Yüreğimiz Gazze’de

Yüreğimiz Gazze’de

Filistine yardım konvoyuna Konyadan katılan ve acıyı yakından gören İsmet Erdim, Ahmet Üstün ve Süleyman Kaynak yolda yaşadıkları sevinç ve üzüntüleri anlattı

61 YAŞINDA GAZZE’YE YARDIMA KOŞTU

Filistin halkına destek vermek amacıyla 6 Aralık’ta İngiltere'den yola çıkan “Filistin'e Yol Açık” konvoyu 18 Aralık’ta Konya’ya gelmiş ve yapılan mitingin ardından Gazze’ye hareket etmişti. Konvoya Konya’dan katılanlar arasında yer alan 61 yaşındaki İsmet Erdim, Ahmet Üstün ve Süleyman Altunkaynak gazetemize ziyaret gerçekleştirerek, yolculuk sırasında yaşadıkları sıkıntıları ve Gazze halkının sevincini anlattı.
KONVOYA EN BÜYÜK ZULMÜ MISIR GÖSTERDİ
Ahmet Üstün, Gazze’ye giderken Suriye’nin gereken tüm kolaylıkları gösterdiğini belirterek, Ürdün’le birlikte zorlukların başladığını fakat en büyük zulmü Mısır’dan gördüklerini söyledi. Gazze’de canlı ne varsa yok edildiğini söyleyen Süleyman Altunkaynak da, tüm ibadet yerlerinin ve kalabalık ailelerin evlerinin vurulduğunu aktardı. İsmet Erdim ise, Gazze halkının Türkiye’ye sevgisinin büyük olduğunu bildirdi.


Gazze’deki dramın Konyalı tanıkları

Filistin’e yardım konvoyuna katılan ve acıyı yakından gören Konyalı İsmet Erdim, Ahmet Üstün ve Süleyman Kaynak yolda yaşadıkları sevinç ve üzüntüler hakkında bilgi verdi.
Filistin halkına destek vermek amacıyla 6 Aralık’ta İngiltere'den yola çıkan “Filistin'e Yol Açık” konvoyu 18 Aralık’ta Konya’ya gelmiş ve eski Uğurlu Oto Pazarı’nda geniş katılımlı bir miting yapılmıştı. Ardından Suriye, Ürdün ve Mısır üzerinden Gazze’ye varmak için yola çıkmıştı. Tüm zorlukları göze alarak, Gazze’deki Müslümanlara yardım için yola çıkanlar arasında gurubun en yaşlısı olan 61 yaşındaki İsmet Erdim’le birlikte Ahmet Üstün ve Süleyman Altunkaynak da vardı. Yolda yaşadıkları sevinçleri ve üzüntüleri Merhaba Gazetesi’ne anlatan Erdim, Üstün ve Altunkaynak, kendilerine yolda halk tarafından büyük ilgi gösterildiğini belirtti.
EN BÜYÜK İLGİYİ TÜRKİYE VE SURİYE GÖSTERDİ
 Kendilerine en büyük ilgiyi Türkiye ve Suriye’deki Müslümanların gösterdiğini anlatan Ahmet Üstün, “Konya’dan sonra Adana’ya oradan da Antep’e yola çıktık. Her iki şehirde de insanlar bizi ayakta bekliyordu. Antep’e yağmur yağmasına rağmen, vatandaşlar ıslanmış halde konvoyu bekliyordu. Bu durum konvoydaki herkesi duygulandırmıştı. Suriye’ye geçtikten sonra da aynı ilgiyle karşılaştık. Hatta Suriye hükümeti konvoyun hızlı ilerlemesi için gerekli mercilere emirler veriyordu. Müslümanlar da konvoya her türlü ilgiyi gösteriyor ve yardımcı oluyorlardı. Suriye’den sonra Ürdün’e vardık. Ürdün’de ise sıkıntılar başladı. Ürdün bizi bölmeye ve Akabe Limanı’na parça parça götürmeye çalıştı. Biz de o anda arabaların kontaklarını kapatarak, hareket etmedik. Bunun üzerine Ürdün geri adım attı ve Akabe’ye vardık. Oradan El Ariş Limanı’na gidecektik. Fakat Mısır daha önce bize verdiği sözleri tutmayarak, konvoyu limana almadı. Duruma tepki gösterdikten sonra Mısır bizim pes etmeyeceğimizi anladı ve öncelikle araçları gemilerle Akabe’den El Ariş Limanı’na geçirdi. Bizler ise gelen bir uçakla Mısır’a geçtik” dedi.
ASIL ZULÜM MISIR’A GİRDİKTEN SONRA BAŞLADI
Mısır’a indikten sonra Mısır hükümetinin zulüm ve işkenceci hareketlerine başladığını söyleyen Üstün şöyle konuştu: “Hava limanında bizi dar ve havasız bir yere kapadılar. 150 kişi boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyordu. Boğuluyoruz dememize rağmen kimse yardım etmiyordu ve 8 saat orada tutulduk. Ardından El Ariş Limanı’na doğru yola çıktık. Yola çıkarken Mısır hükümetinin ayarlamasıyla insanlar bize terörist gözüyle bakıyordu. Daha önceden çuvallarla getirilen taşlarla bize saydırmaya başladılar. 50-60 arkadaşımız göz altına alındı. Kendilerine gözaltında namaz kılmak için abdest almaya bile izin vermemişler. Bunun üzerine kendileri de teyemmümle abdest almışlar.” 
BİZİ ÖLDÜRÜP ARAÇLARIMIZA EL KOYACAKLARDI
TRT muhabiri duymasaydı Mısır polisinin ve askerinin kendilerini öldüreceğini aktaran Süleyman Altunkaynak da, “TRT muhabiri askerlerin konuşmasına şahit oluyor ve askerler, bizim üçte birimizi öldürüp araçlarımıza el koymak istiyorlarmış. Bunun üzerine muhabir durumu hemen konvoyda bulunan milletvekillerine ve İHH Genel Başkanı Ahmet Yıldırım’a bildirdi. Durumun öğrenildiğini fark eden askerler planlarından vazgeçmek zorunda kaldılar. Daha sonra bizi bölmeye ve parçalamaya çalıştılar. İHH Genel Başkanı Ahmet Yıldırım’ın tesirli konuşmaları devamlı olarak konvoyu motive ettiği için Mısır’ın bu planı da tutmadı. Konvoyu taşlatmak için Hıristiyan çocukları kullanıyorlardı. Bu durumu ise biz doğal görüyorduk çünkü Mısır İsrail’in güdümünde ve ondan emir almaktaydı. Bizim El Ariş’te eziyet çektiğimizi öğrenen 30 bin Gazzeli, Mısır sınırına dayanarak askerlerle çatışmaya girmişler ve çatışmada hayatını kaybeden Gazzeli vatandaşlarımız olmuş. Bunun üzerine Mısır geri adım attı ve Gazze’ye girmeye başladık. Fakat bizi Mısır vatandaşları görmesin diye gece Gazze’ye göndermeye başladılar” diye konuştu.
GAZZE’DE CANLI NE VARSA YOK ETMİŞLER
Konvoydakileri en çok duygulandıran ise insanların zor şartlarda hayatlarını devam ettirmeleri ve Gazze’nin harabe şehre dönüştürülmesi olmuş. Bütün camilerin kurşunladığını ve yıkıldığını ağaçların dahi köklerinden söküldüğüne dikkat çeken Altunkaynak, en fazla nüfusu kalabalık ve etkin ailelerin evlerinin vurulduğunu ifade etti. Altunkaynak, El Fetih ve Mossad ajanlarının verdiği bilgiye göre gıda sağlanan tünellerin dahi vurulduğunu aktararak, “Gazze’de 1,5 milyon insan yaşıyor. Çok verimli topraklara sahip. İnsanları da çok çalışkan. Yıkılan evlerini ve camilerini onarmak için molozları tekrar parçalayıp kum haline getirdikten sonra harç haline getiriyorlardı. Eğilmiş demirleri düzeltip tekrar kullanıyorlardı. Gıda sağlamak için de tüneller kazıyorlardı. Bu tünelleri ise İsrail Mossad ve El Fetih ajanlarının verdiği bilgilerle vuruyordu. 1 yılda bütün savaşın izlerini silmişler. El Fetih Gazze’den çekilirken ambulans dahil bütün araçları yakmış. Onlara destek olmak için araçlarımızı da orada bıraktık. Onların tek istediği gıdayla birlikte inşaat malzemesi. Yani çimento, demir ve kereste istiyorlar. Bu nedenle Mart ayında 5 gemi dolusu gıda ve inşaat malzemesini Gazze’ye yollayacağız. Geminin biri de Konya’ya ait olacak. Bu nedenle yardımda bulunacak vatandaşlar Konya İHH ve AYDER’e başvurabilirler” dedi. 61 yaşındaki İsmet Erdim ise hayatı boyunca birçok defa yardım bölgelerine gittiğini belirterek, “Nerede yardıma muhtaç ve ezilen insanlar gördüysem hep yardıma koştum. Gazze’de bunlardan biri oldu. İsrail her yeri bombalamış. Meyvelerinden yararlanmasınlar diye zeytin ağaçlarını ve hurma ağaçlarını köklerinden sökmüşler. Böyle bir vahşet olamaz. Ama oradaki insanlar her şeye rağmen mutlu. Durmadan çalışıyorlar ve yıkılan yerleri tekrar onarıyorlar. Türkiye’yi seviyorlar ve güveniyorlar. ‘Türkiye yanımızda olduğu sürece İsrail Gazze’ye giremeyecektir’ diyorlar. Bu konuşmalar gerçekten bizi çok duygulandırdı” dedi.
HASAN AYHAN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.