Fransa'daki 'inkâr tasarısı'na dünyadan sert tepki:

Fransa'daki 'inkâr tasarısı'na dünyadan sert tepki:

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin seçimler öncesi gündeme getirdiği, 'soykırım' iddialarını inkâr edenlerin cezalandırılmasına ilişkin tasarı bugün Fransız Meclisi'nde oylanacak.

Görüşmeler öncesi tasarıya, Avrupa ve Ortadoğu'dan sert tepki geldi. Aralarında uluslararası kurumların yöneticileri, siyasetçiler ve akademisyenlerin de bulunduğu aydınlar, tasarının yasalaşmaması konusunda Fransa'yı uyardı. Tepkilerin odağında ise atılan adımın düşünce özgürlüğünde yapacağı ağır tahribat yer aldı. Mısırlı alim Hasan el Benna'nın torunu Oxford Teoloji Fakültesi Profesörü Tarık Ramazan, tarihin, yasa ya da siyasî kararla yönlendirilemeyeceğine dikkat çekti.

Ramazan, "Bu girişim ne akıllıca ne de bilimsel." dedi. AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle, AB'nin, tarihi yargılamakla değil uzlaşmayla ilgili bir proje olduğunun altını çizdi. Avrupa Parlamentosu'nun en büyük gruplarından Sosyalistlerin Başkan Yardımcısı Hannes Swoboda ile Liberallerin Başkan Yardımcısı Alexander Graf Lambsdorff da, meclislerin tarihi yargılamak için uygun yerler olmadığında birleşti. Lambsdorff, "İfade hürriyeti en temel ilkemiz." dedi. Foreign Policy tarafından Latin Amerika'da en etkin 10 entelektüel arasında gösterilen Jose Ignacio Torreblanca ise Sarkozy'ye şu soruyu yöneltti: "Endonezya parlamentosu, Fransa'nın Afrika'da yaptıkları için soykırım kanunu çıkartsa nasıl karşılarsınız?"

'Soykırımı tanı' diyen Sarkozy, Cezayir katliamını örtbas ediyor

Bugün parlamentoda 'Ermeni soykırımını' inkâr edenleri cezalandırmayı öngören bir yasa tasarısını oylayacak Fransa'nın tarihsel olaylara ikiyüzlü yaklaşımı tarihçilerin de tepkisini çekiyor. 2006'da "Babalarının yanlışları için oğulların özür dilemesi beklenemez." diyen Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'ye, tarihi tarihçilere bırakma çağrısı yapılıyor.

Türkiye'yi Ermeni soykırımı iddialarını kabul etmeye çağıran Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Cezayir konusunda uyguladığı çifte standart dikkat çekiyor. Sarkozy, 2006'da Cezayir'e yaptığı bir resmî ziyarette "Babalarının yanlışları için oğulların özür dilemesi beklenemez." sözleriyle Fransa'nın Cezayir'de işlediği insanlık suçlarını tanımayacağını söylemişti. Ancak, Fransa, 2005'te okullardaki tarih kitaplarında sömürgeciliğin olumlu yönlerini anlatan bir bölümün yer almasına karar vermişti.

Fransa'nın uyguladığı çifte standarda tarihçiler de tepki gösteriyor. Cezayirli ünlü akademisyen ve Mentouri Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Abdülaziz Filali, Ermeni iddialarını gündeme getiren Fransa'nın Cezayir'de 1830-1962 arasında işlediği katliamları örtbas etmeye çalıştığını vurguladı. Dr. Filali, Fransa'nın Ermeni iddialarını gündeme getirmesini de 'ikiyüzlülük' diye yorumladı.

Ermeni soykırımı iddialarını inkâr edenlere hapis cezası getirmek isteyen Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, son dönemde çok tartışılan 17 Ekim 1961'de 200 Cezayirlinin ölümüyle sonuçlanan Paris katliamını tanımaya yanaşmıyor. Sarkozy bugüne kadar Cezayir'in resmî anma törenleri düzenlenmesi yönündeki çağrıları da cevapsız bıraktı. Sömürgecilik uzmanı tarihçi Prof. Olivier Le Cour Grandmaison, "17 Ekim gecesi, Paris Valisine bağlı polis güçleri insan avcılığı yaptı. 14 bin kişi tutuklandı. Günlerce gözaltında tutuldu ve işkence gördü. Güvenlik güçleri gerçek bir katliama imza attı. Yüzlerce kişinin öldüğü 17 Ekim gecesi, İkinci Dünya Savaşı sonrası yaşanan en büyük katliam. İnsanlar Paris Valiliği binasının koridorlarında öldürüldü. Bazı yaralılar canlı şekilde Seine nehrine atıldı. Birçoğu gözaltı merkezine çevrilen stadyumlarda öldürüldü. Dönemin Paris Valisi, polislere 'bir yumruğa karşı 10 misliyle cevap verin' şeklinde talimat vermişti." ifadeleriyle 1961 katliamını anlatıyor.

'Türkler bizi anladı, Fransız vekiller anlamadı'

1000'i aşkın saygın tarihçinin üye olduğu ve tarihi konularda yasa çıkarılmasına karşı mücadele eden Tarih İçin Özgürlük (Liberte pour l'Histoire) derneğinin başkanlığını yürüten ünlü tarihçi Pierre Nora da "Bugüne kadar Türk kamuoyuna tezlerimizi anlatabildik. Umuyorum ki, Fransız milletvekillerine de bir gün sesimizi duyurabiliriz." ifadelerini kullandı. Nora, 2006'da Fransız Meclisi'nde kabul edilen inkâr yasasında olduğu gibi, bugün oylanacak yasa tasarısına da karşı olduğunu belirtiyor.

Foreign Policy (en Español) tarafından İspanya ve Latin Amerika'da en etkin 10 entelektüel arasında gösterilen Jose Ignacio Torreblanca ise Ermeni soykırımı tasarısını inkar edenlerin cezalandırılmasını öngören yasa tasarısının kabul edilemez olduğunu söyledi. Torreblanca, her ülkenin geçmişte problemleri olduğunu vurgulayarak "Dolaplar iskeletlerle doludur. Bu İspanya ve Fransa için de geçerli. Ayrıca bu tür şeyler karar vermede bir ülkenin kendisini başka ülkenin üstünde konumlandırması kabul edilemez." diye konuştu.
 

'1915' siyasî amaçlara alet ediliyor

İngiltere'de Oxford Teoloji Fakültesi'nde İslam Araştırmaları Profesörü Tarık Ramazan, "Ermeni meselesinde" tarihin, herhangi bir yasa ya da siyasi kararla dondurulamaz ve yönlendirilemez olduğunu söylemek ve yinelemek gerektiğini söyledi. Fransa'da da eserleriyle yakından tanınan Prof. Ramazan, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddedilmesini suç sayan yasa teklifiyle ilgili yaptığı açıklamada, teklifin mecliste kabul edilmesi planının, ne akıllıca ne de bilimsel olduğunu belirtti. Tarık Ramazan, bu girişimin, açıkça, meselenin, deklare edilmemiş bazı siyasî amaçlar için alet edilmesi olduğunu ifade ederek, "Geçmişi araştırma ve sorgulamanın, yasayla düzenlenmesini ve araştırmanın cezalandırılmasını kabul edebilecek, kendisini işine adamış, aklı başında bir tarihçi var mıdır?" diye konuştu.

Ramazan şöyle devam etti: "Türkiye'nin resmi duruşuna katılsak da katılmasak da bu özel meseleyi doğru biçimde ele almanın -mevcut hükümet tarafından karar verildiği gibi- bilimsel bir araştırma komisyonu oluşturmak ve tarihin tek doğru siyasî yorumunun (bilimsel değil) ne olması gerektiğine karar verilmesi için tartışma başlatmak olacağının kabul edilmesi gereklidir. Türkiye hükümeti, yakın bir süre önce yapıcı tartışma için yolları açtı ama Fransa'nın kararı, herhangi ciddi bir bilimsel yaklaşıma aykırı olmakla kalmayıp, tarihi gerçeğin asil biçimde araştırılmasından ziyade açıkça Türkiye'ye karşı lekeli hissiyatlara dayandığından, amaca zarar verici."

 
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.