Abdülezel Paşa rahmetle anıldı

Abdülezel Paşa rahmetle anıldı

Konya Hadim doğumlu Abdülezel Paşa şehit edilişinin 114. yılında Konya Kültürünü Araştırma Geliştirme ve Yayma Derneği tarafından düzenlenen program ile anıldı.

 Önceki akşam İl Halk Kütüphanesi’nde düzenlenen programa, dernek üyelerinin yanı sıra Abdülezel Paşa’nın akrabaları ile davetliler katıldı. İlk olarak Kur-an’ı Kerim okunarak başlayan programın açılışında konuşan Dernek Başkanı Gazeteci –Yazar İhsan Kayseri, Abdülezel Paşa’nın 1815’de Aşağı Hadim Kasabası’ndan orduya er olarak gittiğini fakat gösterdiği başarılardan dolayı paşalığa kadar yükseltildiğini söyledi. Kayseri, “Abdülezel Paşa 16 yaşında iken, er olarak orduya katıldı. Askerlik mesleğine âşıktı. Çok gayretli ve çalışkan olduğu için 30 yaşlarında subaylığa geçirildi. 1853–56 Kırım Harbinde ve 1868 Girit İsyanının bastırılmasında, 1872’de Sırbistan ayaklanmalarının bastırılmasında kahramanlıklar gösterdi. 1877–78 Osmanlı - Rus harbinde, Plevne muharebelerinden sonra Tuğgeneralliğe yükseltildi. 1897 Yunan Harbinde Tugay komutanı olduğu hâlde, cephenin en ön saflarında çarpışmaya katılıyordu. Abdülezel Paşa 17 Nisan 1897 yılında Yunan Savaşı'nda şehit oldu” dedi.
Abdülezel Paşa’nın akrabalarından olan Abdülezel Bilgili’de programda yaptığı konuşmada yakın akrabası olan Abdülezel Paşa’nın şehit edilişinin 114. yılında kendisini bir kez daha rahmet ve dua ile andığını söyledi.
Abdülezel Paşa’nın akrabası olan Abdülezel Bilgili’nin kızı Ülkü Bilgili Çalık’ta Abdülezel paşa ile ilgili sürekli olarak anlatılan bir anısın dile getirirken oldukça duygulandı. Ülkü Bilgili Çalık,  Abdülezel Paşa ile ilgili en önemli hatırası şu şekilde anlatılıyordu: “1897 Yunan Harbinde Tugay komutanı olduğu halde ve 82 yaşında olmasına rağmen cephenin en ön saflarında çarpışmaya katılıyordu. Askerleri kendisine arkalarda savaşmasını söylemesine rağmen o en önde çarpışmayı seçmişti.  Top gülleleri yakınlarına kadar düşmeye başlamıştı. İşte bu Alasonya Muharebeleri öncesinde Paşa, askerlerine bir konuşma yaptı. Paşa şöyle diyordu, “Askerlerim, Yiğitlerim! Bize, namusumuza göz diken düşmana haddini bildirmenin şimdi zamanıdır. Cenab-ı Hakk’ın yardımı ile hain düşmanı yenerek Osmanlının şanını yüceltme zamanıdır. Analarınız sizi bu günler için doğurup büyüttü. Devlet ve millet sizin süngü kuvvetinizle yücelecektir. Ben de sizinle beraber en önde savaşacağım. Sizden son arzum budur ki, eğer Pürnatepe alınmadan şehit olursam, benim cesedimi şehit olduğum yerde defnetmeyin. Bu tepeyi mutlaka ele geçirin ve benim için o tepe üzerinde bir kabir kazıp oraya defnedin! Şayet, tepeyi ele geçiremezseniz, bırakın cesedimi kurtlar, kuşlar yesin! Sizin dağları aşan hücumlarınıza, böyle tepeler dayanamaz. Allah’ın yardımı, Peygamber efendimizin imdadı bizimledir. Haydi, aslanlarım Allah utandırmasın”
Bu konuşma ile artık asker zapt edilemez şekilde coşku seline kapılmıştır. Şiddetli bir akın başladı. Yunan askeri kaçıyordu. Atı üstündeki Abdülezel Paşa önce göğsüne sonra koluna son olarak da tam alnına, bir kurşun isabeti ile vuruldu ve mertebelerin en yücesine kavuştu. Vasiyet ettiği tepe henüz düşmemişti. Askerler gözyaşı ile bu vasiyeti yerine getirmeye can atıyordu. Nihayet beklenen oldu ve Pürnatepe, Türk kuvvetlerinin eline geçti. Paşalarını büyük bir saygı ve itina ile tepeye defnettiler.

ALİ SAİT ÖGE
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.