Avrupa Birliği ve Türkiye
ÖNSÖZ
Merkezi Brüksel’de bulunan Avrupa Birliği (AB) nedir? Avrupa Birliği ekonomik ortaklık mı yoksa siyasi bir birlik midir? Avrupa Birliği’nde karaları kimler alacak ve alınan kararlar nasıl uygulanacak? Avrupa Birliği’ne üye ülkeler, millî egemenlik haklarını niçin devrediyorlar? Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliğini kimler istiyor? Türkiye, Avrupa Birliği’ne üye olunca neler kazanacak, neler kaybedecektir?
Avrupa Birliği’ne tam üye olunup olunmayacağı neden Türk Milleti’nden sorulmuyor? Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesine karşı olanlar kimler ve bunların kimlikleri nedir? En önemlisi de Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girebilmesi için tarihini inkâr ile Müslüman kimliğinden soyunmasını isteyenler, Çanakkale’de ve İstiklâl Harbi’nde Türk Milleti’ne karşı ittifak kuran ve birlik olan güçler değil midir? Dost ve düşmanı çok iyi tanıyan atalarımız, “gavurdan dost, domuzdan post olmaz” sözünü acaba neye dayanarak söylemişlerdir?
İşte bütün bu sorulara cevap bulabilmek için, Türk insanına Avrupa Birliği’ni tanımak görevi düşmektedir. Ondan sonra da ecdadımızın Osmanlı mirasını kaybetmemek için İstiklâl Harbi’nde vatanı, namusu, dini ve istiklâli uğruna kanını seve seve akıttığını düşünerek, tarihi bir karar vermek gerekir.
Avrupa Birliği Nedir?
Önce Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) adı ile vücut bulan Avrupa’nın bütünleşmesi, sonra Avrupa Topluluğu (AT) şekline dönüşmüştür. Daha sonra ise 11-12 Aralık 1992 tarihinde yapılan Edinburg Zirvesi’nde Avrupa Birliği (AB) ismini alan topluluk, belirlenen takvime göre, nihai hedef olarak 2010 yılında Avrupa Birleşik Devletleri (ikinci ABD) olarak adlandırılacak şekilde düzenlemeler yapılmıştır.
Avrupa Birliği, Kiliseler Birliği’nden geçmektedir. Avrupa Birliği’nin ekonomik, siyasi ve askeri olmak üzere üç boyutu vardır. Avrupa, sömürgeci, bağnaz ve maddecidir (materyalisttir).
Türkiye’de, Avrupa Birliği’ne girmek için çaba sarf edenler, hem kendilerine yazık ediyorlar, hem de bir milletin yok olması için yaptıkları tahribattan dolayı milyonların vebalini sırtlanıyorlar.
Halbuki Rudyard Kipling’ın dediği gibi “Batı batıdır. Doğu’da doğu. Bu ikisi asla bir araya gelemez.” Onun için Türkiye ile Avrupa tarihte hiçbir zaman blok olmadı ve asla olmayacaktır da. Avrupa Birliği yolunda koşanların hevesleri kursaklarında kalacağı gibi, kurdukları tuzaklara da inşallah kendileri düşeceklerdir.
Bugün İslâm dünyası ve Müslümanlar, uyuyan aslan durumundadırlar. Batı’nın kurduğu sinsi tuzaklar ve bu tuzağın tezgâhında yer alanlar, Müslüman doğulularca tam anlaşılırsa, işte o zaman Bizans yeniden yıkılacak, Roma yeniden batacaktır. Avrupa Birliği tuzağına Türkiye’yi düşürmeye çabalayan Siyonist işbirlikçiler de Kudüs’ten, Sina’dan kaçacakları yer arayacaklardır.
Avrupa Birliği yolunda koşarak yönünü Batı’ya çevirenler, Türk Milleti’nin dinini, kültürünü, tarihini ve ekonomisini yok etme gayreti gütmektedirler. Müslüman Türk Milleti’nin yönü Kâbe’ye çevrili olup, ancak devletler düzeyinde bütünleşmesi, birlik ve beraberliği İslâm Dünyası ile mümkündür.
Türkiye, Müslümanların liderliğini üstlenerek, dünyada sulh ve huzurun temini için gerekli çabayı göstermelidir.
Kayseri, 22.01.1995
Şevki ÇOBANOĞLU
GİRİŞ
Türkiye, Avrupa Birliği’ne katılmak üzere 1963 tarihinde Ankara Anlaşması’nı imzalayarak, büyük umutlarla bir bekleyişe geçmiştir. Ancak aradan geçen büyük zamana rağmen, Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne almadılar. Acaba Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne neden almıyorlar? İşte bu sorunun cevabını bulmak için AB’nin Türkiye’den isteklerine ve Türkiye’nin de Avrupa Birliği’ne katılabilmesi için yapması gerekenlerin neler olduğuna bir bakmak gerekir.
1) Avrupa Birliği nasıl bir topluluktur? Ekonomik mi, siyasi mi, yoksa dini bir topluluk mudur? Merkezi Brüksel’de olan bu topluluğun amaçları nelerdir? Bu topluluk dünyaya sulh mu getirmek istiyor, geri kalmış ülkeleri kalkındırmak mı istiyor, yoksa perde arkasında ekonomik paylaşım plânlarının gerçekleşmesi mi söz konusudur? Avrupa Birliği nedir?
2) Roma Anlaşması’nın 39-46 (dahil) maddelerinde “millî nizamlar” yerine “ortak nizamlar” öngörülmektedir. Bu maddede, “Tarımla ilgili politikaları, Topluluk Konseyinin Tarım Komitesi tayin eder” hükmü yer almaktadır. Buna göre Türkiye, Avrupa Birliği’ne tam üye olunca, Topluluk kararlarına harfiyen uymak zorunda kalacaktır. Birde Avrupa Birliği’ne uyum için gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması gerekir. Avrupa Birliği’nin tam üyesi olmak için gerekli hukuki düzenlemeleri yapan bir ülke, egemenlik haklarını, yasama, yürütme ve yargı haklarını, Topluluk organlarına devretmiş olmuyor mu? Türkiye, Avrupa Birliği’ne entegre olurken, mevcut Anayasa’da nasıl değişiklikler yapması gerekir. Yani Türk Anayasası’nın hangi maddelerinin değiştirilmesi söz konusu olacaktır?
3) Biz kimiz? Kimliğimiz nedir? Türkiye, Avrupa Birliği’ne girerse kimliğini nasıl koruyacak? Avrupa Birliği’ne girme gayreti içinde olan Türkiye’nin stratejisi nedir?
4) Türkiye, Avrupa Birliği’ne tam üye olduğu zaman ekonomik, siyasi ve kültürel ne gibi faydalar sağlanacaktır?
5) Türkiye, Avrupa Birliği’ne girdiği takdirde, Topluluk içinde Müslümanların durumu ne olacaktır? Yani bugün 370 milyon nüfusa sahip 15 Avrupa Birliği üyesi Hıristiyan Dünyası içinde, Türkiye Müslümanları azınlık durumuna düşüp, Filistin, Lübnan, Kıbrıs ve Bulgaristan benzeri baskı ve işkencelere maruz kalmazlar mı? Tarihte Batı ile bir savaşımız var. Haçlılar, hep Müslümanlara hücum etti ve savaş açtı. Hedefleri Kudüs’ü ele geçirmek ve Ortadoğu’ya hâkim olmak olarak bilinir. Halen Ortadoğu’da süren İsrail-Filistin savaşı neden durmuyor? Bu savaşa, Batı’nın destek verdiği bütün dünyaca biliniyor. Aynı Batı, Türkiyeli Müslümanlar için çok mu merhamet sahibidir?
6) Birde Kıbrıs meselesi var. Kıbrıs meselesi de devamlı Avrupa Birliği’nin gündeminde tutulmaktadır. Her defasında Türkiye’nin önüne Kıbrıs çıkarılmaktadır. Acaba Avrupa Birliği için Kıbrıs neden vazgeçilmez olarak görülmektedir? Kıbrıs kimindir?
7) Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jacques Delors, başkanlığı döneminde bir açıklama yaparak, “AT’ın temeli Hıristiyan Birliğidir” demiştir. Böylece AB’nin temelinde var olan, ama bir türlü açıklanmayan siyasi ve ideolojik yönü net bir biçimde ortaya çıkmıştır. Acaba Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Delors’un açıklaması Avrupa Birliği’nin bir “Hıristiyan Birliği” olduğunu ortaya koymuyor mu?
8) İtalya, Avrupa Birliği’nin kurucusu altı üyeden biridir. Avrupa Birliği’nin Anlaşması da Roma’da akdedilmiştir. Yani Avrupa Birliği’nin merkezi aslında Roma’dır. Bu asli üye İtalya Devleti’nin ve diğer Avrupa Birliği yetkililerinin çoğunun ifade ve açıklamaları Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne alınmayacağı şeklindedir. Avrupa Birliği, Türkiye’yi bir pazar olarak görmekte ve olaya bu yönde bakmaktadır. Benim kanaatim odur ki; Avrupa Birliği, Türkiye’yi sanayisi gelişmemiş bir tüketim pazarı olarak, kıskaca alıp sömürme plânları peşindedir. Avrupa Birliği, Türkiye’nin kalkınması, gelişmesi, sanayileşmesi için neler düşünüyor? Türkiye’nin AB’ne girmesine en büyük engel nedir? Avrupalılar, Türkiye’nin AB’ne girmesini istemediği halde, Türkiye’de siyasi kuruluşların ve iş çevrelerinin çoğu neden ısrarla AB’ne tam üye olunmasını istiyorlar? Türk Milleti’nin büyük çoğunluğu AB’ne girilmesine taraftar görünmüyor. Neden Avrupa Birliği’ne girilip, girilmeyeceği milletten sorulmuyor? AB’ne tam üye olunması Türk Milleti’nin “var veya yok olma” yolunda verilecek tarihi bir karar değimlidir?
Devam Edecek
Merkezi Brüksel’de bulunan Avrupa Birliği (AB) nedir? Avrupa Birliği ekonomik ortaklık mı yoksa siyasi bir birlik midir? Avrupa Birliği’nde karaları kimler alacak ve alınan kararlar nasıl uygulanacak? Avrupa Birliği’ne üye ülkeler, millî egemenlik haklarını niçin devrediyorlar? Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliğini kimler istiyor? Türkiye, Avrupa Birliği’ne üye olunca neler kazanacak, neler kaybedecektir?
Avrupa Birliği’ne tam üye olunup olunmayacağı neden Türk Milleti’nden sorulmuyor? Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesine karşı olanlar kimler ve bunların kimlikleri nedir? En önemlisi de Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girebilmesi için tarihini inkâr ile Müslüman kimliğinden soyunmasını isteyenler, Çanakkale’de ve İstiklâl Harbi’nde Türk Milleti’ne karşı ittifak kuran ve birlik olan güçler değil midir? Dost ve düşmanı çok iyi tanıyan atalarımız, “gavurdan dost, domuzdan post olmaz” sözünü acaba neye dayanarak söylemişlerdir?
İşte bütün bu sorulara cevap bulabilmek için, Türk insanına Avrupa Birliği’ni tanımak görevi düşmektedir. Ondan sonra da ecdadımızın Osmanlı mirasını kaybetmemek için İstiklâl Harbi’nde vatanı, namusu, dini ve istiklâli uğruna kanını seve seve akıttığını düşünerek, tarihi bir karar vermek gerekir.
Avrupa Birliği Nedir?
Önce Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) adı ile vücut bulan Avrupa’nın bütünleşmesi, sonra Avrupa Topluluğu (AT) şekline dönüşmüştür. Daha sonra ise 11-12 Aralık 1992 tarihinde yapılan Edinburg Zirvesi’nde Avrupa Birliği (AB) ismini alan topluluk, belirlenen takvime göre, nihai hedef olarak 2010 yılında Avrupa Birleşik Devletleri (ikinci ABD) olarak adlandırılacak şekilde düzenlemeler yapılmıştır.
Avrupa Birliği, Kiliseler Birliği’nden geçmektedir. Avrupa Birliği’nin ekonomik, siyasi ve askeri olmak üzere üç boyutu vardır. Avrupa, sömürgeci, bağnaz ve maddecidir (materyalisttir).
Türkiye’de, Avrupa Birliği’ne girmek için çaba sarf edenler, hem kendilerine yazık ediyorlar, hem de bir milletin yok olması için yaptıkları tahribattan dolayı milyonların vebalini sırtlanıyorlar.
Halbuki Rudyard Kipling’ın dediği gibi “Batı batıdır. Doğu’da doğu. Bu ikisi asla bir araya gelemez.” Onun için Türkiye ile Avrupa tarihte hiçbir zaman blok olmadı ve asla olmayacaktır da. Avrupa Birliği yolunda koşanların hevesleri kursaklarında kalacağı gibi, kurdukları tuzaklara da inşallah kendileri düşeceklerdir.
Bugün İslâm dünyası ve Müslümanlar, uyuyan aslan durumundadırlar. Batı’nın kurduğu sinsi tuzaklar ve bu tuzağın tezgâhında yer alanlar, Müslüman doğulularca tam anlaşılırsa, işte o zaman Bizans yeniden yıkılacak, Roma yeniden batacaktır. Avrupa Birliği tuzağına Türkiye’yi düşürmeye çabalayan Siyonist işbirlikçiler de Kudüs’ten, Sina’dan kaçacakları yer arayacaklardır.
Avrupa Birliği yolunda koşarak yönünü Batı’ya çevirenler, Türk Milleti’nin dinini, kültürünü, tarihini ve ekonomisini yok etme gayreti gütmektedirler. Müslüman Türk Milleti’nin yönü Kâbe’ye çevrili olup, ancak devletler düzeyinde bütünleşmesi, birlik ve beraberliği İslâm Dünyası ile mümkündür.
Türkiye, Müslümanların liderliğini üstlenerek, dünyada sulh ve huzurun temini için gerekli çabayı göstermelidir.
Kayseri, 22.01.1995
Şevki ÇOBANOĞLU
GİRİŞ
Türkiye, Avrupa Birliği’ne katılmak üzere 1963 tarihinde Ankara Anlaşması’nı imzalayarak, büyük umutlarla bir bekleyişe geçmiştir. Ancak aradan geçen büyük zamana rağmen, Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne almadılar. Acaba Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne neden almıyorlar? İşte bu sorunun cevabını bulmak için AB’nin Türkiye’den isteklerine ve Türkiye’nin de Avrupa Birliği’ne katılabilmesi için yapması gerekenlerin neler olduğuna bir bakmak gerekir.
1) Avrupa Birliği nasıl bir topluluktur? Ekonomik mi, siyasi mi, yoksa dini bir topluluk mudur? Merkezi Brüksel’de olan bu topluluğun amaçları nelerdir? Bu topluluk dünyaya sulh mu getirmek istiyor, geri kalmış ülkeleri kalkındırmak mı istiyor, yoksa perde arkasında ekonomik paylaşım plânlarının gerçekleşmesi mi söz konusudur? Avrupa Birliği nedir?
2) Roma Anlaşması’nın 39-46 (dahil) maddelerinde “millî nizamlar” yerine “ortak nizamlar” öngörülmektedir. Bu maddede, “Tarımla ilgili politikaları, Topluluk Konseyinin Tarım Komitesi tayin eder” hükmü yer almaktadır. Buna göre Türkiye, Avrupa Birliği’ne tam üye olunca, Topluluk kararlarına harfiyen uymak zorunda kalacaktır. Birde Avrupa Birliği’ne uyum için gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması gerekir. Avrupa Birliği’nin tam üyesi olmak için gerekli hukuki düzenlemeleri yapan bir ülke, egemenlik haklarını, yasama, yürütme ve yargı haklarını, Topluluk organlarına devretmiş olmuyor mu? Türkiye, Avrupa Birliği’ne entegre olurken, mevcut Anayasa’da nasıl değişiklikler yapması gerekir. Yani Türk Anayasası’nın hangi maddelerinin değiştirilmesi söz konusu olacaktır?
3) Biz kimiz? Kimliğimiz nedir? Türkiye, Avrupa Birliği’ne girerse kimliğini nasıl koruyacak? Avrupa Birliği’ne girme gayreti içinde olan Türkiye’nin stratejisi nedir?
4) Türkiye, Avrupa Birliği’ne tam üye olduğu zaman ekonomik, siyasi ve kültürel ne gibi faydalar sağlanacaktır?
5) Türkiye, Avrupa Birliği’ne girdiği takdirde, Topluluk içinde Müslümanların durumu ne olacaktır? Yani bugün 370 milyon nüfusa sahip 15 Avrupa Birliği üyesi Hıristiyan Dünyası içinde, Türkiye Müslümanları azınlık durumuna düşüp, Filistin, Lübnan, Kıbrıs ve Bulgaristan benzeri baskı ve işkencelere maruz kalmazlar mı? Tarihte Batı ile bir savaşımız var. Haçlılar, hep Müslümanlara hücum etti ve savaş açtı. Hedefleri Kudüs’ü ele geçirmek ve Ortadoğu’ya hâkim olmak olarak bilinir. Halen Ortadoğu’da süren İsrail-Filistin savaşı neden durmuyor? Bu savaşa, Batı’nın destek verdiği bütün dünyaca biliniyor. Aynı Batı, Türkiyeli Müslümanlar için çok mu merhamet sahibidir?
6) Birde Kıbrıs meselesi var. Kıbrıs meselesi de devamlı Avrupa Birliği’nin gündeminde tutulmaktadır. Her defasında Türkiye’nin önüne Kıbrıs çıkarılmaktadır. Acaba Avrupa Birliği için Kıbrıs neden vazgeçilmez olarak görülmektedir? Kıbrıs kimindir?
7) Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jacques Delors, başkanlığı döneminde bir açıklama yaparak, “AT’ın temeli Hıristiyan Birliğidir” demiştir. Böylece AB’nin temelinde var olan, ama bir türlü açıklanmayan siyasi ve ideolojik yönü net bir biçimde ortaya çıkmıştır. Acaba Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Delors’un açıklaması Avrupa Birliği’nin bir “Hıristiyan Birliği” olduğunu ortaya koymuyor mu?
8) İtalya, Avrupa Birliği’nin kurucusu altı üyeden biridir. Avrupa Birliği’nin Anlaşması da Roma’da akdedilmiştir. Yani Avrupa Birliği’nin merkezi aslında Roma’dır. Bu asli üye İtalya Devleti’nin ve diğer Avrupa Birliği yetkililerinin çoğunun ifade ve açıklamaları Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne alınmayacağı şeklindedir. Avrupa Birliği, Türkiye’yi bir pazar olarak görmekte ve olaya bu yönde bakmaktadır. Benim kanaatim odur ki; Avrupa Birliği, Türkiye’yi sanayisi gelişmemiş bir tüketim pazarı olarak, kıskaca alıp sömürme plânları peşindedir. Avrupa Birliği, Türkiye’nin kalkınması, gelişmesi, sanayileşmesi için neler düşünüyor? Türkiye’nin AB’ne girmesine en büyük engel nedir? Avrupalılar, Türkiye’nin AB’ne girmesini istemediği halde, Türkiye’de siyasi kuruluşların ve iş çevrelerinin çoğu neden ısrarla AB’ne tam üye olunmasını istiyorlar? Türk Milleti’nin büyük çoğunluğu AB’ne girilmesine taraftar görünmüyor. Neden Avrupa Birliği’ne girilip, girilmeyeceği milletten sorulmuyor? AB’ne tam üye olunması Türk Milleti’nin “var veya yok olma” yolunda verilecek tarihi bir karar değimlidir?
Devam Edecek
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.