Basın özgürlüğü çok uzak

Basın özgürlüğü çok uzak
Kongre Sonuç Bildirgesi’nden: “Türkiye’de basın özgürlüğünün önünde halen ciddi engeller var. Basın Yasası ile Türk Ceza Yasası’nda öngörülen ağır para ve hapis cezaları baskı aracı olarak kullanılıyor”

İLETİŞİM KONGRESİ NOTLARI -2

Çetin ORANLI

[email protected]

 
Gazeteciler Cemiyeti tarafından Antalya-Belek Belconti Otel’de düzenlenen ‘Ulusal İletişim Kongresi’nin açılış konuşmaları ve tebliğinin ardından gerçekleşen ilk panelinde ‘İletişim Özgürlüğü Sorunlar, Öneriler’ konusu ele alındı. Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Ümit Gürtuna tarafından yönetilen panelin konuşmacıları Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süheyl Batum, KKTC Dış Basın Birliği Başkanı Fevzi Tanpınar, serbest gazeteci İsmet Solak ve Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya’ydi. Panelin açılış konuşmasını yapan Ümit Gürtüna günümüzde basın özgürlüğünün tehlike altında olduğunu belirterek çeşitli örnekler verdi. Haberde tarafsızlık konusunu ele alarak konuşmasına başlayan İsmet Solak da, Özal’ın Başbakanlık muhabirlerini değil, gazete temsilcilerini ve genel yayın yönetmenlerini doğrudan muhatap alarak ‘özel demeç’ adı altında gazetelerle ilişkileri yürütmeyi tercih ettiğini, bunun da yanlış bir alışkanlığın yerleşmesine yol açtığını vurguladı. “Özal döneminde genel yayın yönetmenleri ile iş yürütülürken Başbakanlık muhabirleri kapıda nöbetçiydi” diyen Solak, ne Ecevit’in, ne Demirel’in, ne de Erbakan’ın gazeteciler arasında böyle bir ayrım yapmadığını vurguladı. Solak, “Sermaye kendi sermayesini, medya kendi medyasını oluşturdu. Yasama, yürütme ve yargının bir araya geldiği bir toplumda medya özgür olamaz” değerlendirmesini yaptı.

KUTUPLAŞMA, SİYASALLAŞMA VE HOŞGÖRÜSÜZLÜK

Basın özgürlüğü ile ilgili temel sorunun yapısal olmadığını, sorunun yine gazetecilerle ilgili olduğunu düşündüğünü kaydeden Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya da, şu değerlendirmeleri yaptı: “Basın özgürlüğü ile ilgili bir sorun ortaya çıktığında aslında sorgulanması gereken yine o gazetelerin yapıcılarıdır. Türkiye’de yaşanan sorunun net bir şekilde sorumlusunun gazeteciler olduğunu zamanla anladım. Günümüzde Türkiye inanılmaz bir şekilde, kaygı duyulacak düzeyde kutuplaşmış durumda. Gazeteci de bunu yansıtan hale gelmiştir. Gazetecilikte kişi hakları, temel insan hakları nereye kadar bunu sorgulamalıyız. Siyasallaşan bir medya bugün için en önemli sorunumuzdur. Türkiye’de ilan pastasının yüzde 45’i tirajda yüzde15’lik paya sahip olan gazeteye gidiyor. Bunların tartışılması gerekiyor. Türkiye’de hiçbir kesim bir diğerine karşı hoşgörülü değil. En hoşgörüsüz kesim de gazetecilerin kendileri. Gazeteci ve köşe yazarları kendileri ile ilgili eleştirilere tahammül edemiyor.”

Köşe yazarlarına müdahale ettiğini kaydeden İsmail Küçükkaya, yazarların özgür olduğunu, ancak hakarete girmeye haklarının bulunmadığını ve doğruları yazmakla yükümlü bulunduklarını bildirdi. Küçükkaya, iletişim fakültesi öğrencilerine 2. sınıftan itibaren çalışmaları, genel kültür açısından donanımlı olmaları ve mutlaka yabancı dil öğrenmeleri tavsiyesinde bulundu.

KKTC Dış Basın Birliği Başkanı Fevzi Tanpınar ise, iletişim ve düşünce özgürlüğünün sınırlarıyla ele alınması gerektiğini belirterek, en önemli sorunun da bu sınırların belirlenmesi olduğunu vurguladı.

ÇALIŞMA GRUPLARINDA TEMEL SORUNLAR TARTIŞILDI

Kongrenin son gününde 10 ayrı çalışma grubunda iletişim sektörünün temel sorunları derinlemesine tartışıldı. Çalışma gruplarını, Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr Ümit Atabek, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr Atilla Girgin, Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hamza Çakır, Hürriyet Gazetesi’nden Fatih Çekirge, TSYD Genel Sekreteri Ahmet Çakır, Av. Doç. Dr Hasan Bıyıklı, Dünya Gazetesi’nden Hasan Yılmaer, Hürriyet Gazetesinden Şaban Sevinç, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alaeddin Asna ve Muğla Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdülrezzak Altun çalışma gruplarında katılımcılarla tecrübe paylaşımında bulundu.

SONUÇ BİLDİRGESİNDEN NOTLAR

Ulusal İletişim Kongresi’nin sonuç bildirgesinden bazı tespit ve öneriler şu şekilde:

* Türkiye’de basın özgürlüğünün önünde hala ciddi engellerin bulunduğu, bütün çabalara rağmen evrensel ilkelerin yasal düzenlemelere ve uygulamalara yansımadığı saptanmıştır.

* Siyasal gelişmelerin basın organları arasında farklı uygulamalara yol açtığı düşüncesinin giderek güçlendiği gözlemlenmiştir.

* Basının karşı karşıya kaldığı ekonomik sıkıntıların hükümetler tarafından yeterince ciddiye alınmadığı ve demokrasinin vazgeçilmez aracı olan kitle iletişim araçlarının sorunlarının çözümü konusunda duyarlı davranılmadığı kanısının yaygınlaştığı söylenebilmektedir.

* Basın Yasası ile Türk Ceza Yasası’nda öngörülen ağır para ve hapis cezalarının gazetelerin ve gazetecilerin üzerinde ağır bir baskı aracı olarak kullanılmasının engellenmesi zorunluluğu üzerinde durulmuştur.

* Basın  çalışanlarının sorunları artarak devam etmektedir. Yakın tarihte fikir işçilerinin uzun yıllardan beri yararlandıkları  fiili yıpranma zamları iptal edilerek gazetecilerin emeklilik yaşlarının yükseltilmesi yolu açılmıştır. Oysa sektör, yapısı itibariyle genellikle genç emek kullanmakta ve bu uygulama ile çalışanların basından emekli olma şansları ellerinden alınmaktadır.  

* Basın çalışanlarının en büyük sorunlarından olan örgütlenme hakkı da fiilen engellenmektedir. Yazılı basında çalışan gazetecilerle televizyon ve radyolarda çalışan gazeteciler ayrı iş kollarında sayılmakta ve aynı patrona bağlı olarak çalışanlar bir çatı altında örgütlenememektedir.

* Kitle iletişimi alanında yaygınlaşan işsizliğin iletişim fakültelerindeki eğitimi önemli biçimde etkilediği saptanmıştır. Sayıları giderek artan iletişim fakültelerinin öğrencileri iletişim sektöründe iş bulamamaktadırlar. İletişim eğitimi gören gençlerin sektörde çalışmasının yolunu açacak yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğu saptanmıştır.

* Basın dünyasının artan ekonomik sorunlarının iletişim mesleğinin uygulamasında önem kazanan etik anlayışlarını da uygulanamaz hale getirdiği ortaya konulmuştur. Gazetecilerin mesleklerinin saygınlığını korumak için geliştirdikleri ilkeler, karşı karşıya kalınan sorunların büyüklüğü karşısında önemini yitirmektedir. Bu durum hemen herkesin dilinden düşürmediği Dördüncü Güç ve onun demokrasi için vazgeçilmez konumunu tehlikeye sokmaktadır. 

* Kongre çalışma grupları raporlarındaki sorunlar ve bunların giderilmesi için önerilen çözüm yollarının bir an önce uygulanabilirliğinin sağlanması konusunda Gazeteciler Cemiyeti’nin bir eylem planı hazırlamasını da oybirliği ile kabul etti.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.