Bilet değil hayal satıyorlar!

Türk milletinin inancına ters olan ve bir kumar olarak haramlığı kesin olan piyango, şehir merkezinin belli noktalarında kurulan stantlarda satıcılar tarafından yine her yıl olduğu gibi bu yıl da vatandaşlara sunuluyor. İsminde yer alan milli ifadesinin de sık sık tartışmalara yol açan piyango, yılbaşlarında gerçekleştirilen çekilişlerle vatandaşı boş yere umutlandırırken insanlar da kumara bulaşıyor. Biletler, şehrin her bir köşesinde adeta insanların gözüne sokularak satılıyor.

BU PARANIN KİMSEYİ ZENGİN ETTİĞİ YOK

Paraya kolay ulaşma isteğinin insanları bu tür yanlış yollara sevk ettiğini kaydeden Konya Tüketiciler Birliği Başkanı Mustafa Dinç, “İnsanlar ne yazık ki çok kolay zengin olmak istiyorlar. Paraya kolay ulaşma isteği Türk milletinin ortak bir özelliği aslında. Kısa sürede zengin olma hayalleri de vatandaşı bu tür yollara yöneltiyor. Kumar olan bu yolun bugüne kimseye hayır getirmediği de ortada. Kaldı ki toplanan paranın büyük bir kısmı şirketlere giderken çok az bir bölümü vatandaşa veriliyor. Yani bu uygulama ile vatandaşın zengin olma durumu yok. Bu paranın kimseyi zengin ettiği de yok. Bu yönleri bir yana bu olay dinimizde haram olarak karşımıza çıkıyor. Tüm bunlara rağmen toplumda milli piyango çekilişinin bu denli karşılık bulması endişe verici” dedi. Ekonomik sıkıntıların da insanları bu tür uygulamalara yönelttiğini de ekleyen Dinç, “Bu yıl insanlardaki ekonomik zorluk üst seviyelerde. Bu da vatandaşın milli piyangoya daha çok yöneleceğini gösteriyor. İnsanlar ne yazık ki bu olayın tam manasıyla bilincinde değil” şeklinde konuştu.

MİLLİ PİYANGO UMUT SÖMÜRÜSÜDÜR

Konu ile ilgili yaptığı değerlendirmelerde Milli Piyangonun bir umut sömürüsü olduğuna da değinen Konya Tüketiciler Birliği Başkanı Mustafa Dinç, şunları kaydetti: “Milli Piyango tamamıyla bir umut sömürüsüdür. Piyangonun bu derece yaygınlaşmasının temel göstergelerinden biri vatandaşın ekonomik olarak zor durumda olmasıdır. Ne yazık ki vatandaşlar boş hayallere dalıyor. Milli Piyango bileti, sömürünün ötesine geçemez. Vatandaşları Milli Piyangonun devlet eliyle yapılıyor olması da üzücü bir durumdur.”

BİLİNÇLİ MÜSLÜMAN ŞANS OYUNLARININ HARAM OLDUĞUNU BİLİR

Milli piyangona yönelimin yaygın oluşunun insanların dini anlamda yeterince bilinçli olmayışından kaynaklı olduğuna değinen İlahiyatçı Bekir Tekkaymaz, “Milli piyangonun ülkemizde Müslümanlar arasında yaygın hale gelmesi insanlarımızın ne yazık ki inandıkları din İslam hakkında helal ve haram konularda yeteri kadar bilgiye sahip olmamalarındandır. İnsanların bu konuda bilgileri olsa bile bilinçli olmamaları; dünyevileşme arzuları, ahireti unutmaları veya hatırlarına getirmek istememeleri de bu konuda tetikleyici bir unsur. Oysa bilinçli bir Müslüman Piyango ve buna benzer şans oyunlarının haram olduğunu bilir. Bilinçsiz bir Müslüman inandım dedikten sonra haram hassasiyetini kazanmadığından ötürü harama gider. Nitekim insanımız yaptığı iş, okuduğu kitap veya ilgilendiği alan hakkında çeşitli araştırmalar yapıyor ve o konuda bilgi sahibi olabiliyor ancak işine gelmediği zaman o konulara girmiyor. Fakat ne yazık ki insanımız çoğu zaman rahat bir şekilde haram helal dinlemeden bu tür yanlışlara girebilmekte. Elbette bunun temelinde hırs, lüks ve konfor sevdası yatmakta” ifadelerini kullandı. İnsanların bu konunun haram olduğunu bildiğini vurgulayan Tekkaymaz, “Milli piyangonun kumar oluşu ve haramlığı bugün en az bilgili olan insanlarca dahi biliyor. Adı milli ama kendisi dini olmayan Piyango ve diğer şans oyunları özellikle toplumsal refahın alt seviyelere kadar düşmesi sebebiyle insanlar tarafından haramlığı göz ardı edilen de bir konu oldu” şeklinde konuştu.

DİYANET HARAM DEMENİN ÖTESİNE GEÇMELİ

Konu ile ilgili Diyanet İşleri’nin haram fetvasının olduğunu fakat bunun tek başına yeterli olmayacağını kaydeden Bekir Tekkaymaz, şunları kaydetti: “Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı tarafından Piyango ve benzeri şans oyunları oynamanın İslam'a göre haram olduğu fetvası var. Ancak haramdır demenin ötesinde toplumsal bilincin oluşması için Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hem camilerde hem de diğer platformlarda bu konunun yoğun bir şekilde işlenmesi gerekir. Konunun sadece haramdır deyip internet sayfalarında kalmasına müsaade edilmemeli. Bugün ülkemizin çoğunluğu Müslüman olduğuna göre Müslümanların temsilcisi olduğunu kabul ettiğimiz Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda tedbirler almalı ve programlar yapmalı. Tıpkı kan kampanyası gibi bir kampanya düzenlenmeli. Nasıl ki kan ihtiyacı kamu spotlarıyla gerek televizyonlarda gerek internet platformlarında gerekse başka platformlarda işleniyorsa bu tür toplumun çökmesine ve ahlaki zafiyete uğramasına sebep olan haramların da bir kampanya dâhilinde işlenmesi gerekir.”

EYYÜB KARAKUZU