Rumeysa Zügül

Rumeysa Zügül

Cebi yanan vatandaş tepkili!

Cebi yanan vatandaş tepkili!

Son günlerin ciddi gündem başlığı ekonomi. Gıda fiyatlarına gelen zamlar, meyve sebzenin uçmuş rakamları üstelik bir de elektrik doğalgaz ve akaryakıtın cep yakması. Bunun karşılığında Tüik’in açıkladığı enflasyon rakamlarına karşı halkın yaşadığı gerçek enflasyon. Haa bir de, araştırmalara göre açıklanan açlık ve yoksulluk sınırları. Ekonomide “iyi” diye yazacağımız birkaç madde bulabilsek keşke!

**

Her yılın son aylarında ekonomik problemler daha çok hissedilmeye başlar, çünkü yıl başında verilen asgari ücret zammı senenin sonuna doğru erir adeta erozyona uğrar. Yaz mevsimi geride kalır, okulların açılması ve kış şartlarının ekstra maliyetleri cepleri zorlar. Buraya kadar kabul görmüş bir senaryo tekerrür eder ama “nasıl olsa millet buna alıştı, kabul etti” diyerek de saldım çayıra zihniyeti ile davranmak kafayı kuma gömmektir.

**

Asgari ücret yılın sonuna doğru eriyip buhar olurken kimse buna dur demek için çaba sarf etmez oldu. Eee tabi bir de “pandemi var” diye bir savunma algısı oluşturuldu, böylece gidiyor bu senaryo. Pandemiden önce asgari ücret erimiyor muydu? Dolar ani iniş çıkışlarla ekonomiyi alt üst etmiyor muydu? Vatandaşa, altınlarınızı bozdurun çağrısı yapılmıyor muydu?

**

Halk aslında çok anlamasa da Merkez Bankası’nın faiz kararı ne olacak diye beklemiyor muydu? Bunların hepsi pandemi öncesinde de vardı ama şimdi en net savunma pandemi oldu. Lakin artık bu savunma da kabul görmüyor. İktidar ciddi şekilde kan kaybettiğinin farkında, yapılabilecek hamleler de sanki bitti gibi. Üstelik, eskisi gibi iktidar tarafında olan vatandaşın üzerindeki korku iklimi de dağılmaya başladı. Daha düne kadar, algı yönetimleri veya farklı sebeplerden dolayı korku yaşayan vatandaş, dertli olsa bile “her şey yolunda” demeyi seçiyordu hatta toz kondurmuyorlardı ama bu korku iklimi de artık yok.

**

Cebinin gerçekten yandığını gören ve geçmişte iktidarı destekleyenler de şimdi ekonomiyi net şekilde eleştirir oldular, ne baskı ne de algı yönetimleri işlemez oldu. Bu havayı dün yaptığım sokak röportajlarında apaçık gördüm. Yıllardır muhabirlik dönemimden itibaren Konya’da vatandaşla röportaj yaparım ve farklı bölgelerde hangi siyasi fikirlerin daha baskın olduğunu bilirim.

**

Eskiden Aziziye Cami civarında bir röportaj yapsam, o bölgenin halkı iktidarı eleştirmek şöyle dursun, buna zemin olacak konuların açılmasına bile izin vermezdi. Son röportaj için dedim hadi bi gideyim oraya, bakalım hava nasıl? Gördüm ki, o eski halinden eser yok şimdi. Cebi yanan, geçinemeyen, sürekli borç ile hayatını sürdürmeye çalışan insanların her daim susmasını bekleyemezsiniz. Canı yanan vatandaş elbette bir gün gelip canının yanmışlığı ile net şekilde sesini duyuracaktır. Maharet, bu sessiz çığlıkları duyabilmekte.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rumeysa Zügül Arşivi