Esidef: Yüzyılın Barış Hareketine Sahip Çıkmak Herkesin Vazifesi

Esidef: Yüzyılın Barış Hareketine Sahip Çıkmak Herkesin Vazifesi

17 Aralık 2013'te yapılan üç ayrı yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından başlatılan cadı avı işadamlarını endişelendiriyor.

17 Aralık 2013'te yapılan üç ayrı yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından başlatılan cadı avı işadamlarını endişelendiriyor. Başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere hükümet yetkililerinin Hizmet Hareketi’ne yönelik olumsuz ifadeleri, birçok ülkeyle iş yapan ve camiaya gönül vermiş işadamlarını üzüntüye sevk etti. Bünyesinde bulundurduğu 39 işadamları derneği ve 12 bin 500 sanayici ve işadamı üyesiyle Türkiye’nin en büyük bölgesel işadamları kuruluşlarından olan Ege ve Batı Akdeniz Sanayici ve İşadamları Federasyonu (ESİDEF), Hizmet Hareketi'ne yönelik karalama kampanyasına tepki gösterdi. ESİDEF Başkanı Mustafa Özkara, Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ramazan Davulcuoğlu ve Yönetim Kurulu üyeleri, düzenledikleri basın toplantısında son günlerde yaşananları değerlendirdi.

Davulcuoğlu, Hizmet Hareketi’nin insanlığın ortak değeri haline geldiğini belirterek, herkesin yüzyılın barış hareketine sahip çıkmasının bir vazife olduğunu söyledi. 39 işadamı derneği ve 12 bin 500 sanayici ve işadamı adına açıklama yapan Özkara ise, “Son günlerde yaşanan olaylar, dünyanın 160 ülkesinde ‘büyük Türkiye’ ideali için çalışan üyelerimizi ve 180 ülkede eğitim hizmetleriyle ülkemiz adına adanmışlık ruhuyla hizmet eden eğitim gönüllülerini derinden üzmektedir.” dedi. 17 Aralık tarihinde başlayan rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarının ve akabinde yürütme erkinin icraatlarının, gerek ulusal gerekse uluslararası kamuoyunda yargıya müdahale tereddütleri doğurduğunu ifade eden Özkara, yaşanan süreci McCarthy-Cadı Avı’na benzetti: “Her soruşturma olayının ardından yargı ve emniyet mensuplarının görevden alınması ve bu tasfiyelerin birkaç binlerle ifade edilen sayılara çıkması, maalesef McCarthy-Cadı Avı anlayışını anımsatmaktadır. Oysa yargı, hakikat ve adaletin tecelli edeceği tek mercidir. Yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsız olması, yani güçler ayrılığı ilkesi demokrasinin vazgeçilemez temel prensiplerinden birisidir.”

‘YAŞANANLAR TÜRKİYE İDEALİNE ZARAR VERİYOR’

Bugün yaşanan durumun ekonomik istikrarı tehdit ettiğini, çağdaş, demokratik ve hukukun üstün olduğu bir Türkiye idealine de büyük zarar verdiğini belirten Özkara, “Ülkemizin ihtiyacı ve halkımızın talebi, Avrupa Birliği (AB) kriterleri doğrultusunda reformlara devam edilmesi ve demokrasimizin çıtasının AB seviyesine çıkarılmasıdır. Daha düne kadar camianın gerek Türkçe Olimpiyatları gibi eğitim faaliyetlerinde gerek dış ticaret köprüleri gibi ticari faaliyetlerinde hizmetlerini öven, gerektiğinde birlikte gözyaşı döken, henüz 6 ay önceki Türkçe Olimpiyatları’nda ‘Yüzyılın barış hareketi’ ifadesini kullanan devlet büyüklerinin, bugün aynı hizmet insanlarını paralel yapılanma, çete, örgüt, hattâ Haşhaşi gibi akıl almaz iftiralarla kamuoyunda yıpratma ve itibarsızlaştırma gayretlerini hayret ve şaşkınlıkla izliyoruz. Bunun sebebini anlamakta güçlük çekiyoruz.” diye konuştu.

‘HİZMET HAREKETİ'NE GÖNÜL VEREN İŞADAMLARI AÇIKTAN HEDEF GÖSTERİLİYOR’

Temel hak ve özgürlükler arasında yer alan teşebbüs hürriyetini zedeleyici söylem ve fiillerin ekonomik kalkınmaya da engel teşkil edeceğine dikkat çeken Özkara, şöyle devam etti: “Sırf Hizmet Hareketi'ne gönül verdi diye devlete düzenli vergisini ödeyen saygın işadamlarının izinlerinin iptalini, ülke ekonomisine hizmet eden finans kurumlarının açıktan hedef gösterilmesini teşebbüs hürriyetine indirilmiş bir darbe olarak algılıyor, gerek yerli gerekse yabancı yatırımcı açısından Türkiye’nin güvenli bir ülke olmaktan çıkarılmaya çalışıldığını üzüntüyle izliyoruz. Hattâ yediden yetmişe bütün Türk halkının gözdesi haline gelmiş, ülkemizin global markası olan Türk okullarının büyükelçilerimiz vasıtasıyla karalanmaya çalışılması, bu hizmetleri gönülden destekleyen milyonlarca vatandaşımızın vicdanlarını kanatmaktadır.”

‘ÜLKE MENFAATLERİNDE ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAKTAN ÇEKİNMEYECEĞİZ’

“17 Aralık yolsuzluk operasyonuna kadar Türkiye’yi yönetenler tarafından bağımsız ilan edilen, Ergenekon ve Balyoz davalarında kahraman denilen Türk yargı ve emniyet sistemi, bir günde mi bağımlı hale gelmiştir?” sorusunu yönelten ESİDEF Başkanı Özkara, “HSYK, Türk halkının yüzde 58’inden güvenoyu almamış mıdır? Milletin güvenoyuna rağmen daha düne kadar kahraman ilan edilmiş, bugün çete yaftasıyla müdahale edilmek istenen bu kurumlarla birlikte kamuoyunda hukuka, demokrasiye ve özgürlüğe olan inanç da yaralanmaktadır. Eğer hukuk sisteminde bir hukuksuzluk varsa bunun yine hukuk sistemi içinde çözülmesi gerekmektedir. Hizmet Hareketi, bütün partilere aynı yakınlıkta olduğunu ve ülkemiz için faydalı olan bütün projelere destek olduğunu her fırsatta ifade etmiştir. Biz de ESİDEF olarak bütün siyasi partilere eşit yakınlıkta hizmetlerimize devam edeceğimizi, ülke menfaatleri söz konusu olduğunda elimizi taşın altına koymaktan çekinmeyeceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.” şeklinde konuştu.

DAVULCUOĞLU: HİZMET HAREKETİ'NE KİMSENİN ZARAR VERMEYE HAKKI YOK

ESİDEF Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Davulcuoğlu da dünya ekonomisinde yavaş yavaş toparlanmaların başladığı bir dönemde Türkiye’de ortaya çıkan yolsuzluk iddiaları ve bütün muhalefete rağmen demokrasinin kuvvetler ayrımı ilkesine aykırı olarak yargının bağımsızlığına karşı yürütülen girişimlerin ülkeyi istikrarsızlığa sevk ettiğini ve iş âlemi üzerinde derin endişeye yol açtığını söyledi. Türkiye’de bugüne kadar elde edilen kazanımlar, güven ve istikrarın sivil toplum ve iş dünyasının desteğiyle kazanıldığının unutulmamasını isteyen Davulcuoğlu, şunları kaydetti: “Bundan böyle tüm enerjimizi, ülkemiz için hayati önem taşıyan orta gelir grubu barajını aşmaya, AB’ye tam üyelik çalışmalarını hızlandırarak devam ettirmeye ve en önemlisi de halkın hür iradesiyle evrensel hukuk ilkelerine uygun sivil bir anayasa yapmaya harcamak zorundayız. Türkiyemiz'in geldiği bu noktada pırıl pırıl, genç ve dünyaya açık insan kaynağı, tüm dünyayı oyun alanı olarak gören başarılı işadamları ve markaları, köklü devlet anlayışıyla tüm bu zorlukları aşacağına olan inancımız tamdır. Tertemiz Anadolu insanının emeği ve alınteriyle kurulup yaşatılan, yaşamaktan çok 'yaşatma' idealiyle hareket eden, ülkesine, milletine, maneviyatına sıkı sıkıya bağlı olan, dünyanın tüm coğrafyalarında hiçbir dini, ırki ayrım yapmaksızın fedakârane hizmet eden, göğsümüzü kabartan, bayrağımızı dalgalandıran, Türkçemizi öğreten ve Türkiyemiz'in itibarını arttıran, tartışmasız bu yüzyılda Türkiye’nin en itibarlı, en büyük ve uluslararası başarıya ulaşmış sivil inisiyatifi olan yüzyılın barış hareketine herkesin sahip çıkma vazifesi olduğu unutulmamalıdır.” Ramazan Davulcuoğlu, günlük konjonktürel siyasi çekişmeler adına ülkede doğan ve artık evrensel bir Türkiye markası ve insanlığın ortak değeri haline gelen hizmetlere ve insanlara zarar vermeye kimsenin hakkı olmadığının altını çizerek, iş dünyası olarak ülkenin huzur ve itibarı için sorumluları acilen aklıselimle hareket etmeye davet etti. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.