24. Yılında Hocalı Katliamı’nı Anma Programı

24. Yılında Hocalı Katliamı’nı Anma Programı

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Anayasa Mahkemesi’nin tutuklu gazetecilerle ilgili kararına ilişkin, ’’Ben şahsen hiçbir basın mensubunun, hiçbir gazetecinin tutuklanmasını d...

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Anayasa Mahkemesi’nin tutuklu gazetecilerle ilgili kararına ilişkin, ’’Ben şahsen hiçbir basın mensubunun, hiçbir gazetecinin tutuklanmasını doğru bulmuyorum. Gerçekten iddia edildiği gibi vatana ihanet suçu işlenmişse suç sabitleşinceye kadar tutuksuz yargılanmalarının daha doğru olacağını ifade ediyorum’’ dedi.

24. yılında Hocalı Katliamı’nı Anma Programı Yunus Emre Kültür Merkezi’nde BBP Genel Başkanı Destici’nin katılımıyla gerçekleşti. BBP Genel Başkanı Destici, yaptığı konuşmada, ’’24 sene önce katil Ermeni işgalcileri tarafından hunharca katledilen soykırıma tabi tutulan Hocalılı kardeşlerimizi, şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Bu katliamı gerçekleştiren Ermeni katilleri, onlara seyirci kalan Emperyalist küresel güçleri de şiddetle bir kere daha kınadığımı ifade ediyorum. 100 yıla yakın bir süredir Türkiye’yi işgalcilikle suçlayanlar maalesef Hocalı’yı bir kere bile ağızlarına almamışlardır. Hocalı’da yaşanan sadece bir katliam değildir tam bir soykırımdır’’ ifadesini kullandı.

Destici, bütün Türk milletinin bu konuda duyarlı hale gelmesi gerektiğini ve bu acıya sahip çıkması gerektiğini vurgulayarak, "Bunun bir soykırım olduğunu bütün dünyaya anlatmamız ve kabul ettirmemiz gerekir. Türk dünyası tek yumruk olarak davranırsa bunu dünyaya kabul ettirmemesi diye bir şey söz konusu değildir. Şurada hemen burnumuzun dibinde, sınırımızın içinde diyebileceğimiz bir nokta, bir terör örgütü bile PKK’nın uzantısı PYD bile kendi varlığını ya da kendi stratejisini dünyaya, Amerika’ya, Rusya’ya kabul ettirirken 300 milyonun üzerindeki Türk dünyası eğer birlik olursa kendi amacını, kendi gayesini ve kendi uğradığı haksızlıkları dünyaya kabul ettirmemesi gibi bir şey söz konusu değildir. Yeterki burada yürekler toplu vursun. Ermenistan bütün Türk dünyasından başta Azerbaycan’dan özür dilemelidir. Özür yetmez bununla ilgili mutlaka tazminat ödemelidir. O da yetmez onun üzerine öncelikle işgal ettiği Karabağ topraklarından derhal çekilmesi gerekir’’ diye konuştu.

Destici, azınlıkların dışında Türkiye’de 100 bin kaçak Ermeni bulunduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:

’’Türkiye Cumhuriyeti’nin bu Ermenileri tespit edip sınır dışı edilmesi lazım. Hele Karabağ işgali devam ettiği sürece ve Türkiye’ye Ermenistan ve Avrupa’daki Ermeni lobileri düşmanca tavır takınmaya devam ettiği sürece mutlaka Türkiye’nin önce bunu yapması gerekir. Türkiye elbetteki her insanın hangi etnik kökene sahip olursa olsun vatanın, milletin birliğinden yana olan,Türkiye Cumhuriyeti’ni kendi devletti kabul ettiği sürece bizim vatandaşımızdır. Bizim kastettiğimiz Türkiye ve Türk Dünyası’na ihanet edenler.’’

’’VATANIMIZI KORUMAK İÇİN ŞEHİT OLMAYI, ÖLMEYİ GÖZE ALAMAZSAK YARIN ÖLECEK VATAN BULAMAYIZ’’

"Kim bu devlete ihanet ederse, kim bu millete ihanet ederse mutlaka bunun bedelini er ya da geç ödeyecektir" diyen Destici şunları kaydetti:

"Aynı şekilde bugün de devletimize ve milletimize ihanet eden bu PKK’lı teröristler bu YPG’li, PYD’li teröristler aynı akıbetle hiç şüpheniz olmasın karşılaşacaklardır. Yaptıkları yanlarına kar kalmayacaktır gün gelecek bunun hesabını ödeyeceklerdir. Neredeyse her gün şehitlerimiz var bir kere daha şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Hepimiz şunu iyi bilmeliyiz eğer biz vatanımızı korumak için şehit olmayı, ölmeyi göze alamazsak yarın ölecek vatan bulamayız. Eğer bugün vatanımıza gerektiği gibi sahip çıkmazsak yarın yaşayacak bir vatan da bulamayız. Vatan, millet, bayrak, bağımsızlık, İslam duygusunu kaybetmemeliyiz. Devletlerimiz ayrı olabilir, topraklarımızı ayrı olabilir ama biz hepimiz büyük Türk milletiyiz. Hocalı Katliamı’nı unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız."

’’ULUSLARARASI KURULUŞLAR NEZDİNDE TÜRKİYE ’KARA LİSTEYE’ ALINDI’’

Program sonunda Destici, bir gazetecinin Anayasa Mahkemesi’nin tutuklu gazeteciler ile ilgili sorduğu soruya şu şekilde cevap verdi:

’’Biz bir kere basın özgürlüğüne tam demokratik bir ülkeysek, eğer basın özgürlüğüne herkesin riayet etmesi gerektiğine, basın üzerinde asla bir baskının olmaması gerektiğini ifade etmek istiyorum. Hele ki devleti yönetenlerin istekleriyle, keyfi uygulamalarıyla ya da yargıda yapacakları keyfi bir takım değişikliklerle ve talimatlarla hedef göstererek bir takım medya unsurlarının, basın mensuplarının gözaltına alınmasının, uzun tutukluluk süreleri yaşamalarını demokratik bulmadığımız gibi, insani de bulmadığımızı açık ve net bir şekilde ifade ettik. Özelde Can Dündar ve Erdem Gül’ü beğenmeyebilirsiniz, fikirlerine karşı olabilirsiniz ki bizimle de zıt fikirde olan insanlar, dünya görüşlerimizin bağdaşmadığı insanlar, çok farklı düşünce iklimlerinde yetişmiş ve farklı mücadele veren insanlarız ama bunların hiçbirisi karşımızdakinin fikrine saygı duymamamızı gerektirmiyor. Tam da demokrasi bu, insan haklarına saygı duymak bu, sizin zaten kendi fikrinizden olanlara, kendi düşüncenizi savunanlara zaten saygı duyarsınız. Özellikle basın hürriyeti konusunda Türkiye’deki ihmaller ile ilgili Avrupa’nın ve Batı’nın Türkiye’ye pek çok uyarıları oldu. Maalesef Türkiye bu konuda dünyada kara listeye alındı. Uluslararası kuruluşlar nezdinde Türkiye kara listeye alındı. Bu ayıbı Türkiye’ye yaşatmaya kimsenin hakkı olmadığına inanıyorum ve herkesin fikrini özgürce ifade edebildiği, fikir üretiminin olduğu, basın özgürlüğünün sınırsız bir şekilde yaşandığı ve basın üzerindeki tahakkümlerin kalktığı bir ülkeyi biz arzu ediyoruz. Farklı basın mensuplarına yapılan muameleler geçmişte farklı kutuptaki medya mensuplarına yapıldı. Ona da şiddetle karşı çıkmıştık biz buna da karşı çıktığımızı açık ve net bir şekilde ifade ediyoruz. Yapmamız gereken herkes için adalet herkes için özgürlük ve basının her kesimine aynı özgür ortamda görevini yapma imkanı tanımalıyız. Ben şahsen hiçbir basın mensubunun, hiçbir gazetecinin tutuklanmasını doğru bulmuyorum. Gerçekten iddia edildiği gibi vatana ihanet suçu işlenmişse suç sabitleşinceye kadar tutuksuz yargılanmalarının daha doğru olacağını ifade ediyorum.’’

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.