Zamanın adı kadir kıymet, ömür sermayesinin en parlak yıldızı, kısmetin kendisi, belki de en büyük nimet ... ZAMAN…Gün olur geçmez, gün olur yetmezsin. Zamanı tersiyle yazsam namaz olmaz mı, ya da en kıymetli hazine? Ey zaman söyle sen nasıl bir şeysin?

Bugün zamanla ilgili deli sorular var kafamda. Zamanın herhangi bir ayıbı, kusuru ve zararı yoktur diyebilir miyim acaba? Zamanı zaman gibi kullanabilir miyim ya da zamanı zamanında yaşayabilir miyim?

Herşeyi silsem zamanda, sadece ama sadece Allahın Kitabını okusam; tek zamanım o olsa ve üzerine yeminlerin kümeleştiği bir sure kalbime ışığını saçıverir asra yemin edilen, zamana yemin edilen.

Pazarda buz satan bir adamın halini düşünüyorum şimdi de. En kıymetli olan şey onun için zaman değil midir? Zamanın kıymetini bilmeden avare avare dolaşırsa sermayesi tükenir. O zaman hüsrana düşer. Kıymetin değerini bilse bilse o bilir. Ya da Yunus’un karnındaki zamanı düşünen bir Peygamberin duygularının yaşandığı, kabullenişlerinin olduğu bir zaman dehlizi.

Şimdi gelin birlikte bir zaman düşünelim. Meşakkatli, zorluklarla ve imtihanlarla dolu bir zaman. Mücadele edilen, uykulardan feragat edilen, sataşan insanların olduğu ve daha nice zorluklarla boğulduğumuz bir zaman dilimi. Pes etmek üzere miyiz? Nedir bu telaşımız ya da sabırsızlığımız? Umutlarımız tükendi mi hemen? Yoksa şimdi de keşkeleri lugatında mı çoğaltıyorsun Arkadaş? Sakın bunu yapma! Neden mi? Çünkü “Kolaylığın zorluktan sonra geleceğini” Rabbin sana bildiriyor.

Tanpınar’da zamanı şöyle yorumlamıştı:

Ne içindeyim zamanın ne de büsbütün dışında,

Yekpare geniş bir anın parçalanmaz akışında.

Hey hat! Sen zamanın neresindesin? İçinde mi? Dışında mı? Yoksa sorduğum sorularla mı boğuldun, böyle bir zamanı mı yaşıyorsun şuanda?

Sen, Sen, Sen!

En iyisi sen hep genç olan çağda kal. Gençlik çağı insanın en verimli çağıdır çünkü. Yeter ki sen bu çağı etkili ve verimli kullanmasını bil. Gençlik çağını iyi kullanırsan başarıyı sen kovalamazsın, başarı seni kovalar. Zaman o kadar değerli ki kıymetini parayla ölçemezsin. Yakutlardan, mücevherlerden ve kıymete değer her şeyden daha büyük bir hazinenin adıdır zaman.

Vakit nakittir derler eskiler. Vakitlerle, zamanlarla zümrütler satın alabilirsin belkide ama hiçbir zümrüt sana zamanı geri getiremez. İşte şimdi zamanı seçmek senin elinde. Bir milletin istiklali ve istikbali gençlerine bakılarak ölçülür. Toplumun bozulmadan müreffeh bir şekilde olması iyi terbiye edilmiş bir gençlikle mümkündür.

Ey genç arkadaş! Zaman seni aldatmak mı istiyor? Korkma zamandan. Zaman ne kadar acı olursa olsun, sana ne kadar oyun oynarsa oynasın korkma. Mehmet Akif Korkma derken Kur'an ile konuşarak korkma! diyordu. Ey örtüsüne bürünüp yatan kalk derken yüce kelam, korkmanın ilhamını buradan alıyor milli şair. Sen korkacaksan, ben korkacaksam, diğerleri korkacaksa; bu istikbal nereye gider. Sen korkacaksan sadece Allah'tan kork. Allah’tan korkarsan zamandan korkmamış olursun. Allah’tan korkarsan, zamandaki günahları yıkmış olursun, kötülükleri bertaraf ederek her zorluğun arkasından bir kolaylık vardır ayetini gerçek zamanına nakış nakış işlemiş olursun. Ahlakın ve manevi hikmetlerin adı olan gerçek gençlik nimetine sahip olmuş olursun. Sen bu maneviyata sahip değilsen eğer yaşın genç olsa da en genç ihtiyar sen olursun. Bugün, geçmişini ve geleceğini düşünen gençlere ihtiyaç var. Sen ya yeniden inşa edeceksin zamanı ya da ihtiyar kalacaksın. Musab’da genç değimliydi? Enes’te genç değil miydi? Muaz, Hanzala, Zeyd, Abbas, Ayşe ve niceleri genç olmadılar mı?.Daha tüyü terlememişken Fatih: ‘Seni alacağım İstanbul’ derken hangi zamanın gezegeninde mütemadiyen Allah'ın sevdiği genç olmanın bilinci içerisindeydi.

Ey korkuların içerisinde olan kanatlarına zincirler vurulan genç! Artık kır zincirlerini. Zincirlerini kırıp havalanan güvercin gibi kanatlarını çırp ve uyan uyuduğun ihtiyarlık zamanından. Ve şimdi ilerde seni bekleyen nurlu ışığa dikkat kesil. İşte oradalar Akifler, Fatihler, Zeynepler ve Züleyhalar. Seni bekliyorlar ve sana sesleniyorlar: Şimdi uyanma zamanı. Kalk ve uyan!