Balkız, Alp Gürkan İçin Ek Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararına İtiraz Etti

Balkız, Alp Gürkan İçin Ek Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararına İtiraz Etti

Manisa Barosu Başkanı Zeynel Balkız, 301 madencinin şehit olduğu Soma'daki maden ocağı faciasıyla ilgili Soma Cumhuriyet Savcılığı’nın, Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan ve Ali Ulu dahil 40 şüpheli hakkında verilen, ek kovuşturmaya...

Manisa Barosu Başkanı Zeynel Balkız, 301 madencinin şehit olduğu Soma'daki maden ocağı faciasıyla ilgili Soma Cumhuriyet Savcılığı’nın, Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan ve Ali Ulu dahil 40 şüpheli hakkında verilen, ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz etti. Balkız, itiraz dilekçesini Akhisar Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sundu.

Baro Başkanı Balkız, Soma Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 2014/1567 nolu soruşturma dosyasının incelenmesi sonucunda 45 şüpheli hakkında Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere fezleke düzenlenirken aralarında Gürkan ve Ulu’nun da bulunduğu 40 şüpheli hakkında da ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdiğini söyledi. Balkız, bu kararın taraflarına 6 Kasım 2014 tarihinde tebliğ edildiğini ve krara itiraz ettiklerini kaydetti.

'BİZZAT İŞİ ALP GÜRKAN YÖNETİYOR'

Balkız, “Daha önceki tarihli şikayet dilekçelerimizde de adı geçen Alp Gürkan kazanın meydana gelen Eynez maden ocağının işleteni, Soma Maden İşletmeleri A.Ş.’nin kurucusu ve bu şirketin çatı kuruluş olan Soma Holding A.Ş.’nin yönetim kurulu başkanıdır. Bu sıfatıyla kazanın meydana geldiği maden ocağının işleteni, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin fiili yöneticisidir. Bizzat işi Alp Gürkan yönetmekte olup oğlu Can Gürkan dahil diğer yöneticiler, paravan olarak resmiyette gösterilmiş yöneticilerdir. İşletmenin üretim, satış, iş güvenliği işlerinden bizzat Can Gürkan sorumludur. Şirketin yönetim kurulu başkanı gözüken Can Gürkan, şirketin CEO’u Ramazan Doğru Akın Çelik ve diğer üst düzey yöneticilerle bizzat her an temasta olup iş emrini veren Alp Gürkan’dır. Bu iddiamızın en büyük kanıtı da telefon kayıtlarıdır. Şayet ana soruşturma dosyası olan Soma Cumhuriyet Savcılığı’nın 2014/1567 sayılı soruşturma dosyasında ifadesi alınıp tutuklanan 8 şüpheli ile Alp Gürkan’ın kullanmış oldukları telefon numaraları tespit edilip bu numaralardaki görüşme listesinin telefon şirketlerinden istenmesi halinde şüpheliler arasında düzenli ve çok miktarda telefon görüşmesi yapıldığı, telefonla talimatların verildiği açıkça görülecektir. Bu nedenle işbu itiraz dosyasından bu eksiklik giderilerek, görüşme listesinin dosyaya intikalini talep ettik.” dedi.

'ALİ ULU, RAPORLARI İNCELEMEDEN SADECE İMZALAMIŞ'

Diğer şüphelilerden Ali Ulu’nun ise fiilen Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Ege Linyit İşletmeleri (ELİ) Müessese Müdürlüğü’nde müdür yardımcısı olduğunu aktaran Balkız, “Bu kişi hakkında da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir ancak şüpheli Ali Ulu’nun sorumlu olmadığının düşünülmesi mümkün değildir. Şöyle ki Ali Ulu’nun teknik nezaretçi defterini inceleme ve imzalama yetki ve görevi vardır. Her yetki ve görev, beraberinde bir sorumluluğu da gerektirmektedir. Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği 134. maddesi gereğince teknik nezaretçi defterlerini imzalamaktadır. Savcılık tarafından alınan ifadesinde kendisinin bu raporları incelemeden, sadece imzaladığını beyan etmiştir. Teknik nezaretçi defterindeki bilgilerin doğru olup olmadığı, diğer bir deyişle teknik nezaretçilerin görevlerini yapıp yapmadığı hususunu araştırmak ve incelemek de imza sorumluluğuyla birlikte Ali Ulu’nun görevleri arasındadır. Kendisine gösterilen defteri incelemeden imzalaması, kendisinin sorumluluğunu ortaya çıkaracaktır. Cumhuriyet savcılığınca alınan ifadesinde müdafi olan Mahmut Yılmaz tarafından teknik nezaretçi defterini imzalamak zorunda kaldığı ileri sürülmüştür. Buna ek olarak olayla ilgili olarak verilen bilirkişi raporunda teknik nezaretçinin de kusur sahibi olduğu, bu kusurdan ötürü sorumlu olması gerektiği belirtilmiştir. Bu durumdan ötürü teknik nezaretçi defterinde imzası bulunan Ali Ulu’nun kusurunun bulunduğu muhakkaktır.” şeklinde konuştu.

Kararda ismi geçen diğer isimlerden olan Cihan Sutay ve Fatih Kiraz'ın da sorumsuz olduğunun düşünülemeyeceğinin altını çizen Zeynel Balkız, “Fatih Kiraz, gaz ölçüm sensörü işçisi olarak çalışmaktadır. Yaşanan elim maden kazası ile ilgili olarak sorumsuz olması düşünülemez, çünkü eğer söz konusu sensörlerin bakımları olması gerektiği gibi yapılmış olsaydı, sensörler felaketi daha önceden haber verecek ve maden daha önceden boşaltılabilecekti. Eğer bir arızası mevcutsa bunu belirtmesi gerekmektedir. Cihan Sutay, Kenan Çiçek ve Zafer Opan ise gaz sensörü bakımcısı olarak çalışmaktadır. Eğer kendileri sensör bakımlarını gerektiği gibi yapmış olsaydı, cihaz daha önceden uyarı verecekti. Bunun sonucunda da böyle büyük bir felaket yaşanmayacaktı. Beytullah Fen ise seyyar gaz ölçümcüsü olarak çalışmaktadır. Çavuş olarak görev yapmaktadır. Elim kazanın meydana geldiği Eynez’deki maden ocağında da ölçümlerde bulunmuştur. Yine söz konusu şahıs da yaptığı iş sonucunda 'olur' raporu vermiş ve herhangi bir tehlikenin bulunduğundan herhangi bir bahiste bulunmamıştır. Bu da maden kazasının önceden farkedilmesini engellemiştir.” dedi.

Balkız, şöyle devam etti: “Osman Ertunç ise söz konusu olayın meydana geldiği işyerinde işçilerin yaptığı işleri kontrol etmekle görevlidir. Söz konusu kontrolleri yapan bu şahıs, eksikleri farkedemeyerek söz konusu maden kazasının meydana gelmesinde belli bir rol oynamıştır. Eğer kontrol sırasında eksiklikleri farketmiş olsaydı, o takdirde belki de bu kazanın önüne geçebilecekti. Mehmet Basılkan ise maden kazasının yaşandığı madende havalandırmadan sorumlu olarak çalışmaktadır. Şüpheli eğer işini gereği gibi yapmış olsaydı, havalandırmalar kaza anında da çalışacak ve kazazedeler içeride daha uzun süre dayanabileceklerdi. Bu, kazayla ilgili olmasa da sonra o kişilerin kurtarılması için zaman kazanmak açısından yararlı olacaktı. Ölümlerin çoğunun oksijensiz kalmaktan kaynaklandığı görülünce bu kişinin de sorumluluğu malumdur.”

Cihaz bakımcısı olarak çalışan Yavuz Aydın ve Halil Tuna’nın da aynı şekilde cihazların kaza anında olması gerektiği gibi çalışmamasından dolayı sorumlu olduklarını dile getiren Balkız, “Mehmet Maraş, emniyetçi çavuş olarak felaketin yaşandığı maden ocağında çalışmaktadır. Madencilerin güvenlikleriyle ilgilenmektedir ancak kişi, görevini ihmal etmiştir. Bunun sonucunda da maalesef elim kaza vuku bulmuştur. İçeride yangın çıkması durumunda kişilerin zarar görmemesi için o, kil ve su ile müdahalede bulunmaktadır. Ercan Hane de maden teknikeri görevini ifa etmektedir. Küllerin serpildiği alanda bu görevi yapmaktadır. Eğer bu iş gerektiği gibi yapılmış olsaydı, kazanın önüne geçebilecekti. Bu sebeplerden ötürü bu kişilerin sorumsuz olduğu düşünülemez. Bu kişiler hakkında bu hususların da gözönünde bulundurulmasını, Ceza Muhakemeleri Kanunu 173-(1) maddesi gereğince talep ettik. Bu kişiler hakkında kovuşturmanın yapılması için gereken yeterli şüphenin varlığı mevcuttur. Bütün bu sebeplerden ötürü Soma Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2014/1567 sayılı soruşturma dosyasında verilmiş olan ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazımızın kabulünü, adı geçen 40 sanık hakkında da fezleke düzenlenip ceza yargılamasına devam edilmesine karar verilmesini talep ettik.” dedi. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.