Darbeler meşru olamaz

Darbeler meşru olamaz

12 Eylül darbesinin yıldönümü dolayısıyla yazılı bir açıklama yapan Saadet Partisi Selçuklu Gençlik Kolları Başkanı Ali Ayata, "Şartlar ne olursa olsun milletler için ihtilal asla meşru bir hak olamaz" dedi

Saadet Partisi Selçuklu Gençlik Kolları Başkanı Ali Ayata, 12 Eylül darbesinin yıldönümü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. "Siyasi tarihimizin kara günlerinden olan 12 Eylül’ün 38.yılındayız" diyen Ayata, "Tarih boyunca kendisine çeşitli oyunlar oynanmasına rağmen hiç birisine aldırış etmeden, “hangi bana çılgın zincir vuracakmış şaşarım” diyerek yolunda yürümeye devam eden aziz milletimizin, milli bağımsızlığını korumak ve ecdadından kendisine yadigâr kalan şanlı tarihine sahip çıkmak için kurduğu Türkiye Cumhuriyeti devleti hain ve kirli eller tarafından, adeta darbe hükümetleriyle yönetilen bir devlet haline getirilmek istenmiştir.  Bunun neticesinde ise milletimize ağır bir fatura çıkartılmıştır. 1960 darbesinden den sonra, 17 Eylül tarihinde Başbakan Adnan Menderes, 16 Eylül tarihinde ise Bakan Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan idam edilmişlerdir. 12 Mart 1971 Muhtırasında halkın seçimiyle iktidara gelen meşru hükümet iktidardan uzaklaştırılmıştır" ifadelerini kullandı.

BİZİM ÇOCUKLAR BAŞARDI

Darbelerin arkasında her zaman ABD ve Siyonist İttifak'ın olduğunu kaydeden Ayata, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "12 Eylül darbesi, CIA Türkiye şefi Paul Henze’nin “bizim çocuklar başardı” sözünden de anlaşılacağı üzerine arkasında Amerika ve Siyonist ittifakın bulunduğu bir darbedir. Milli Bağımsızlık ve bütünlüğünü muhafaza için Kurtuluş savaşından sonra ülkemiz de verilen en büyük mücadele, bağımsız ekonomi, ağır sanayi hamleleri olmuştur. Birinci ve İkinci Milliyetçi Cephe hükümetlerinde ve Cumhuriyet Halk Partisi – Milli Selamet Partisi koalisyon hükümetinde bu yatırımlara azami önem gösterilmiş, ülkemizde Doğu’dan Batıya, Kuzeyden Güneye fabrikalar açılmış, iş istihdamı sağlanmıştır. Karlofça Barış Antlaşması ile kaybettiğimiz topraklardan sonra ilk defa 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı ile İngiltere’ye rağmen toprak kazandık. Amerika’nın ambargo tehditlerine kulak asmadan Milli Görüş Lideri merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamız, dönemin Genel Kurmay Başkanı Semih Sancar paşaya Başbakan vekili olarak “Paşam, İlk hedefiniz Kıbrıs’tır, İleri!!!” komutunu verdi. Oysa birkaç yıl önce halk ekmek ve gaz kuyruklarına girip, kara borsadan temel ihtiyaçlarını sağlamaya çalışıyordu. Bizi IMF’ye ve dış borca esir eden bu olumsuzlukların arkasından ülkenin kalkınması İç ve Dış mihrakların azı dişlerine dokundu.  Hayatının baharında toprağa düşen fidanlarımız için darbeden sonra Kenan Evren vicdanı sızlamadan “Netekim, adaletli olsun diye bir sağdan bir soldan astık” açılamasını yaptı. Yıllar sonra Uğur Mumcu’nun; “araştırmalarım beni öyle bir noktaya sevk etti ki, baktığımda sağ ve sol çevrelere silahın aynı kirli eller tarafından dağıtıldığını gördüm” cümleleri kanaatimizce 12 Eylül’ün kimler tarafından desteklendiğini açıkça gözler önüne sermektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisinde altı ay boyunca Cumhurbaşkanı seçilememesi ve 6 Eylül 1980 Kudüs mitingi darbecilere göre, bardağı taşıran son damlalar olmuştur."

İHTİLALLER ASLA MEŞRU HAK OLAMAZ

"Üzerinden otuz sekiz yıl geçmiş olmasına rağmen yüreğimizde hala acısını hissettiğimiz, en kanlı darbe olan 12 Eylül, Sağ  - Sol ayırmaksızın bu milletin düşünen genç dimağlarına karşı yapılmış bir darbedir" diyen Ayata, sözlerini şu şekilde tamamladı: "Bu darbe neticesinde ağır sanayi, milli kalkınma, bağımsız ekonomi yolunda hızla ilerleyen Türkiye’mize kirli eller aziz ve şerefli ordumuzun adını kullanarak, yetkilerini kullanarak müdahale etmişlerdir. Bu müdahalenin neticesinde; Gelişmekte ve ilerlemekte devam eden ülkemiz geri bırakılmış, ülke yönetiminde söz sahibi olabilecek gençlerimiz tasfiye edilmiş, Türk siyasi tarihi kirli lekeler almıştır. Hiçbir ülkede olmayan mağduriyetler meydana gelmiş, ülkemiz uzun yıllar 12 Eylül darbesinin Anayasası ile yönetilmek zorunda kalmış, meşru haklara gölge düşürülmüştür. Şartlar ne olursa olsun milletler için ihtilal asla meşru bir hak olamaz! Neticede; Millet olarak, Sadet Partisi olarak, hiçbir darbeyi tasvip etmiyoruz. 12 Eylül’ün ülkemize kazandırdığı hiçbir artısı olmamıştır. Her darbe kendisinden sonra gelecek yeni bir darbeye zemin hazırlar. 28 Şubat'ın ve 15 Temmuz'un zemini de hiç şüphesiz 12 Eylül’de yatmaktadır. Bu darbenin planlayıcısı olan Kenan Evren’in devlet töreni ile cenazesinin kaldırılması bağrı yanık milletimizi derinden üzmüştür. Bu ve bunun gibi sonuçlar doğurmasına müsaade etmemek adına, 28 Şubat ve 15 Temmuz darbesine girişenlerin acilen kalıcı ve kesin cezalara çarptırılmaları gerektiği düşüncesindeyiz. 12 Eylülde ve diğer bütün kanlı darbelerde hayatlarını kaybeden aziz vatandaşlarımızın her bir ferdine Allah’tan rahmet diliyor, yakınlarına rabbimizden sabrı cemil niyaz ediyoruz."

HÂLİD ŞEN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.