Duanın kabul olduğu gece; Miraç Kandili

Mübarek üç aylarının başlamasının ardından kandil geceleri de bir bir ihya ediliyor. Sevgili Peygamberimiz 27 Recep 621 hicri tarihinde bir gece içinde önce Mekke’den Kudüs’e ardından Yüce Allah’ın murat ettiği bir yere doğru yolculuğa çıkarıldı. Ve aynı gece içinde geri döndü. Bu olayın birinci safhasına İsrâ, ikinci safhasına ise Miraç denildi.

BÖYLE GECELERDE BOL BOL TÖVBE EDİLMELİ

İslam dünyasında Miraç kandilinin önemine değinen Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, “İslam âleminde Recep ayının 27. Gecesi Miraç kandili olarak kutlanır. Miraç kandili her zaman bizim için önemli olduğu gibi içinden geçtiğimiz bu günlerde daha çok üzerinde durulması gerekir. İslam’ın ilk yıllarında Mekke’de İslam boğulmak ve Müslümanlar yok edilmek istendi. Tek suçları kurulu düzenin şirke dayalı din anlayışına karşılık bir Allah inancını tercih ettiklerinden dolayı Ebu Talip mahallesinde abluka altına alındılar. Üç yıl süren bu ablukada her türlü insanı ihtiyaçlardan mahrum bırakıldılar. Ümmetin çocukları açılıktan öldü. Üç yıl boyunca bütün bu itibarsızlaştırma ve ayrımcılık karşısında hiçbir Müslüman dininden dönmedi. Bugün Gazze’de Filistinli milyonlarca Müslümana Siyonist İsrail’in yaşattığı zulüm, katliam, işgal ve soykırım da bundan farklı değildir. Mekke’de sosyal ve ekonomik boykot sona erdiği zamanlarda, İslam’a büyük destek veren Peygamberimizin sevgili eşi Hz. Hatice annemiz ve onu müşriklere karşı himaye eden amcası Ebu Talip vefat etmişlerdi. Bu iki ölüm olayı Hz. Peygamberi çok üzmüştü. İslam tarihinde bu seneye hüzün yılı denilir. İslam inancında Allah bir kapıyı kapatırsa başka bir kapıyı mutlaka açar. Çünkü iman, imkân demek, iman umut demektir. Müslümanlar her zaman umut taşıyan bir gönle sahip olmalıdırlar. İşte Hz. Peygamber de yanına Zeyd b. Harise’yi alarak davete yeni bir açılım getirmek adına Taif’e gitmişti ve orada ayak takımına taşlattırılmıştı. Her ne kadar Taif’liler İslam davetini kabul etmeseler de dönüşte Yunus peygamberin hemşerisi Addas kabul edecekti. Bütün bu sıkıntılara karşı Yüce Allah Resulünü teselli etmek, ona ve ümmetine müjdeler vermek üzere İsra ve Mi’raç mucizesini yaşattı. Bir gece onu Burak denilen bir binitle Mescid-i Haramdan alarak çevresi mübarek kılınan Mescid-i Aksa’ya götürdü. Mi’racın üssü olan bu kutsal mekândan semalara taşıdı. Böylece Miraç gerçekleşti. Miraçta kendisine ve ümmetine başta beş vakit namaz olmak üzere, Allah’a ortak koşmayanların affedileceği ve evrensel ölçekte ümmetin sorumluluklarının hatırlatıldığı Bakara Suresi’nin son ayetleri hediye edildi” diye konuştu.

SAVAŞIN GÖLGESİNDE BURUK GECE

Prof. Dr. Altıntaş, şunları söyledi: “İşte bugün ilk kıblemiz ve Miraç üssü olan Mescid-i Aksamız Siyonist İsrail’in işgali altında. Siyonistler sürekli mülevves postalları ile Kur’an’da ve sünnette ismi geçen bu mübarek mescidimizin mahremiyetine tecavüz etmektedir. Mescidi yıkıp yerine Beyt-i Makdisi yapacaklarını söylemektedirler. Hatırlarsak 7 Ekim 2023 tarihi öncesinde bu gizli niyetlerini sıklıkla açığa vurmaya başladılar. Kassam mücahitlerinin 7 Ekim harekâtıyla Siyonistler Mescid-i Aksa’yı zaman ve mekan olarak bölme niyetleri suya düştü. 1917’den beri kutsal İslam şehri Kudüs’ümüz de özgür değil. İşgalci İsrail; ABD, İngiltere gibi Batılı uşakların destekleriyle başta Gazze olmak üzere tüm Filistin topraklarında Müslümanlara akla hayale gelmedik her türlü çirkinliği sergilemekte ve soykırım uygulamaktadır. Amaçları, Filistinli Müslümanları savaşla ya da sürgünle vatanlarından uzaklaştırmaktır. Siyonist İsrail, İslam dünyasının dağınıklığından ve satılmış idarecilerinin korkaklıklarından istifade ederek çocukları, kadınları, hastaları, genç yaşlı herkesi en acımasız bir şekilde katletmektedir. Müslümanların evlerini başlarına yıkmakta, yollarını buldozerlerle ortadan kaldırmakta, tarım arazilerini telef etmekte ve hırsız yerleşimcileri işgal ettikleri, Müslümanların toprağına yerleştirmektedirler” ifadelerini kullandı.

KUDÜS ÖZGÜRLEŞTİĞİNDE MİRACI KUTLAMAK ASIL ANLAMINI KAZANACAK

Kudüs’ün özgürleştiğinde tüm dünya Müslümanlarının bir arada Mescid- i Aksa’da 5 vakit namaz kılmaya başladığında Mirac’ı kutlamanın anlam kazanacağını belirten Prof. Dr. Altıntaş, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu sene İslam dünyası Miraç kandilini kutlarken, bu acıyı ve burukluğu ta derinden hissetmeli; lisani ve fiili dualarıyla Filistinli Müslümanların acısına ve derdine ortak olmalıdır. Unutmayalım, Kudüs İslam toprağı olarak varlığını sürdürmedikçe, Mescid-i Aksa’da özgür bir şekilde mü’minin miracı olan beş vakit namaz gürül gürül kılınmadıkça Mi’racı kutlamanın bize bir getirisi olmayacaktır. Müslümanlar Siyonistlerin ürettiği malları boykot etmeye devam etmeli ve Filistinli mazlum Müslümanlara yardımlarını ulaştırmanın çabası içinde olmalıdırlar. İslam dünyasının yöneticileri de var güçleriyle burada yanan zulüm ateşini söndürmek için her türlü tedbiri almalı, iki devletli, başkenti Kudüs olan ve coğrafi bütünlüğünü sağlamış Filistin devletinin kurulması için çalışmalıdırlar. Ellerin semaya kalkacağı bu mübarek gece hem bizim dirilişimize ve hem de İslam âleminin dirilişine vesile olacak amellerle taçlandırılmalıdır.”

SAİT ÇELİK