Depresyona dikkat!

Gündüzlerin kısaldığı, yaprakların döküldüğü ve havanın devamlı kapalı olduğu sonbahar, psikiyatrik rahatsızlıkların çıkmasına neden oluyor. Hüzün mevsimi de olarak bilinen sonbahar, deprosyon sürecini oldukça kısaltıyor. Havaların kötüleşmesi açık alanlardan tekrar güneşsiz kapalı alanlara gidilecek olması keyifsizlik ve mutsuzluk veriyor. Güneşli güzel günlerin artık gerilerde kaldığı, çetin kış koşullarının tekrar gelmek üzere olduğunu hatırlatan sonbaharda yapılması gerekenleri gazetemizle paylaşan Psikiyatrist Doç. Dr. Mehmet Ak, güneşi az görmek, iş sorumluluklarının artması, okulların başlaması, havaların serinlemesi insanlarda birtakım ruhsal değişimlere neden olduğunu söyledi.

Her mevsimin bir amacının olduğunu hatırlatan Ak, “Bahardan kış mevsimine dönüşte ister istemez bir takım değişiklikler oluyor. Bu mevsimde hüzünlü olmayı bir kere çok trajik bir durummuş gibi yorumlamak çok büyük bir hata. Halbuki doğaya baktığımız zaman diğer canlıların tavır ve tutumları itibariyle biraz daha içe dönme, enerjiyi tasarrufa çevirmek ve kendilerinin fiziksel olarak zarar görmeyeceği şekilde bir geri çekilme oluyor. Bazıları kış uykusuna yatar bazıları da kabuk değiştirir. İnsanoğlu da sonbaharla birlikte hüznün arttığını gözlemlemiştir” dedi.

HÜZÜNLENMEK DOĞAL BİR DUYGU

Psikiyatrik rahatsızlıklardan biri olan deprosyonun bu mevsimde görüldüğüne dikkat çeken Ak, “Güneş ışığı daha az oluyor. Tabiattaki değişim de hüznü daha çok çağırıyor. Yeşeren yapraklar yerine solmuş ve dökülen yaprakları görüyoruz. Bu ister istemez içimizde var olan ölümle ilgili gerçeği hatırlatıyor. İnsanın içine dönmesi hayatını gözden geçirmesinin hiçbir sakıncası yok. Sonbaharda hüzünlenip gözlerimizden yaş akması gerçekten normal bir şey. Deprosyon çok başka bir şeydir. Biz artık hüzünlü olmaktan da ürker hale geldik. Hüzünlü olmayı da kabul edilemez algılıyoruz. Günümüz insanına devamlı mutlu olunması gibi bir şey dikte ediliyor. Bu bir pazarlama stratejisi olarak öne çıkıyor. İnsanlara devamlı bir şeylere yönlendiriliyor. Bunun tuzağına düşmemek lazım. Sonabaharda hüzün olması beklediğimiz bir durumdur” diye konuştu.

YÜRÜYÜŞ YAPMAKTA FAYDA VAR

İnsanların yaz mevsiminde biraz daha dışa dönük kaldığını belirten Ak, insanların bundan dolayı birbirleriyle daha az vakit geçirdiğini söyledi. Ak, “Kış gecelerinde evde sohbet etmek için ayırsalar hiçbir sıkıntısı yok. Bu aylarda çok daha düşünebiliriz. Kitaplara, filmlere biraz daha odaklanabiliriz. Sonbahar demek doğadan kopmak anlamına da gelmiyor. Bu mevsimde yürüyüş yapmak insanda farklı duygular uyandırır. Sarı, turuncu ve kahverengi gibi doğanın renkleriyle baş başa kalıyorsunuz. Her iklim koşulunda kendimizi koruyabilecek kıyafetlere sahibiz. Yürüyüş yapın tavsiyesinde bulunduğumda bana havanın soğuk olduğunu söylüyorlar. Yürüyüş için illa havanın güneşli olması gerekmiyor. Sonuçta uygun bir kıyafetle yağmurda da yürünebilir. Hafif rüzgarda da yürüyüş yapmak insanı kendine getirir. Bizim sonbaharı kabul etmemeiz elbette beklentilerimizle ilgili” ifadelerini kullandı. “Sonbaharda beynin direnişli olması için beslenmeye de dikkat etmek lazım” diyen Ak sözlerini şu şekilde tamamladı: “Bu mevsimin ürünleri olan ceviz, balık ve buz yiyecekleri tüketmemiz gerekiyor. Diğer bedeni anlamda faydalı yiyeceklerde mevcut. Mandalina gibi C vitaminine sahip meyveler bu mevsimde çıkıyor. Sadece bu mevsimde hüzün olur. Hüzün de insanı düşünmeye iter. Gözden geçirmeyi sağlar ve gelecek planıyla ilgili düşüncelerin gelişmesini kolaylaştırır. Bütün tatiller de yaza göre planlanıyor. Bir dönem tatiller sonbahar da yapılsa güzel olur. Tatil demek illa deniz kenarında güneşlenmek değildir. Sonbaharın güzelliğinin de tadı çıkartılabilir. Bu mevsimde gezilip görülmesi gereken birçok yer var. İnsanların tatille ilişkili plan hatası yapıyor. İş anlamında da yazın verdiği gevşeklik ortadan kalkabiliyor. Bakış açımızı değiştirip bu mevsimi huzurlu bir şekilde geçirebileceğimizi düşünüyorum.”

MEHMET AKİF SÜTÇÜ