Ap'nin Ağır Topundan Erdoğan'a Ak Saray Eleştirisi: Keyfîlik Ve Maçoluk Simgesi

Ap'nin Ağır Topundan Erdoğan'a Ak Saray Eleştirisi: Keyfîlik Ve Maçoluk Simgesi

Avrupa Parlamentosu’nda 50 milletvekili bulunan Yeşiller/Avrupa Hür İttifakı (Greens/EFA) grubu Eşbaşkanı Rebecca Harms, Türkiye’nin otoriterleştiğini gösteren delillerden birinin "17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarının kapatılması"...

Avrupa Parlamentosu’nda 50 milletvekili bulunan Yeşiller/Avrupa Hür İttifakı (Greens/EFA) grubu Eşbaşkanı Rebecca Harms, Türkiye’nin otoriterleştiğini gösteren delillerden birinin "17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarının kapatılması" olduğunu söyledi. Masum olduğunu iddia eden tüm şüphelilerin mahkemede aklanması gerektiğini vurgulayan Harms, Türkiye'de "tek adamın isteklerine göre devletin yeniden dizayn edildiğini" savundu.

Ak Saray konusunda da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sert eleştiriler yönelten Harms'a göre yüksek maliyetli bu saray, Erdoğan'ın "keyfiliğini ve maçoluğunu" gösteriyor. Tecrübeli siyasetçi Harms, Türkiye'nin insan hakları ve demokratikleşme karnesinin gelecek adına kaygı verici olduğunu belirterek, antidemokratik bir ülkeye yatırım yapmanın büyük bir risk olacağını da vurguladı.

AB, 17-25 ARALIK'IN KAPATILMASI KONUSUNDA ENDİŞELİ

Alman politikacı Harms, 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarının kapatılması konusunda Avrupa Birliği’nin endişeli olduğunu söyleyerek, şu soruyu yöneltti: "Masum iseler, şüpheliler neden mahkemeden kaçıyor?”

Avrupa Yeşiller Partisi’nin (EGP) 21. Konsey toplantısına katılmak ve çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği İstanbul’da Cihan'a konuşan veren tecrübeli siyasetçi, Türkiye’de kaybolan yargı bağımsızlığı konusunda endişelerini dile getirirken yolsuzluk soruşturmalarının kapatılmasını da bu tehlikeli gidişata örnek gösterdi. Kimseyi yargılamadığını belirten Harms, yolsuzluk iddiaları gerçekten temelsizse bu soruşturmaların devam etmesi ve sanıkların aklanması gerektiğini söyledi. ‘Paralel yapı’ iddialarına itibar etmeyen Harms, yargının işini yapmasının engellenmesinin sağlıksızlığına dikkat çekti.

İNSAN HAKLARINA RİAYET ETMEYEN BİR ÜLKE GÜVENİLİR EKONOMİK ORTAK OLAMAZ

Harms, AB’nin Türkiye’yi yakından takip ettiğini, kendisinin de Yeşiller politikacısı olarak Türkiye’deki basın özgürlüğü konusunda her zaman hassas bir tavrı olduğunu belirtti. “Avrupa, insan haklarını garanti altına almamış bir ülkenin güvenilir bir iş ortağı olamayacağını anlamalı.” şeklinde konuşan Harms, Türkiye’de artan keyfi uygulamaların taşıdığı ekonomik risklere vurgu yaptı. Tereddüt etmeden “Eğer Erdoğan Türkiye’yi Rusya tipi bir ülkeye dönüştürmeye devam ederse ekonomik ilişkiler zarar görecektir.” uyarısında bulunan Alman lider, Türkiye’de özellikle kuvvetler ayrılığı konusundaki gerileme hakkında Avrupalıları uyardığını belirtti.

Harms, Avrupa’da gitgide ‘başarılı ekonomik ilişkilerin demokratik gelişmeyi garanti etmeyeceği’ anlayışının hâkim olduğunu belirttikten sonra demokratik olmayan bir ülkede yatırımın büyük risk taşıdığını söyledi. Rusya’nın Ukrayna politikası nedeniyle AB tarafından yaptırımlarla cezalandırılmasına destek verdiği için diplomatik statüsüne rağmen kısa süre önce Rusya’ya girişi engellenen Harms, tek adam yönetiminin Türkiye gibi antidemokratik seyir izleyen her ülkede oluşabileceğine işaret etti.

AK SARAY İÇİN DEVRİK UKRAYNA LİDERİ BENZETMESİ

Türkiye konusunda endişe verici gelişmeler olduğu vurgusu yapan Harms’a göre, ülkede tek bir adam her şeyi kontrol etmeye çalışıyor ve güçlü tek bir politikacının isteklerine göre devlet yeniden dizayn ediliyor. “Bu gidişata Macaristan’da şahit oldum, Türkiye’de şimdi benzeri oluyor.” diyen Harms, yüksek maliyeti nedeniyle dünya basınında bolca yer alan ‘Ak Saray’ı keyfiliğe örnek olarak verdi.

Harms’a göre eski zamanları ve emperyal dönemleri hatırlatan bir saray yaptırmak Erdoğan’ın güç göstermek istemesinin bir ürünü. Ak Saray’ı kamu kaynaklarının kötüye kullanılmasının bir örneği olarak tanımlayan Harms, şatafat konusunda Ukrayna’nın devrik Cumhurbaşkanı Viktor Yanuşenko’nun sarayı ile benzerlik kurdu. Harms’a göre Yanuşenko ve Erdoğan’ın gösterişli sarayları bir maçoluk göstergesi.

Türkiye konusundaki endişelerinin Gezi protestolarından önce başladığını söyleyen Harms, gazetecilere yönelik baskının otoriterleşmenin ilk işareti olduğunu kaydetti.

AVRUPA DA HATALI; AMA MÜZAKERELERİ TIKAYAN TARAF, DAHA ÇOK ANKARA

Türkiye’deki olumsuz gidişatı ve AB ile ilişkilerdeki gerilemeyi büyük ölçüde Ankara’nın sorumluluğu olarak yorumlayan Harms’a göre, müzakere sürecinin çok yavaş ilerlemesinde AB’nin de hataları var. AB ile tıkanmış görüntü veren müzakerelere atıfla “Bu durumun Erdoğan’ın partisi tarafından oluşturulduğunda ısrar ediyorum.” diyen Harms, Avrupa’da Sarkozy ve Merkel gibi Türkiye’ye şüpheci yaklaşan politikacıların durumu kolaylaştırmadığını söyledi. Alman politikacı, Merkel’in imtiyazlı ortaklık fikrini, ne anlama geldiğini bilmeden önerdiğini iddia etti. Harms, AB’nin Türkiye ile tutarlı biçimde müzakerelere devam etmek yerine üyeliğini sorgulamasının hata olduğunu belirtti.

Avrupa’nın tavrını hatalı bulmasına rağmen Harms, Türkiye’nin umut vaat eden bir aday ülkeden otoriterliğe gidişinin sorumluluğunu ise yine Türk hükümetinin politikalarında görüyor. Türk tarafının “hataları ve yalanları” olduğunu ifade eden Harms, “Ne gibi yalanlar?” sorusuna cevap vermezken, her şeye rağmen AB’nin başladığı işe devam etmesini ve Türkiye’de hukukun üstünlüğüne katkıda bulunmak için müzakereleri sürdürmesi gerektiğini belirtiyor. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.