Fitne olmazsa 13 dönem iktidarız

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Batı ülkelerinde sosyal demokrat parti başkanlarının kendilerine “Siz aynı bizim sosyal demokrat partiler gibisiniz. Kendinize sağcı demeyin. Bizim gibisiniz” dediğini anlattı.

Arınç, Ak Parti Genel Merkez Siyasi ve Hukuki İşler Başkanlığı’nca genel merkezde düzenlenen değerlendirme toplantısında konuştu. Siyasi yaşamın en başarılı partisinin Ak Parti olduğunu söyleyen Arınç, “İnşallah Cenab-ı Hak imkân verirse, milletimiz desteğini devam ettirirse, güven duymaya devam ederse, biz de büyük hatalar işlemezsek, fitne ve fesat aramızda yeşermezse daha üç dönem değil, herhalde bir 13 dönem daha Türkiye’de AK Parti’nin iktidarını herkes görecek ve herkes yaşayacak” diye konuştu.

Konuşmasında ABD seçimlerini örnek gösteren Arınç Ak Parti’nin değerleri ile ABD Başkanı Obama politikasının örtüştüğünü söyleyerek ”Bizim ortaya koyduğumuz muhafazakar değerlerin pek çoğunu Romney’e nazaran Obama’da gördükleri için halk ikinci defa siyah bir insana, isminde Hüseyin olan birisine ikinci defa başkanlık verdi” dedi.

‘CHP sen parti değilsin!’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’yi eleştiren Arınç, “CHP, 63 yıldır tek başına iktidara gelemedi. Böyle bir partiyi anamuhalefet partisi olarak örüyoruz. ‘Bizi Atatürk kurdu, devleti biz kurduk, cumhuriyeti biz getirdik’ demeleri bu başarısızlıkların üzerini örtmüyor. Sen parti değilsin bir defa” diye konuştu.

Batı ülkelerinde sosyal demokrat partilerin olduğunu, bu partilerin başkanlarının kendilerine “Siz aynı bizim sosyal demokrat partiler gibisiniz. Kendinize sağcı demeyin. Bizim gibisiniz” dediğini anlatan Arınç, “Biz onlara diyorduk, ‘Bizi ziyaret ettiniz. CHP’yi de ziyaret edecek misiniz?’ ’Asla’ diyorlardı” dedi.

‘Köşk’te ağlamaklı oldum’

Çankaya Köşkü’nde geçtiğimiz günlerde TÜBİTAK ödül töreninin yapıldığını anımsatan Arınç, şunları anlattı:

“Orada içimden geçti, ağlamaklı oldum ve Cumhurbaşkanımıza şunu söyledim: Ben Meclis Başkanı iken Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer bu ödül törenlerine gelmezdi. Aslında Köşk’te yapılması gerekir, Köşk’ü kapatır, biz Türk Dil Kurumu’nda küçücük bir salonda yapardık, oraya da gelmezdi. O gelmediği için onun korkusundan rektörler de gelmezdi. Üniversiteden ödül kazanmış bilimadamlarının ödülünü sadece ben verirdim.”