Yörüklerin yüreği sevgi dolu

Akşehir Yöresi Yörükleri Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği, (Ak-Yör-Der) Başkanı Mehmet Öncel, yörükler hakkında gazetemize yaptığı açıklamada yörüklerin yaşantılarını anlatırken dernek çalışmaları hakkında da bilgi verdi. Öncel, yörüklerin yüreklerinin her zaman sevgi dolu olduğunu ifade ederek, “Yörükler yaşantılarını kışın deniz kenarlarında yazın ise yaylalarda devam ettirmişlerdir. Ayağındaki çarığından başındaki feslerine kadar kazaklarını, giysilerini,  ayakkabılarını kendileri üretmişler bununla da kalmamış şehirde yaşayanların da yoğurt, süt, peynir ve diğer hayvan ürünlerini ve çevrelerindeki insanlara faydalı olmuşlardır. Yörükler alçak gönüllülerdir, her zaman her durumda şükür ederler. Yörüklerimizden gelen yeni nesil her ne kadar aslını unutmasa da zaman zaman teknolojiye yenik düşüyor” dedi.
Öncel, Yörüklerin tek gelir kaynaklarının hayvancılık olduğunu ifade ederek, “Ancak şu anda mera yeri bakımından yaşanan sıkıntılar hayvancılığı bitirdi. Yörüklerimiz hayvancılıkla geçindikleri için mera bakımından sıkıntı yaşamaya başladılar. Onlara hayvanlarını barındırabilecekleri meraları bulunan yerler verilirse ancak o zaman şehir hayatını kabullenirler. Bunun yanı sıra meslek edinip de yerleşik hayata geçen yörüklerimiz de var. Bizlerde dernek olarak yörüklerimizin yaşadıkları sıkıntıların giderilmesi ve geleneklerimizin ayakta tutulması için tüm üyelerimiz ile birlikte çalışıyoruz. Ön üç yıldır düzenlediğimiz şenliklerde tüm yörükler bir araya gelme fırsatı buluyor. Biz geçmişimize tarihimize sahip çıkıyoruz, gençlerimizden de aynı şeyi bekliyoruz, bu iş gönül işi olduğu için de gençlerimizin gönüllerine bu sevgiyi koymaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Konuşmasında, Akşehir’de yaşayan Yörüklerin hayatlarının yanı sıra dernek olarak yaptıkları çalışmalara da değinen, Akşehir Yöresi Yörükleri Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği, (Ak-Yör-Der) Başkanı Mehmet Öncel, “Bu amaçla yerinde yönetim düşüncesiyle 2 bin yılında Akşehir ve Yöresi Yörükleri Yardımlaşma Dayanışma Kültür Derneği kuruldu. Mehmet Öncel, Veli Karasu, Hasan Ünsal, Mehmet Selçuklu, Mehmet Ali Çelebi, Mehmet Kalaycı, Hüseyin Cüce tarafından kurulan derneğimiz sayısız hizmetlere imza atmıştır.
İlçemize 15 kilometre uzaklıkta Sultan Dağları’nın zirvesinde dağlar arasında kurulan bir yayla hüviyetinde olan Cankurtaran Köyü, nüfüsunun az olduğu dönemlerde çok az olan arazisine rağmen bir müddet insanlarını içinde tutabilmiştir. Sonraları nüfusun artması ile arazilerin azlığı ihtiyaca cevap vermez hale gelmiştir. Bu yüzden eğitim, öğretim noktasında çok ciddi atılımlar yaparak gençlerin okumasına önem vermişler ve değişik kademelerde görev almalarını sağlamışlardır. Örf, adet, gelenek ve göreneklerden kopmamak amacıyla bu gençlerin yılda bir defada olsa bir araya getirilmeleri düşünülmüştür. Bu şölenlerin haziran ayının son haftası yapılması kararlaştırılmıştır. Ayrıca milli ve önemli gün ve haftalarda çeşitli programlar yaparak hem kültürel hem de şehrimizin tanıtımı açısından ciddi katkılarda bulunmuştur” dedi.
Yörükler kimdir:


Yörükler, atlı- göçebe Türk kültürüne uygun yaşantılarını diğer birçok Türk topluluğuna göre daha uzun süre devam ettiren ve yerleşik düzene nispeten yakın zamanlarda geçen Türk topluluklarından birisidir. Bu hayat tarzı onların karakterlerine yansıyan ve onların temel özellikleri haline gelmiş bir takım hasletleri vardır.
Mesela Yörükler hoşgörülü insanlardır. Sürekli olarak yer değiştirirler ve farklı anlayışa sahip bambaşka yaşantı tarzları olan insanlarla sürekli olarak karşılaşırlar. Bu durum onların daha hoşgörülü insanlar olmasını sağlar, çünkü onlarla barış içinde yaşamanın tek yolu hoşgörüden geçer. Kendi hayat tarzlarını korumanın başkalarının hayat tarzına saygı duymakla mümkün olduğunu görmüşlerdir.
Yörükler yardımsever insanlardır, yüksek yaylalarda çarşı pazardan uzak yaşadıkları için ihtiyaç duydukları şeyleri yine başka Yörüklerden karşılamak zorundadırlar. Bu mecburiyet onlara imece sistemini ve paylaşmayı çok iyi öğretmiştir. Çalışkandırlar, hayatlarını yaylalarda sürdürmek ve daha rahat yaşamak için ihtiyaç duydukları şeyleri kendileri üretmek zorundadırlar.
Bu yüzden her Yörük obası aslında bir tür fabrika gibi çalışır. Peynir, yağ, yoğurt yaparlar, koyunlarından yün elde ederler, bu yün ile kilim, halı, çadır çulu, pantolonluk kumaş dokurlar, kazak, eldiven, çorap gibi giysiler örerler, deriyi işler, post, çarık, çanta, peynir tuluğu yaparlar.
Kısacası her Yörük obası bağımsız bir ekonomik birimdir. Yörükler temiz insanlardır, Bir kere hep su kenarında konaklarlar. Bu sadece kendileri ve hayvanları için içme suyu teminine yönelik bir şey değildir. Temizlik de bu seçimin en önemli sebeplerinden birisidir. Yörükler özgürlüklerine de düşkündürler, Özgürlükleri için tehlike olarak gördükleri ev-bark, tarla-bahçe sahibi olma işine hiç meyletmemişler, Anadolu’nun uçsuz bucaksız yaylalarında o pınar başı senin bu pınar başı benim dolaşıp durmuşlardır.
Yerleşmeleri için yapılan baskılara uzun süre direnmişlerdir. Yörükler bir süreliğine de olsa yerleştirilseler dahi bir fırsatını bulup yine eski yaşantılarına dönmüşlerdir. Çabalarının özeti şu dizededir: Ferman Padişahınsa dağlar bizimdir. Kurtuluş savaşında ülkemizi işgale yeltenen düşmana karşı Anadolu’da başlayan direniş hareketlerine hemen katılmışlar, birçok şehitler vermişler ama Türk vatanseverliğinin en güzel örneklerini göstermişlerdir