“500 Bin Kişinin Gözaltına Alınması İhtilaldir, Savcı Afaki Konuşmuş”

“500 Bin Kişinin Gözaltına Alınması İhtilaldir, Savcı Afaki Konuşmuş”

Sahur baskını savcılarından birinin Habertürk yazarı Fatih Altaylı’ya, 12 Eylül dönemini hatırlatarak Hizmet Hareketi’ne karşı yürütülen operasyonda gerekirse 500 bin kişinin gözaltına alınabileceğine yönelik ifadesine, o dönemde...

Sahur baskını savcılarından birinin Habertürk yazarı Fatih Altaylı’ya, 12 Eylül dönemini hatırlatarak Hizmet Hareketi’ne karşı yürütülen operasyonda gerekirse 500 bin kişinin gözaltına alınabileceğine yönelik ifadesine, o dönemde MHP Ülkücü Kuruluşlar Davası’nın avukatlığını yapan Şerafettin Yılmaz'dan tepki geldi. Yılmaz, savcının sözlerini “afaki bir söz” olarak nitelendirerek “Sorumsuzluğuna bağlıyorum. Hukukçu bir insanın bu kadar layüsel konuşması da yanlıştır. Sen, tek başına 500 bin kişiyi tutuklayacak veya gözaltına alacak yetkiyi sana kim verecek? Kaç kişi ile kaç bin savcı ile gerçekleştirilecek bir olaydır. Bu, ihtilal demektir yani bir ülkede.” dedi.

Yolsuzluk soruşturmasını yürüten polislerin soruşturmasını yürüten savcılardan birinin gazeteci Fatih Altaylı’nın ifadesine başvururken, "12 Eylül'ü hatırlayın. O zaman 500 bin kişi gözaltına alınmıştı. Binlerce kişi mahkeme karşısına çıkarıldı. Gerekirse bu devlet bunu yine yapar kendini korumak için.'' şeklindeki sözlerine toplumun farklı katmanlarından tepki gelmeye devam ediyor. 12 Eylül darbesinin ardından MHP Ülkücü Kuruluşlar Davası ve MHP lideri merhum Alparslan Türkeş’in avukatlığını yapan Şerafettin Yılmaz da, savcının ifadelerini eleştirdi.

Yılmaz, Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) yapığı açıklamada savcının ifadesini “afaki” olarak nitelendirirken, dünya tarihinde böyle bir olayın yaşanmadığına dikkat çekti. “Bu savcının sorumsuzluğundan başka bir şey değil.” diyen Yılmaz, 12 Eylül’ün ardından 500 bin kişinin birden gözaltına alınmadığını aktardı. Yılmaz, “Bir ihtilal oldu. İhtilalin kanunlarını da, ihtilalin kendisi tayin eder. İhtilalin kanunları onu yapabilir ama demokrasinin işlediği bir ülkede bir savcı, ‘500 bin kişi göz altına alınır’ derse, o savcı biraz da sorumsuz davranan savcı demektir. Çünkü, her gözaltına alınışın hukuki bir gerekçesinin olması lazım. Görüyorsunuz 100 kişi gözaltına alınıyor 10 kişi tutuklanıyor. O bakımdan hukuki dayanağının olması mecburiyeti var.” diye konuştu.

Darbe döneminde bile tutuklananların sayısının da hiçbir zaman 10 bini geçmediğini aktaran Yılmaz, şöyle devam etti: “Bizim dava en büyük davalardan biridir. Sanık sayısı 557 kişiydi. Afaki bir söz bana kalırsa. Sorumsuzluğuna bağlıyorum. Hukukçu bir insanın bu kadar layüsel konuşması da yanlıştır. Yani yapmadan etmeden ‘ben şunu yaparım’. Sen tek başına 500 bin kişiyi tutuklayacak veya gözaltına alacak yetkiyi sana kim verecek? Kaç kişi ile kaç bin savcı ile gerçekleştirilecek bir olaydır. Bu ihtilal demektir yani bir ülkede. Türkiye’de öyle bir ortam yok. Türkiye’de her şey kanuni prosedürde akıyor. İnsanlarda fikirlerini açıkça söylüyorlar. Söylediklerinden dolayı kimse gözaltına alınmıyor.”

12 Eylül 1980 darbesinden sonra 650 bin kişi gözaltına alınmış, 1 milyon 683 bin kişi fişlenmiş, 50 kişi idam edilmiş, 171 kişinin ‘işkenceden öldüğü’ belgelenmişti. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılanmıştı.

CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.