Şevki Çobanoğlu

Şevki Çobanoğlu

Avrupa Birliği ve Türkiye -15-

Avrupa Birliği ve Türkiye -15-

AVRUPA BİRLİĞİ, ABD VE TÜRKİYE

NATO 1949’da kuruldu. AET 1957’de teşekkül etti. Türkiye, 13 Şubat 1952’de NATO’ya girdi. Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ile Türkiye arasında 12 Eylül 1963’te üyelik için Ankara Anlaşması imzalandı.
Peki Türkiye, Batı ile ittifak kurmakla neler kazandı, neler kaybetti?
Türkiye, İstiklâl Harbi’nden çıkalı ve savaştan kurtulalı beri aradan geçen uzun zaman boyutuna rağmen sanayisini kuramadı, silahını yapamadı, teknolojisini geliştiremedi, toplum nüfusuna yeterince iş veremedi ve ekonomik refah sağlanamadı. Ayrıca ülke devamlı olarak dış borçlanmaya sürüklenerek borç yükü ağırlaştı. Hülasa olarak ekonomik gelişme ve istikrar sağlanamadığı için geçinme standardı da günden güne düştü. 1923’de 1 ABD doları 75 kuruş idi. Zaman içinde Türk Lirası sürekli olarak değer kaybına uğradı.
Türkiye, NATO’ya girer girmez müttefik ülke kararları mucibince derhal Güney Kore’yi destekleyen Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve NATO ittifakı çıkarları için Kore’ye asker gönderdi ve bu savaşta beş bin civarında asker kaybetti. Birde milyarlarca ekonomik kayıp verdi. (Kore Savaşı, 25 Haziran 1950’de başlamış ve 27 Temmuz 1953’e kadar sürmüştür.) AET ülkelerine ise iki milyondan fazla işçi sevk ederek, ülke aktif nüfusunu Batı’ya ihraç etti. Dışarıya ihraç edilen büyük işçi kütlesi dini, ahlâki ve ekonomik yönden Batı’nın kıskacına girdi. Ülke de sosyal bir çöküntü baş gösterdi. Ekonomi politikalarının köklü bir yapıya kavuşturulamaması sonucu millî sanayi kurulamadı ve kalkınma çabaları sonuçsuz kaldı.
Peki Japonya 1945’de atomla yerle bir edildi. Almanya, İkinci Dünya Savaşı’ndan ikiye bölünerek ve tahriplere maruz kalarak yenilgiyle çıktı. Yahudi İsrail Devleti 1948’de kuruldu. ABD ve Rusya dünya süper güçleri oldu. Avrupa’nın bütünü dünyanın gözde ülkeleri haline geldi. Avrupa, geri kalmış ülke insanlarının iş bulup çalışabilmek için sıraya girdiği ve bünyesinde milyonlarca Asyalı ve Afrikalı ülkelerin insanlarına iş veren ülkeler oldular.
1945’de İkinci Dünya Savaşı’ndan yenilgiyle çıkan ve sanayisi tahrip edilen Almanya, yeni teknolojisi ile gelişmesini sağladı. Bölünen Almanya birleşerek, Birleşik Almanya oldu.
Yine 1945’de atomla tahrip edilen Japonya, Batılı ülkeleri bile hayrette bırakan bir hızla teknolojiye hakim oldu ve gelişmesini sağladı.
ABD ve İngiltere’nin gayretleri sonucu kurulan İsrail Devleti, dünyanın en gelişmiş silah sanayine sahip oldu. Bu cani devlet, silah gücünü kullanarak, vahşi eylemlere girip, İslâm Dünyası’nın ve Müslümanların kutsal yerleri olan Kudüs ve Mescid-i Aksa bölgesini denetim altına aldı. İsrail, İslâm Dünyası üzerinde sinsi plânlar peşindedir.
Peki Türkiye uzun süredir bir savaş görmemekle beraber niye sanayisini kuramadı, teknolojisini geliştiremedi ve silahını yapamadı? Ayrıca siyasi arenada köklü bir yapı oluşturulamadı? Batı ve komünist dünyasına karşı, İslâm Dünyası bir blok olamaz mıydı? Gerekçe neydi?
Türkiye, Asya ve Avrupa kara parçaları üzerinde üç tarafı denizlerle çevrili Akdeniz ve Karadeniz’i birbirine bağlayan boğazlarla ve Avrupa-Asya karayolu köprüsü ile hem ticari hem de askeri olmak üzere dünyanın stratejik bir bölgesi üzerinde bulunmaktadır. Birde kendi kendine yeterli tarım alanlarıyla, maden kaynaklarıyla ve tabii güzellikleriyle dünyanın ilgisini çekmektedir. Bu kadar önemli bir toprak parçası için dünya süper ve şer güçlerinin art niyetleri bulunamaz mı? Veya Türkiye üzerinde gizli emeller olduğu düşünülemez mi? Yahudiler, “Nil’den Fırat’a kadar uzanan büyük Yahudi vatanı” sözünü söylerken neyi kastediyorlar?
Tarihe bir göz atalım. Birinci Dünya Savaşı kimler tarafından çıkarıldı ve niçin savaş yapıldı? Birinci Dünya Savaşı’nın çıkartılmasının yegâne sebebi Osmanlı İmparatorluğu’nu tarihten silmek ve petrol bölgelerine ulaşmaktı. Ayrıca Yahudi İsrail Devleti’nin kurulmasıydı. Kim bu Osmanlı petrol bölgelerini paylaşanlar? ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve bütün Avrupalı güçlerdi elbet. Bu güçler bir ittifak halinde Osmanlı topraklarını talan etmediler mi? Müslümanların kanlarını akıtmadılar mı? Üstelik İsrail Devleti’nin kurulmasıyla, Müslümanlar için sürekli bir işkence ve ateş çemberi oluşturmadılar mı?
Bütün bu gerçekler ortada iken Birleşmiş Milletler ve NATO ittifakı ile Avrupa Birliği ne yapmak istiyor? Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkan ve İslâm Dünyası üzerinde denetim politikası güden ABD ve AB’den nasıl bir fayda umulmaktadır?
Birleşmiş Milletler diye bilinen teşkilâtta ve NATO’da yer alan ülkeler eşit söz hakkına sahip midirler? Yoksa bunlardan bir kısmının ayrıcalıklı haklarımı vardır? Kimler kurdu BM’yi, NATO’yu ve AB’yi?
BM: ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa’nın veto denen ayrıcalıklı yetkileri dahilinde kurulmuştur. Bu vetocu ülkeler için müeyyide uygulaması söz konusu değildir. Peki BM üyesi diğer ülkelerin üyelik şartından başka haklarının olmaması niye?
NATO: Başta ABD, İngiltere, Fransa olmak üzere güya Varşova Paktı’na karşı sözde hür dünya denilen ve Hıristiyan dinine mensup ülkeleri gelecek tehlikelere karşı korumak üzere kurulmuştur.
AB: Almanya, İtalya, Fransa, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg devletlerinin 25 Mart 1957 tarihinde Roma’da imzalanan anlaşma sonucu kurulmuştur. Topluluğa daha sonra aralıklarla İngiltere, İrlanda, Danimarka, Yunanistan, Portekiz, İspanya, Avusturya, Finlandiya ve İsveç katılmışlardır. Topluluğa, 10 ülke daha katılarak üye sayısı 25 olmuştur.
ABD bütün İslâm Ülkeleri’nin tepkilerine rağmen 1948’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, Yahudi İsrail Devleti’nin kurulması için elinden gelen çabayı göstermedi mi?
ABD, NATO üyesi ülkelerden İngiltere ve Kanada’yı arkasına alarak çıkarları için Libya’ya bir gece baskını düzenlemedi mi?
Yine ABD ve Batı, Müttefik Kuvvetler oluşturup Körfez Savaşı ile Irak’ı işgal etmediler mi?
Devam Edecek

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şevki Çobanoğlu Arşivi

Vergi

31 Mayıs 2014 Cumartesi 06:00