Dünyanın en büyük keklik üretim merkezi Konya'da bulunuyor

Dünyanın en büyük keklik üretim merkezi Konya'da bulunuyor

Konyalılar bilmese de Türkiye'nin değil, dünyanın en büyük keklik üretim merkezi Konya'da bulunuyor. Bu tesiste üretimin yanı sıra, bilimsel araştırmalara da imza atılıyor. Doğal hayatın korunmasında ve süne ile mücadelede Konya ayrı bir önem taşıyor

Türkiye’nin en büyük keklik üretme merkezi, Konya'da kuruldu. ''Süneyle Biyolojik Mücadele, Yaban Hayatının Geliştirilmesi, Biyolojik Çeşitlilik ve Hayvan Genetik Kaynaklarının Korunması Temelinde Keklik Üretimi ve AR-GE Faaliyetlerinin Yürütülmesi Projesi'' kapsamında Keklik Üretme Merkezi 5-6 yıldır hizmet veriyor. Konyalı, bu tesisi yeterince bilmese de, bu tesisin sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en büyük keklik üretim tesisi olduğu kayıtlarda yer alıyor.

12-5-1200x800.jpg

TÜRKİYE'NİN DEĞİL DÜNYANIN EN BÜYÜĞÜ

Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Zootekni Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Kırıkçı, keklik üretme tesisinin proje aşamasından günümüze kadar danışmanlığını yaptığını ifade etti. Proje konusunda görüşlerini sunduğunu söyleyen Kırıkçı, Konya Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü sahasında tahsis edilen alan üzerine kurulan keklik üretme merkezinin 2 bakanlığa bağlı, 3 genel müdürlüğün ortak projesiyle kurulduğunu söyledi. Genel müdürlüklerin tamamının Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kemal Kırıkçı, “Kuruluş amacı keklik üretip, doğal hayatı zenginleştirmek. Tabiattaki kınalı keklik sayısını artırmak. Doğal hayatı zenginleştirmekle birlikte süne problemi görülen yerlere de kınalı kekliklerin yerleştirilmesini sağlayıp, süne ile mücadelede biyolojik araç kullanmayı düşündük. Süne buğdaya aşırı zarar veren bir parazit. Bu böcekler, süne kışlığı adı verilen yerlere yerleşirler. Buğday başağa döndüğü zaman yavrularını çıkarıp, buğdaya zarar verir. Mücadele buğday üreticilerine bırakıldı. Üretim yaparlar, süne ile mücadele ederken inanılmaz kimyasal kullanırlar. Süne ile mücadele edeceğim derken, inanılmaz tahribat bırakılıyor. Bu kalıntılar, insan tüketimi ile birlikte vücuda giriyor. Birçok hastalığa bu besinler davetiye çıkarıyor. Bitkiye ve insana zarar vermeden süne ile yapılacak en iyi mücadele biyolojik mücadeledir. Kadınhanı ve Sarayönü bölgesinde aşırı derecede süne problemi var. Kısaca bizim keklik üretme tesisini kurma amacımızdan biri, süne ile mücadeleye destek olmaktı. Keklikler genelde süne yemez. Yavruları, karınca, süne yumurtası falan yer. Keklik, yavrularını ilk 3-4 ay böcek larvalarıyla besler. Burası Türkiye'nin değil, dünyanın en büyük kınalı keklik üretim tesisi” dedi.

12-6-1200x800.jpg

ÜRETİMİN YANINDA BİLİMSEL ÇALIŞMALARIMIZ DA VAR

''Bu hayvanlara müdahale etmiyoruz'' diyen Kırıkçı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Keklikleri yumurtaya girmesi için bekliyoruz. İlk yumurtlama genelde Nisan ayının ilk veya ikinci haftasında oluyor. Temmuz ayının sonuna kadar yumurta üretimimiz var. Üretimimiz yaklaşık 4 ay sürüyor. Keklik başına 50 yumurta alıyoruz. Yumurtaları kuluçkahanede çıkarıyoruz. Haftada 5 bin keklik civcivi çıkarıyoruz. Yine doğal ortamlarına yakın, hiç insan görmeden kendi hallerinde büyümeye bırakıyoruz. 10-12 haftalık olduktan sonra Milli Parklar Genel Müdürlüğü, ihtiyaç duyduğu kadar keklik alıp, doğal yaşamın devamı için bırakıyor. Tesisimizde 60 bin keklik üretimi olabilir. 100 bine kadar da çıkarılabilir ama şuan üretimimiz 40 bin. Burada üretimin yanında, bilimsel araştırmalar da yapıyoruz. Mesela keklik yumurtası, çok dayanıklı bir yumurta. Uzun süre depolamalarda bile ciddi bir çıkım alıyoruz. Mesaimiz 24 saat. İşçi arkadaşlarımız büyük bir özveri ile çalışıyor.”

12-3-1200x800.jpg

HER YIL DAMIZLIKLARI DEĞİŞTİRİYORUZ

Veteriner Kürşat Akbulut ise şunları dile getirdi: “Yumurtadan çıkardığımız civcivleri büyüttükten sonra damızlıkları değiştirdik. Her yıl damızlıklarımızı değiştiriyoruz. Yavrularımızdan da damızlık seçiyoruz. 1 keklikten 1 yumurta aldıktan sonra damızlık olarak o kekliği bir daha kullanmıyoruz. Daha genç damızlıkları tercih ediyoruz genelde. Aldığımız yumurtaları kuluçkahanemizde depoluyoruz. 24 gün sonra civcivlerimizi alıyoruz. 21 gün gelişim süreci, 3 gün de çıkışı oluyor. Yumurtadan çıkınca tüysüz değiller. Çok hareketli hayvanlardır keklikler. Çıkan hayvanları, civciv büyütme kafesimize alıyoruz. Isıtması olan kafeslerde 1 ay kadar kalırlar ve bakımı yapılır. 1 ay sonra da ara bölmelerimiz var. Hem kapalı hem açık kafeslerimiz var. Böylelikle hem istedikleri gibi dışarı çıkıyorlar hem de içeri giriyorlar. Civcivlere aşı yapmıyoruz. Sadece damızlıklara 1 aşı vurulur. Doğa hayvanları, bütün aşıları bu yüzden yapmıyoruz. Kınalı keklikler, 10 haftalıkken doğaya salınabilir. Biz de o yaşa gelen hayvanı salıyoruz. Bizim tesisimizde odalarımız, kafeslerimiz var. Bir kafes 450-500 civciv alır. Kaç hayvan koyduysak kafese bir de çizelge koyarız. Çizelgeye göre hareket eder, hayvanların yönetimini öyle sağlarız.”

EMRE ÖZGÜL

12-1-1200x800.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
34 Yorum