Arınç: İş Kazaları İle İlgili Başbakanlık Teftiş Kurulu Görevlendirildi

Arınç: İş Kazaları İle İlgili Başbakanlık Teftiş Kurulu Görevlendirildi

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, İstanbul'da yaşanan ve 10 işçinin hayatını kaybettiği kazanın ardından Bakanlar Kurulu'nda alınan bazı kararları açıkladı. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun iş kazaları konusunda...

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, İstanbul'da yaşanan ve 10 işçinin hayatını kaybettiği kazanın ardından Bakanlar Kurulu'nda alınan bazı kararları açıkladı. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun iş kazaları konusunda Başbakanlık Teftiş Kurulu'nu görevlendirdiğini belirten Arınç, ILO sözleşmelerinin 176. ve 167. maddelerine ilişkin kısımlarının da onaylanması maksadıyla TBMM'ye bir an önce gönderilmesi ve yeni yasama döneminin başında da kanunlaştırılmasının istendiğini bildirdi. Arınç ayrıca toplantıda iş güvenliği eylem planı yapılması ve kamuoyuna açıklanması kararı da alındığını belirterek mesleki yeterlilik kurulunun çalışması ve sertifikaların düzenlenmesi ile ilgili bu yıl sonuna kadar mutlaka faaliyet geçirilmesi kararı verildiğini duyurdu.

    Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında Başbakanlık Merkez Bina'da saat 12.10'da başlayan Bakanlar Kurulu toplantısı saat 17.00'de sona erdi. En önemli gündem maddesi olarak Şişli'de meydana gelen ve 10 kişinin hayatını kaybettiği kazanın görüşüldüğü toplantının ardından Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç bir basın toplantısı düzenledi.

    TEFTİŞ KURULU KURULACAK

    Arınç, "Öncelikle adli soruşturmaya bir müdahalemiz söz konusu değil. Olay anından itibaren İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı olay üzerinde soruşturma başlatmıştır. İdari soruşturma hem valiliğimiz hem ilgili kurumlar tarafından belediyeleri de kapsayacak şekilde, bunların sorumluluklarını dikkate alacak şekilde, o da başlamıştır ve devam etmektedir. Başbakanımız bir karar almıştır. Başbakanlık Teftiş Kurulu'nu görevlendirecektir. Teftiş Kurulu da sadece bu spesifik olaya münhasır değil bundan 3 yıl önce çok büyük bir özenle çıkardığımız iş sağlığı ve güvenliği kanununun geçtiğimiz 3-4 yıl içinde uygulamaları ve bir verimlilik analizi yapılmak üzere bir eksiklik var mıdır yeni yasal düzenlemeye ihtiyaç var mıdır, bu olaylarla ilgili olarak süreçler nasıl cereyan etmektedir, yetki ve sorumluluklar kimlerdedir, böyle bir olay vukua geldiğinde kimler hangi noktalarda sorumluluk alabileceklerdir, bunları teftiş kuruluna çok özenli bir şekilde hazırlanması için başbakanımız talimatlarını vermişlerdir." dedi.

    Ölen işçiler ve ailelerine yardım konusunda ise Bülent Arınç, "Bu bir iş kazası olduğuna göre ölen yurttaşlarımız için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın sağladığı imkanlar nedir, aile ve sosyal politikalar bakanlığının sağladığı imkanlar nedir, bunlar detaylı olarak görüşüldü ve bu yurttaşlarımızın her birine çalışma ve sosyal güvenlik alanında ölüm geliri ölüm aylığı süratle yapılmasına karar verildi. Bu konuda bir gecikme söz konusu değil." diye konuştu.

    ILO MADDELERİ TBMM'YE GİDECEK

    Arınç, şöyle devam etti: "Aynı zamanda ILO sözleşmeleri ile ilgili 167. ve 176. maddeler konusu vardı. Aslında iş sağlığı ve güvenliği kanunu çıktığı zaman bu sözleşmelerin hükümlerini de kapsayacak düzenlemeler yapılmıştı. Bu bakımdan tek başına ILO sözleşmelerinin bu maddelerine ilişkin bir gecikme söz konusu değil. Çünkü onların iş sağlığı ile işçi sağlığı veya iş güvenliği ile ilgili öngördüğü konuları, esasen bu kanun çıkarken fazlasıyla karşılamış bulunmakdaydık. 167. inşaatlarda güvenliği 176. madenlerin güvenliği ile ilgiliydi. Bu kanunda bu hükümler getirilmiş olmasına rağmen çağdaş standartlar gereği ve AB normları gereği ILO sözleşmelerinin o maddelere ilişkin kısımlarının da onaylanması maksadıyla TBMM'ye bir an önce gönderilmesi ve yeni yasama döneminin başında da kanunlaştırılması istenmiştir. Bunlar da gerçekleştirilecektir."

    "SON ZAMANLARDA GARİP OLAYLAR YAŞAMAYA BAŞLADIK"

    Toplantıda iş güvenliği eylem planı yapılması ve kamuoyuna açıklanması kararı da alındığını belirten Arınç, "Başbakanlık Teftiş Kurulumuzun çalışmaları, adli ve idari soruşturmaların sonuçları ve aynı zamanda bakanlıklar arasında bir komite kurulmak suretiyle aralarındaki iş güdümü ve koordinasyonu ne şekilde sağladıkları, veya bu konuda bir eksiklik varsa bunların öngörüldüğü bir çalışma yapılacak. Ve iş güvenliği konusu artık Türkiye için hayati önemde bir konu olduğu anlaşılmıştır. Bu sadece 10 işçimizin vefatıyla ilgili de değildir. Son zamanlarda o kadar garip olaylar yaşamaya başladık ki; bildiğiniz gibi bir damperli kamyon şehir içerisinde damperi kalkık vaziyette kilometrelerce yol alabiliyor. Ve sonunda da bir üst geçide çarpmak suretiyle çökertiyor ve altında kalan minibüsün şoförü hayatını kaybediyor. Bir başka yerde mesela bir barajın yakınında insanlar piknik yaparken sular birden geliyor. Uyarılar yapılmış da olabilir ama insanlar hayatlarını kaybedebiliyorlar. Ne bileyim bir LPG yüklü bir tanker Diyarbakır'da bir patlama sonucu havaya uçuyor ama 30 tane vatandaşımız hayatını kaybediyor. Mesele 10 işçinin hayatını kaybetmesi ile ilgili değil. 300 vatandaşımızın Soma madenlerinde hayatını kaybetmesini de bununla bağlantılı düşünebilirsiniz. O kadar yasal düzenleme yapıyoruz, o kadar işçi sayımız artıyor, o kadar yeni güvenlik tedbiri alıyoruz ama buna rağmen eğer bu iş kazaları olup hayatlar kaybedilebiliyorsa nerede bir eksiklik var veya uygulamada nerede aksama var bunları da görebileceğiz." şeklinde konuştu.

    İŞ KAZASI İSTATİSTİKLERİNİ PAYLAŞTI

    Ardından bazı istatistikleri paylaşan Arınç, "İş kazaları konusunda yapılan incelemelerde en yüksek oranın inşaat sektöründe olduğu da ortaya çıktı. Son 5 yılın ortalamasıyla inşaat sektöründeki kayıplarımızın sayısı 351 civarındadır. Yani binlerce insanın çalıştığı sektörlerin içinde bu kadar sayının yüksek görülmesini biz fevkalade önemsiyoruz. Tüm işyerleri bakanlarımızın koyduğu kriterlerle az tehlikeli tehlikeli çok tehlikeli sınıflarımız var. Toplamda bu 3 sınıfta 1 milyon 391 bin 453 işyerimiz var. Bunların tümünde çalışanlarımızın sayısı da 3 milyon 773 bin 92'dir." ifadelerini kullandı.

    Bülent Arınç, "İş kazası meslek hastalığı istatistiklerine baktığımızda, diğerlerine baktığımız zaman da feryat edecek çok büyük zor durumda kaldığımızı ifade edebilecek sonuçlar yok. Ama bir kişinin hayatı bile bizim için çok önemli. Bu hayatını kaybetmeler noktasında iş sağlığı ve iş güvenliği güvenliği bakımından bir eksiğimizin olup olmadığını uzun boylu tartıştık." dedi.

    "KAZANIN NEDEN OLABİLECEĞİNİ AZ ÇOK ANLIYORUZ"

    İstanbul'daki iş kazası ile ilgili bazı tespitleri paylaşan Arınç, "Büyük bir inşaat yapılıyor. Altyüklenici konumunda da 45 firma var. 1300'ün üzerinde işçi sayısı var. Bizim tespitlerimize göre kazanın neden olabileceğini az çok anlıyoruz. Ancak müsaade ederseniz bu konuyu bilirkişi ve uzmanların da incelemesi ve adli soruşturma içerisinde yer almasıyla çok daha yakından öğrenebileceğimiz ümit ediyorum. Bir iş yerinde ölümlü sonuçlanan bir iş kazası ile karşı karşıya geldiğimizi söyleyebilirim." ifadelerini kullandı.

    "MESLEKİ YETERLİLİK FAALİYETE GEÇİRİLECEK"

    Arınç, şöyle devam etti: "İş güvenliği eylem planı yapılması ve kamuoyuna açıklanması bizzat Başbakanımız tarafından yapılacaktır. Mesleki yeterliliği kurumunun da rolü üzerinde ayrıca durulmuştur. Çalışma Bakanımız bugüne kadar 560 meslek hattında kriterler belirlemiştir. Ne iş versen yaparım dönemi geçti vasıflı elemanların işlerde çalıştırılması döneminin de geldiğini düşünüyoruz. Mesleki yeterlilik sertifikası almayanların o işlerde çalışmaması gerektiğine inanıyoruz. Mesleki yeterlilik konusunda bugüne kadar ciddi bir adım atılmadığı maalesef görülmüştür. Bu işi bilenlerin bu işleri yaptıklarını düşünebilirsiniz. Ama birkaç gün önce gelip önemli bir işi yapmak üzere görevlendirilen bir insanın gerçekten bu konuda yetişip yetişmediği bilgi ve becerisi olup olmadığını elinde herhangi bir belge veya sertifikası bulunup bulunmadığını kontrol edecek bir mekanizmaya ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Mesleki yeterlilik kurulunun çalışması ve sertifikaların düzenlenmesi ile ilgili bu yıl sonuna kadar mutlaka faaliyet geçirilmesi kararı verilmiştir."

    HEPİMİZ ASANSÖRLERE BİNERKEN ENDİŞE DUYMALIYIZ

    "Türkiye'de 460 bin civarında faal halde bulunduğu ama bir iddiaya göre bunların yüzde 60'ının çalışmaması gerektiği konusunda bir ciddi endişe var. Eğer durum gerçekten böyleyse biz hepimiz asansörlere binerken bir endişe içinde olmalıyız. Asansörlerin kontrolleri mutlaka periyodik bakımlarla desteklenmelidir." diye konuşan Arınç, ayrıca kaza yerindeki tüm faaliyetlerin durdurulduğunu açıkladı. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.