Yerli tohumların isimleri değişmesin   

Yerli tohumların isimleri değişmesin  

Selçuk Üniversitesi Sarayönü Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. S. Ahmet Bağcı, tohumculukta yerli ve milli bir atağın başladığını belirterek, TİGEM’in yerli tohum isimlerini değiştirmemesi gerektiğini söyledi

 

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Sarayönü Meslek Yüksekokulu Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. S. Ahmet Bağcı, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yerli tohum seferberliği başlattığına dikkat çekerek, yeni projeyle üreticinin uluslar arası pazardan daha fazla pay alacağını söyledi. Türkiye’nin dijital tohum arşivi ve katalogunun da oluşturulacağını kaydeden Bağcı, üretilen tohumlarının isimlerinin de yerli ve mili olması çağrısında bulundu.  

HUKUKİ VE TEKNİK BİR HATA OLMADAN İSİMLER DEĞİŞTİRİLEMEZ

Son yıllarda sosyal medyada çok konuşulan bazı olayların gerçekmiş, doğru imiş gibi kabul gördüğünü kaydeden Prof. Dr. S. Ahmet Bağcı, “Kurum ve kişiler de bu konularda ön alma adına bazı yanlışları doğru kabul ediyorlar. Örnek olarak kısır tohumlar, siyez buğdayı, bodur buğdaylar, hibrit ve GDO’lu buğdaylar gibi aslı astarı olmayan konular. Bunlar gibi yerli ve millî tohum konusu da suistimal edilen konulardan birisidir. Farklı nedenlere dayansa da Bakanlık da yapması gerektiği gibi bu konuda gelen talepler ve istekler dorusunda iddialı olarak ‘Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı yerli tohum seferberliğini’ başlattığını beyan etti. Peki, “yerli tohum yerli çeşit” söyleminde yanlışlık mı var? Hayır, sonuna kadar doğru ve biz bunu son 20 yıldır dillendiriyoruz ve nasıl yapılacağını da yazıyor, söylüyor ve açıklıyoruz. Memleketin yokluk ve yoksulluk zamanlarında bile önceliği tarıma veren bir anlayışla 1925 yılında kurulan Tarımsal Araştırma Enstitüleri (Tohum Islah Enstitüleri) ülkemize “yerlilik ve millîlik” konusunda başka hiçbir sektörde olmadığı kadar, çalışanları ve onların emeklerinin teknolojik ürünü olan çeşitleri kadar hizmet etmemiştir” dedi. 

TOHUMUN YERLİLİĞİ İSİMDEN BAŞLAR

Geliştirilen bir tohumun yerliliğinin öncelikle isimden başladığına dikkat çeken Prof. Dr. Bağcı, şunları kaydetti: “Hatta bugünlerde Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM)’nün hazırlattığı ve sosyal medyada dolaşan verilere göre Türkiye’de üretilen ekmeklik buğday tohumluklarının yüzde 60’ı TAGEM’in Araştırmaları tarafından geliştirilen çeşitlere ait, işte “Yerli çeşit, yerli tohum.” Tabii bir çeşidin yerliliği isminden başlar elbette. Geliştirilen çeşitlere isim verilirken ıslahçının görüşü doğrultusunda kurumun oluru ile Tarımsal Araştırma Enstitülerinde daha önce emeği geçen kişilerin isimleri veya yöreyi ve bölgeyi temsil eden isimler seçilirdi. Daha sonraları özellikle üniversitelerde ve sonradan bazı Tarımsal Araştırma Enstitülerinde ve de aile şirketi özelliğindeki özel sektör kuruluşlarında kendi aile fertlerinin isimleri verilmeye başlandı, bununla beraber kurumsal özel sektör kuruluşları bu konuda daha bilinçli ve sistematik davranmaktadır. Çeşitlerin isimlendirilmesi 5553 sayılı Kanun çerçevesinde çıkartılan ‘Bitki Çeşitlerinin Kayıt Altına Alınması Yönetmeliği’ne uygun yapılmaktadır. İlgili Yönetmeliğin 10. maddesi ismin nasıl verileceği ayrıntılı olarak açıklamaktadır. Verilen isimler teknik ve hukuki bir hata ve gerekçe olmadan değiştirilemez.”

YERLİ TOHUM İSİMLERİ KESİNLİKLE TÜRKÇE OLMALI

“28 Nisan 2020 tarihinde yapılacak tescil toplantısında yeni çeşitlerin tescilinin yanında bazı çeşitler için isim değişikliği de görüşülecek” diyen Prof. Dr. Bağcı, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Özel sektörden de üç çeşidin olduğu isim değişikliği talebi ağırlıklı olarak Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) çeşitlerine ait. Değiştirilmek istenen isimlere baktığımızda genellikle yerlinin ötesinde kökleri tarihin derinliklerine dayanan Peçenek, Karakalpak, Kıpçak, Ahıska, Başkurt gibi Türk boylarının isimlerinden ve diğer ikisi ise şahıs isimlerinden oluşmaktadır. Yerli ve millîliğin ‘sözde’ de olsa yoğun bir şekilde savunulduğu bu günlerde hatta ülkemizde faaliyet gösteren yabancı tohum firmaları bile geliştirdikleri çeşitlerine ‘Türkçe’ isim seçerken birinci vazifesi çeşit geliştirmek olmayan TİGEM tescil edilmiş çeşitlere daha önce verilen Türkçe isimleri, ilgili Yönetmeliğin gerekli kıldığı hangi ‘teknik ve hukuki’ gerekçe ile değiştirmek istemektedir. Biz de bir ziraatçı, ıslahçı, eğitimci, vatanını ve milletini seven bir tohumcu olarak gerçekten çok merak ediyoruz.”

TİGEM ÖZEL SEKTÖRÜN GELİŞMESİNE KATKI SAĞLAMALI

Yerlilik ve millîliğin sadece söylemlerle olmadığının altını çizen Prof. Dr. Bağcı, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Ağzını açan herkes aslı olmayan ‘Biz İsrail tohumuna, biz ithal tohuma neden mecburuz?’ dedikodusunun yayılmasına katkı sağlayacağına yurt içinde ve yurt dışında uluslararası tohum firmaları ile rekabet edecek yerli ve millî özel sektör tohumculuğunun desteklenmesine katkı sağlamalıdır. Bugün TİGEM belki arazi varlığı ile dünyadaki en büyük tohum firması olabilir fakat uluslararası rekabet ortamında Kars ve Edirne’den öteye gidemez, örnek üretim için gittiği söylenen Sudan’ı saymazsak. Aslında TİGEM ülke tohumculuğunun geldiği bu noktada özel sektör tohumculuğunun sanki önünü tıkamaktadır, maalesef. Tohumculuk sektöründe en kolay iş kolu tahıl tohumculuğudur ve bunu gelişen özel sektör rahatlıkla yapabilmektedir bugün. Hâlbuki TİGEM ilk yıllardaki kuruluş ülküsüne uygun olarak ticari bir kuruluş değil ülkenin ihtiyaçlarına göre mesela zayıf olduğumuz yağlı tohumlar, yem bitkileri, çim bitkileri vb. konulara öncelik ve ülke tarımına, tohumculuğuna destek vermelidir.” Korana salgını ile dünyada tarımın öneminin daha da arttığına dikkat çeken Bağcı, “Korona salgını paranız da olsa istediğiniz zaman yeterli gıdaya ulaşamayacağınızı net bir şekilde göstermiştir. Tüm ülkeler böyle bir zamanda sınırları kapatıyorlar. İnsanlığın şu anda virüs salgını için acil ihtiyacı olan aşının yanında gıda her zaman elzemdir.  Bundan dolayı her alanda yerli ve milli teknolojinin geliştirilmesi şarttır. Hele bu gıda tedarik zincirin başlangıç halkası olan çeşit ve tohumun yerli ve milli olması önceliklidir ama sözde değil” dedi.

İBRAHİM BÜYÜKEKEN

adsiz-039.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum