsran oluruz
Bize merhametin nasip et yarab
Kadir mevlam merhamet et kuluna
Kurbanın olurum senin yoluna
Hevesim yok yalan dünya malına
Garip geldim garip giderim yarab
Bir od düştü yüreğimi dağladı
Kadir mevlam yollarımı bağladı
Garip gönlüm için için ağladı
Bilmem bugün benim kara günümü
Garip geldim garip giderim yarab
Taze fidanlara çalma poyrazı
Silinmez mevlanın yazdığı yazı
Boyun bükük kalır körpecik kuzu
Sabilere boyun büktürme yarab
Birisi ağlatır biri güldürür
Hayat veren rabbim birgün öldürür
Tüten ocakları bir gün söndürür
Yanan ocakları söndürme yarab
Yanıyor yüreğim yanıyor içim
Kadir mevlam bilmem neidi suçum
Dizildi kervanın sarıldı göçüm
Bilmem bugün benim kara günümü
Kara günlerimi aydınlat yarab
Kul idrisim başın düşerse dara
Çareyi sen ancak rabbinde ara
Sevdiği kulunu düşürmez dara
Garip kulun dara düşürme yarab
AMİN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.