Cebimiz yanıyor!

Ekonomik sıkıntılar gün geçtikçe büyüyor. Dolar ve Euro sürekli yükseliyor. Enflasyon tahmini beklenenden yüksek çıkıyor. Çoğu temel ihtiyaç ürünlerine bir bir zam geliyor. Vatandaş, ağır ekonomik yükün altında ezilirken, işletmeler de iflasın eşiğine geliyor. Ekmek, simit, yumurta, sebze, meyve, hayvansal gıda ürünlerine önümüzdeki günlerde yeni zamların gelmesi bekleniyor. Akaryakıt fiyatları cep yakıyor. Son olarak elektriğe ve doğalgaza da zam gelmesi vatandaşı kara kara düşündürmeye başladı. Konut fiyatlarına da yüzde 9'luk bir artış yapıldı. Konut elektriğine yüzde 9, sanayilerde kullanan elektriğe de yüzde 14 oranında artışa gidildi. Faturaları kabarık gelen vatandaşın yükü iyice ağırlaştı. Temmuz ayında ise en fazla zam, yumurtaya geldi. Vatandaşı ekonomik olarak zor günler bekliyor. Vatandaşın evdeki hesabı artık çarşıya uymuyor. Yürütülen yanlış ekonomi politikaları ise ülkeyi ithalata bağımlı hale getirdi.

100 LİRA İLE NEREDEYSE BİR POŞET DOLMUYOR

Asgari ücretin bin 600 TL olduğu ülkemizde Türk lirasının değeri diğer ülkelerin para birimine oranla sürekli düşüyor. Vatandaşın alım gücü ise sürekli azalıyor. Önceden 100 lira ile 3-4 poşet doldurarak, evine giden bir vatandaş; bugün 100 lira ile bir poşeti bile zor dolduruyor. Yoksulluk sınırı, asgari ücretin üzerinde bir orana denk geliyor. Tarım ve hayvancılık ülkesi olarak anılan Türkiye'de hayvansal gıdalar ve tarım ürünleri çok pahalıya tüketiliyor. Patates ve soğan fiyatları, Haziran ayında 6-7 liraya kadar yükselmişti. Yumurtanın 30'lu koli fiyatı 9 buçuk, 11 liradan 17 liralara dayandı. Tereyağının kilosu en düşük 33-34 liradan satılıyor. Hayvan sorunumuz yok denilmesine rağmen et fiyatları yine 40 ile 60 arasında değişiyor. Tavuk fiyatları da sürekli yükseliyor.

30 MİLYON VATANDAŞ KREDİ ÇEKTİ

Vatandaş ise çareyi kredi kartında buluyor. Kartı ile evine rahatça 300-400 liralık alışveriş yapan bir vatandaşın cebinde dolmuşa binecek kadar nakit para bulunmuyor. Vatandaşlar, gelecek ayın parasını bu aydan harcıyor. Türkiye'de yaklaşık 30 milyon vatandaş, bireysel kredi çekmiş ve kredinin taksitlerini öder durumda bulunuyor. 2018 yılının ilk 5 ayındaki verilere göre aldığı maaaşı kendine yetiremeyen ve ihtiyaçlarını kredi kartı ile temin etmek isteyen 125 bin vatandaş, ilk kez bankalara başvurarak, kredi kartı temin etti. Türk halkının cebinden sürekli para giderken, kazanan yine her zamanki gibi bankalar oldu. Kurumların, çiftçinin bankalara olan borcu biriktikçe birikiyor. Kredi alırken, malını hipotek olarak gösterenler, elindekini ve avucundakini de kaybediyor. Vatandaşın artık yastığının altında parası ve altını da kalmadı.

EKONOMİK SORUNLAR BİTMİYOR

Asgari ücretle çalışanlar, devlet dairesinden veya özel bir kuruluştan emekli olanlar da ekonomik sıkıntılardan dolayı ikinci bir işte çalışmak zorunda kalıyor. Konya'da satılık ve kiralık konut fiyatları sürekli artıyor. Asgari ücret alan bir vatandaş, bir aylık kazancının yarısını ev kirasına veriyor. Geriye kalanı ile de faturalarını ve mutfak masraflarını tam olmasa da karşılıyor. Ay başında elinde avucunda parası kalmayan vatandaşın, ekonomik buhranlardan dolayı sağlık problemleri ortaya çıkıyor. Aile kurumu hem ekonomik sıkıntılardan hem de psikolojik bunalımlar sebebi ile ciddi şekilde tehlike altına giriyor. Gençler, ağır külfetin altında ezileceğini düşündüğü için evliliğin bile artık hayalini kuramıyor. Beyaz eşya, altın fiyatları da sürekli artıyor. Ayrıca Türkiye'nin özellikle diğer ülkeler ile yürüttüğü siyasi diplomasi de Türkiye'de ekonominin bir kısmına ciddi şekilde etki ediyor. Döviz kurunun yükselmesi, büyük işletmeleri ve dolar ile iş yapan esnafları zora sokuyor.

EMRE ÖZGÜL