Çağlayan: Biz sahaya 1-0 yenik iniyoruz

Çağlayan: Biz sahaya 1-0 yenik iniyoruz

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, AB ile serbest ticaret anlaşması yapan bir ülkenin, Türkiye’nin de böyle bir anlaşmaya taraf olmaması halinde negatif bir etki ile karşılaşacağını bildiği için bütün kozunu kullandığını belirtti

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, AB ile serbest ticaret anlaşması yapan bir ülkenin, Türkiye’nin de böyle bir anlaşmaya taraf olmaması halinde negatif bir etki ile karşılaşacağını bildiği için bütün kozunu kullandığını belirterek, “Biz zaten sahaya inerken 1-0 mağlup iniyoruz” dedi.

Bakan Çağlayan, kendi başkanlığında ABD ile Serbest Ticaret Anlaşması için iş dünyası ile gerçekleştirilen “İstanbul Zirvesi”nde yaptığı konuşmada, AB ve ABD arasında başlayacak olan Transatlantik Serbest Ticaret Anlaşması görüşmeleriyle ilgili konuları değerlendirmek üzere bir araya gelindiğini belirterek, bu toplantının, hem bilgilendirme hem de eylem planı oluşturmak için önem arz ettiğini kaydetti.

ABD ile Türkiye’nin 50 yıldan fazla müttefikliği olduğunu ifade eden Çağlayan, “Özellikle 2009 yılında Başbakanımızın ABD’ye yaptığı ziyarette, Obama ile Başbakanımız ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi, yatırımların artırılması ve üçüncü ülkelerde Türk ve Amerikan iş dünyasıyla model ortaklık oluşturmuştu. İki taraf karşılıklı iş adamları heyeti komisyonu oluşturulması mutabakatına varmıştı” diye konuştu.

“Amerika ziyaretinde önemli mesajlar almayı ümit ediyoruz”

Bakan Çağlayan, bu konuyla ilgili gerekenlerin yapıldığını ve siyaset olarak gereken desteği verdiklerini anlatarak, şunları aktardı:

“Başbakanımızın 15 Mayıs’ta başlayacak Amerika seyahati olacak. Bu seyahatte, Başbakanımızla yaptığımız görüşme çerçevesinde çok fazla kalabalık olmasa da yine iyi bir sayı ile Amerika’da bir CEO forumu ve çeşitli etkinlikler yapılacak. Her anlamda Amerika ile ilişkilerimizi geliştirme çabası içerindeyiz. Başbakanımızın Amerika’ya yapacağı ziyaret, kuşkusuz geçmiş ziyaretlerden biraz daha farklı bir anlam ifade edecek. Bilhassa işin ekonomik ve ticari boyutuna bakılacak. Bugünkü konumuzla ilgili ümit ediyoruz ki önemli mesajlar alınacaktır.”

Amerika ile Türkiye’nin ticari ilişkilerine dikkati çeken Çağlayan, “Türkiye bir satıp üç alır konumda bulunuyor. 2012 yılı itibariyle Türkiye’nin ihracatı 5,6 milyar dolardı, buna karşılık 14,1 milyar dolar ithalatımız var. Toplam, 19,7 milyar dolarlık dış ticaret hacmine sahibiz. Ancak Türkiye’nin dış ticaret hacmini ve dünyanın en büyük ithalatçısı olan ABD’nin dış ticaret hacmine bakıldığında bu rakamlar bir şey ifade etmiyor” şeklinde konuştu.

“Zaten onların tuzları kuru”

Çağlayan, Amerikan şirketlerinin Türkiye’de önemli bir yatırımcı kitlesi bulunduğunu belirterek, 1.311 Amerikan sermayeli şirketin Türkiye’de faaliyette bulunduğunu ve 8,5 milyar dolarlık yatırım hacmine sahip olduklarını kaydetti.

Gümrük Birliği Anlaşması ile geçmişte bazı kayıpların olduğunu ifade eden Çağlayan, “Dönemin hükümeti o zaman tarihi bir hata yaptı. AB ile Türkiye Gümrük Birliği Anlaşması çerçevesinde AB’nin üçüncü ülkelerle yapacağı anlaşmalara Türkiye’nin taraf olmaması gibi bir durum sergiledi. Bunun günahını 18 yıldır çekiyoruz” diye konuştu.

Çağlayan, AB’nin Türkiye’ye karşı samimiyeti ve samimiyetsizliğini herkesin bildiğini aktararak, şunları söyledi:

“Serbest ticaret anlaşmalarında, eğer anlaşma yaptığı ülke isterse Türkiye ile bu anlaşmayı, müzakereyi yapıyor. Bunun çok somut ve olumsuz örneklerini yaşıyoruz. 3 ülke hala ülkemizle serbest ticaret anlaşmasının müzakere kelimesini dahi dillerine almıyor. Defalarca birlikteliklerimizi anlatmamıza rağmen anlaşmaya yanaşmıyorlar, zaten tuzları kuru. 3 ülke ile geçen sene dış ticaret hacmimizde 2,5 milyar dolar eksimiz var. Niye dış ticaret hacmi, cari açığımız olduğunu soruyorlar. İşte temel nedeni bunlar. Benim ülkemin, bu pazarlara girişte yüzde 40-50’ler gümrüklerle karşılaşmasına karşılık. Bu ülkeler, AB ile serbest ticaret anlaşması için benim ülkeme elini kolunu sallaya sallaya sıfır gümrük ile girebiliyor.”

“Bazen taviz vermek zorunda kalabiliyoruz”

Türkiye’nin şu anda sanayi ürünlerinde ortalama gümrüğü yüzde 4,2 olduğunu belirten Çağlayan, en yüksek uygulanılan sanayi gümrüğünün de yüzde 9’lar mertebesinde bulunduğunu dile getirdi.

Çağlayan, bu konuda, ellerinin kollarının bağlı olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“AB ile vize, malların serbest dolaşımı konusunda kota ve üçüncü ülkelerle üyelik müzakeresi yaparken Türkiye’nin masada olmayışı ayıbını defalarca müzakere ettik. Buna ilave olarak serbest ticaret anlaşması yaptığı ülkelere; ‘Türkiye benim Gümrük Birliği ortağımdır. 18 yıldır sanayi ürünlerimizi karşılıklı sıfırladık. Onlarla da anlaşmaya girin’ demesini istedik ama gerçekleşmedi. Türkiye olarak 29 serbest ticaret anlaşması yapmışız. Ancak AB üyesi olan ülkeler dışında kalan şu anda 19 ülke var. 10 ülke ile müzakere devam ediyoruz. Biz zaten sahaya inerken 1-0 mağlup iniyoruz. AB ile serbest ticaret anlaşması yapan bir ülke bütün kozlar elinde olduğu için Türkiye’nin de mutlaka böyle bir anlaşmaya taraf olacağını, olmaması halinde negatif bir etki ile karşılaşacağını bildiği için bütün kozunu kullanıyor. Biz de bazen tavizler vermek zorunda kalabiliyoruz.”
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.