Altın Şafak Raporu: Örgütten Başka Herkes Düşman

Yunan basın yayın organları, Neonazi Altın Şafak örgütüne yönelik operasyonları başlatan Yargıtay Savcısı’nın 9 sayfalık soruşturma raporunu yayınladı. Askeri hiyerarşi örnek alınarak yapılanan ve demokrasi ile kurumlarını tehdit eden ‘derin’ örgüt Altın Şafak’ı yakan rapor, örgüt lideri ve 5 milletvekili ile birlikte 22 üyenin gözaltına alınmasıyla sonuçlanmıştı. 9 kişi de aranıyor. Bu arada polis, Atina çevresinde örgütün cephaneliğini arıyor.

Faşist Altın Şafak örgütü üyeleri hariç başta yabancı ve göçmenler olmak üzere toplumun bütün kesimlerini ‘düşman’ olarak gören örgütü yakan Yargıtay Başsavcısı Haralambos Vurliotis’in hazırladığı soruşturma raporu yayınlandı. Altın Şafak’ı ‘şiddet ve kan’dan beslenen ‘organize suç örgütü’ olarak tanımlayan şok raporda, çok ağır suçlamalar yer alıyor. Savcı, örgütün insan hakları ve insan onuru için tehdit olduğunu, kamu düzeni ve ülke güvenliğini tehlikeye soktuğunu ve demokrasiyi yıkmayı amaçladığını vurguluyor.

18 Eylül’de Altın Şafak üyesi tarafından cinayete kurban giden Yunan müzisyen Pavlos Fissas olayına kadar yüzlerce göçmeni hastanelik eden, şiddet uygulayan, korku salan ve en az 5 kişinin ölümüne sebep olan Altın Şafak’a yönelik operasyonlar devam ediyor.

ÇOCUKLARDAN SALDIRI TABURLARI KURMUŞLAR

Yargıtay Başsavcısı’nın Altın Şafak raporunda cinayet, cinayete teşebbüs, yaralama, dövme, şiddet, tehdit, bombalama, kara para aklama gibi suçlamaların yanında ilginç bir detay dikkat çekiyor. Örgüt, 14-17 yaşındaki çocuklara askeri eğitim veriyordu. Reşit olmayan çocukları hedefine koyan Altın Şafak, 14-17 yaşındaki çocuklardan oluşan ve karma taburlara “Yıldırım” adını vermiş. Çocukları toplama görevi ise örgüt tarafından ‘tarih’ bilgisi olan ve ‘kabiliyetiyle’ dikkat çeken 17 yaşındaki ‘Arnavut’ kökenli bir çocuğa tahsis edilmiş. 17 yaşındaki çocuk, haftada 2 defa örgüt tarafından düzenlenen beyin yıkama ve eğitim amaçlı toplantılara çocukların getirilmesini sağlıyordu.

Dokuz sayfalık raporda Altın Şafak’ın askeri hiyerarşiden esinlenerek oluşturduğu yapı, net ifadelerle ortaya konuyor. Tutuklanan Altın Şafak lideri Nikos Mihaloliakos, en üst kademede yer alıyor. Hitler’in örnek alındığı ve lider Mahaloliakos’un Führerprinzip (lider/lik ilkesi) şeklinde tanımlandığı raporda yer alıyor. Lider, tüm emirleri vererek gerekli yönlendirmeler ve koordinasyonu sağlıyordu.

TÜRK DİZİSİ YAYINLAYAN KANALA İDRARLI SALDIRI

Askeri hiyerarşiyi örnek alan örgüt, emirleri üstten alta doğru milletvekilleri Hristos Papas (başkan yardımcısı), İlias Kasidiaris, Yiannis Lagou, İlia Panayotarou ve Hristos Mihas tarafından ulaştırılmasını sağlıyordu. Örgüt liderinin yardımcısı Papas, Türk dizileri yayınladığı için Mega TV’nin kapısına idrarını yapmış, üyelerle birlikte TV’nin kapısını yumurta yağmuruna tutmuştu.

ARNAVUTLARA YAKIN İLGİ

Yabancı düşmanlığı ile bilinen örgütün özellikle Arnavutlarla yakından ilgilendiği ortaya çıktı. Bir örgüt milletvekilinin Arnavut kökenli olmasına vurgu yapılıyor. Adı verilmeyen milletvekilinin gözaltına alınanlar arasında bulunmadığı belirtiliyor. Bir diğer ayrıntı da örgütün üst düzey yöneticisinin Arnavut kökenli bir bayan ile evli olması. Arnavut kadının ise örgüt içerisinde aktif rol aldığı ve tutuklananlar arasında bulunduğu da kaydediliyor. Bu arada raporda, Altın Şafak'ın Yunanlara verilmek üzere topladığı elbiseleri göçmenlere satmaları için verdiği ve cironun yüzde 90'ına el koyduğu da yer aldı.

YUNAN OLMAYANLAR İNSAN MI?

Bu arada Altın Şafak operasyonlarını başlatan Pavlos Fissas cinayeti öncesi ve sonrasında cinayeti işleyen örgüt üyesi ile milletvekilleri arasından telefon görüşmeleri yapıldığı tespit edildi. Cinayetten sadece yarım saat sonra örgüt lideri Mihaloliakos’un milletvekilleri tarafından bilgilendirildiği tespit edildi. Örgüt üyeleri, cinayeti işleyen ‘kapalı hücre’ yapılanması üyesi Rupakyas’ın cinayet sorgulamasında kendilerini ele vermediği için övüldüğü görülüyor. Ayrıca Altın Şafak’ın planlı şekilde işlediği yüzlerce suç eyleminden önce ve sonra liderin bilgilendirildiği raporda yer alıyor.

Raporda Atina’nın Petralona semtinde Altın Şafak üyeleri tarafından öldürülen 27 yaşındaki Pakistanlı Lokman’a da yer veriliyor. Başsavcıya göre örgüt, ‘Yunan olmayanların insan olmadığını’ iddia ediyor. Bu kategoriye yabancı göçmenler, Romanlar, örgüt ideolojisine karşı olanlar ve duyma ile hareket kabiliyeti kısıtlı olanlar giriyor. Altın Şafak’a göre şiddet sadece mesaj anlamına geliyor. Örgüt üyeleri, Pakistan göçmenleri döverek antrenman yapıyordu.

CEPHANELİK ARANIYOR

Bu arada gerçek mermiler ile Atina’nın 3 farklı bölgesinde özel kuvvetler seviyesinde askeri eğitime tabi tutulan örgüt üyelerinin silahları nereye sakladığı araştırılıyor. Başsavcı, örgütün silah deposunun Atina çevresinde saklı olduğunu ifade ediyor. Yunan polisi, örgütün silah deposuna ulaşmak için yoğun mesai harcıyor. Eski örgüt üyesinin itirafları da Altın Şafak’ın silah deposu olduğunu doğruluyor.

Bu arada dün gözaltına alınan örgütün başkan yardımcısı Hristos Papas’ın evinde yapılan aramalarda ruhsatsız silah, Hitler posteri, gamalı haç ve ikinci dünya savaşından kalma Alman nazi kaskı ele geçirildi. Örgüt liderinin evinde de 3 ruhsatsız silah bulunmuştu. Örgüte destek veren bir polisin evinde ise küçük çaplı bir cephanelik bulunmuştu.

ALTIN ŞAFAKÇI GÜVENLİKÇİLER MERCEK ALTINDA

Savcılar, Neonazi Altın Şafak ile emniyet teşkilatı, ordu ve Yunanistan İstihbarat Teşkilatı arasındaki bağlantıları da araştırıyor. Raporda polisin Altın Şafak örgütü ile ilişkilerinin derinlemesine araştırılması gerektiği de vurgulanıyor. Son operasyonlarda iki polis bu bağlamda gözaltına alınmıştı. Kilit noktalardaki 8 emniyet müdürü ise görevden alınmıştı. Savcı, örgütün eylemlerine polisin toleransla yaklaştığını kaydediyor. Bazı istihbaratçıların da Altın Şafak ile ilişkili oldukları belirlendi.

Basın yayın organlarında çıkan yan devlet gibi faaliyet gösteren Altın Şafak’a yönelik polisin yeterince tedbir almadığı ve bazı üst düzey emniyet mensupları tarafından kollandığına ilişkin iddiaların araştırılmasını isteyen Başsavcı, bazı polislerin örgütün faaliyetlerini ‘cesaretlendirdiği’ değerlendirmesinde bulunuyor. Yunan basın yayın organları, en az 20 polisin daha Altın Şafak dosyasından içeri alınmasının beklendiği yorumunda bulundu. Gazeteler, Altın Şafak operasyonu ile içeri alınan birkaç polis ile konunun kapatılamayacağını, Altın Şafakçı polislerin tamamının teşkilattan ayıklanmadan örgütün çökertilemeyeceğini yazdı.

'YARGI YAKIN GEÇİŞTE GÖREVİNİ YAPMADI'

Bir başka değerlendirmeye göre ise polis ile birlikte yargının da bir temizliğe tabi tutulması gerektiği. Zira Altın Şafak’ın iki yıldır göçmenlere yönelik yüzlerce yaralama ve bazıları ölümle sonuçlanan şiddet eylemlerine rağmen yargı, elleri bağlı gelişmeleri izlemekle yetindi. Göçmenlere yönelik çok sayıda suç dosyası hiçbir işleme tabi tutulmadan raflarda bekletildi. Ancak müzisyen Pavlos Fissas cinayetinin ardından işleme konuldu. CİHAN