Fransa'da Beş Çocuğu Elinden Alınan Anneni Feryadı

Fransa'da Beş Çocuğu Elinden Alınan Anneni Feryadı

Fransa’da, Fransız vatandaşların şikayeti üzerine beş çocuğu elinden alınarak koruyucu ailelere verilen Hülya Beyazıt yardım istedi. Devlet büyüklerine, "Allah rızası için çocuklarımı kurtarın." diye seslenen gözü yaşlı anne, “Bizi...

Fransa’da, Fransız vatandaşların şikayeti üzerine beş çocuğu elinden alınarak koruyucu ailelere verilen Hülya Beyazıt yardım istedi. Devlet büyüklerine, "Allah rızası için çocuklarımı kurtarın." diye seslenen gözü yaşlı anne, “Bizi ailecek paramparça yaptılar.” dedi. Beyazıt, Fransa'da isteği dışında rahminin alındığını da iddia etti.

İzmir’de yaşayan Hülya Beyazıt’ın eşi Kıyasettin Beyazıt, ilk çocukları Gülsüm henüz 4 aylıkken çalışmak için Fransa’ya gitti. Yaklaşık 6 yıl sonra 2006 yılında eşi Hülya ve o dönemde 6 yaşında olan kızı Gülsüm’ü de yanına aldı. Çiftin Fransa’da Selvia (7), Sindi (5), Yusuf (3) ve Yakup (1,5) isimlerinde 4 çocukları daha oldu. İddiaya göre oturdukları apartmanda yaşayan Fransız vatandaşları, evden gürültüler geldiğini ve çocuklara şiddet uygulandığını söyleyerek polise şikayet etti. Fransız polisi, çocukları aileden aldı. Mahkeme kararıyla Beyazıt çiftinin beş çocuğu, koruyucu aile olarak Fransız vatandaşlarına verildi. Beyazıt çifti, çocuklarının ellerinden alınmasıyla yıkıldı. Fransa’dan üç gün önce İzmir’de yaşayan ailesinin yanına gelen Hülya Beyazıt, yaşadıklarını anlattı. Fransa’da çok kötü şeyler yaşadığını, çocuklarına da çok kötü şeyler yaşattıklarını belirten anne Beyazıt, “Çocuklarıma okulda çok dayak attılar, işkence yaptılar. Bizim dilimiz olmadığı için çocuklarımızın hakkını savunamadık. Çocuklarımı ellerimden aldılar, dört ay hiç göstermediler. İki ay içinde mahkemeye kadar haftada bir kez görebildim. Çocuklarımı görmeye gittiğimde de vücutlarında morluklar vardı. Ben devlet büyüklerinden, bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan yardım istiyorum, kendisiyle bizzat görüşmek istiyorum. Gerekirse Ankara’ya giderim, evrakları gösteririm. Çocuklarımı kurtarmasını, ülkeme getirmesini istiyorum. Çocuklarımı ailelere vermişler, hangi ailelerde, hangi semtte olduklarını bilmiyorum. Para karşılığında vermişler, kendi insanlarına para kazandırıyorlar. Adeta çocuklarımı sattılar.” dedi.

Evlerinde eşiyle hiçbir tartışma, kavga, şiddet olmadığını anlatan Hülya Beyazıt, tek işinin evi ve çocukları olduğunu belirterek, çocuklarının sebepsiz, suçsuz yere elinden alındığını söyledi. Beyazıt, “Benim, eşimin, çocuklarımın konuşmadığı konuları kanıtlara yazdılar. Bizi ailecek paramparça yaptılar. Büyük bir şoka uğrattılar. 3 yaşındaki oğlum Yusuf adına, ‘Annem beni dövdü’ diye yazmışlar. Kızımın adına not yazmışlar. Benim çocuklarım asla öyle bir şey söylemezler. Zaten annesinden babasından başka kimsesi yok çocuklarımın. Öyle bir cümle asla kullanmadılar. Kullanan kişilerle yüzleşmek istedim, onları bile karşıma getirmediler.” diye konuştu.

'ÇOCUKLARIMIN BANA İHTİYACI VAR'

Çocuklarından 6 aydır uzak olduğunu gözyaşı dökerek anlatan anne Beyazıt, evlatlarının kurtarılmasını istedi. Beş çocuğunun şu an Fransız ailelerde değil, anne babanın yanında olması gerektiğini belirten Beyazıt, “Çocuklarım çok küçük, onların bana, benim de onlara ihtiyacım var. Çocuklarım bensiz yaşayamaz. Onlar benim çocuklarımın psikolojisini, dengesini bozdular, sakat ettiler, yarım insan yaptılar. Beş çocuk, yedi canın hayatı söz konusu. Allah rızası için çocuklarımı kurtarın.” diyerek devlet büyüklerine seslendi. Çocuklarının elinden alınmasının ardından yemeden içmeden kesildiğini, evin içinde oturamaz hale geldiğini kaydeden Beyazıt, “Allah, hiçbir anne babaya evlat acısı yaşatmasın. Ben çocukların sıkıntısından iç kanama geçirdim. Her an onların derdinden ölebilirim. Allah beni, verdiği emanetlere bağışlasın. Verdiği emanetleri de anne babasına bağışlasın. Devlet büyüklerinden yardım, destek bekliyorum. Okuma yazmam da yok benim, bilmiyorum ne yapacağım.” şeklinde konuştu.

Çocuklarının elinden alınmasında, Türk olmasının yanısıra eşinin Kürt olması, ayrıca başörtülü ve yaşının küçük olmasının etkisi olduğunu da dile getiren Beyazıt, “Ben orada hiç kimseye saygısızlık ve terbiyesizlik yapmadım. Amaçları sadece bizi bitirmek.” dedi.

'MAHKEME 6 AY İÇİNDE DİL ÖĞRENMEMİ ŞART KOŞTU'

Fransa’da mahkemenin, çocuklarına kavuşabilmesi için 6 ay içinde dil öğrenmesini şart koştuğunu da anlatan acılı anne, “Beş çocuğumdan ayrı olmanın acısıyla özel ders verseler, 6 ayda Fransızca öğrenemem. Ayrıca, ‘Saçını açacaksın, daha modern olacaksın, insanlarla güzel bir diyalog kuracaksın.’ dediler. Benim dilim olsa, benim çevrem de arkadaşım da komşumda olurdu. Çocuklarım bu duruma gelmezdi.” diye konuştu.

'YAVRULARIMA DOYAMADIM'

Suçsuz yere yaşadıkları sebebiyle çocuklarının bir dakika, bir saniye bile Fransa’da kalmasını istemediğini de belirten Beyazıt, şöyle konuştu: “Allah rızası için ellerini vicdanlarına koysunlar. Onların elleri her yere yetişiyor. Ben yavrularıma doymadım, onlar çok küçükler. Ben büyüklerime sığınıyorum. Başbakan'dan, Cumhurbaşkanı'ndan yardım istiyorum. Bu konuya el atsınlar, bir an önce çocuklarım buraya gelsin. Orada bir dakika, bir saniye çocuklarımın kalmasını istemiyorum. Ben çocuklarımı aldıktan sonra asla o ülkede kalmam. Orada kalırsam benim de çocuklarımın da o ülkede hayatı bitmez.”

Hülya Beyazıt’ın İzmir’de yaşayan ağabeyi Muzaffer Taşdemir de bir telefonla yeğenlerini Türkiye’yi getirebilecek devlet büyüklerinden devreye girmesini istediklerini söyledi. Dayı Taşdemir, yeğenlerinin kurtarılması için çağrı yaptı. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.