Uysal: İktidar Yolsuzluklarını Perdelemek İçin Polise Operasyon Yapıyor

Uysal: İktidar Yolsuzluklarını Perdelemek İçin Polise Operasyon Yapıyor

DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, hükümetin "paralel yapı" iddiasıyla polislere operasyon yaparak yolsuzluklarını perdelemek istediğini söyledi. Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'na destek turu kapsamında Denizli’ye gelen DP Genel...

DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, hükümetin "paralel yapı" iddiasıyla polislere operasyon yaparak yolsuzluklarını perdelemek istediğini söyledi. Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'na destek turu kapsamında Denizli’ye gelen DP Genel Başkanı Uysal, Denizli Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlediği basın toplantısında cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı ağır sözlerle eleştirdi. Hakkında şaibeler olan bir şahsın demokrasinin asgari düzeyde işlediği ülkelerde bile aday olmaya cüret edememesi gerektiğini ifade eden Uysal, “Türkiye’de büyük bir cüret içerisinde, atanmış savcı ve yargıçlarla kolluk kuvvetlerinin siyasallaştırıldığı bir iklim içerisinde yeni yeni mağduriyetlere de beraberinde kapı aralandığını görüyoruz.” dedi.

‘MEŞRUİYETLERİNİ ARTTIRABİLMEK ADINA GENEL BAŞKANLARINI PEYGAMBER NOKTASINA ÇIKARIYORLAR’

DP eski Genel Başkanı ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu’yu da eleştiren Uysal, kendisinin bir zamanlar Erdoğan’ı yolsuzlukla suçladığını hatırlatarak, sözlerine tepki gösterdi. Soylu, sözlerine şöyle devam etti: “Bir şahsı bugün ilelebet ve ebedi ikinci milli şefimiz noktasına taşıyan, Allah’ın zati sıfatlarıyla tarif edilmiş bir şahıs olarak, bu üslupsuzluğu üzülerek ifade edeyim, siyasetin geneline olan güvensizliğe dönüştüğünü görüyorum. Bu çerçevelerden baktığımızda siyasi bir mesele olmaktan çıkmış, DP için bir adli meseleye dönüşmüştür. Genel başkanlığı yaptığı süreç dahilinde maddi tasarruflarıyla beraber partinin kaynaklarını çarçur etmiş, şahsi öncelikleriyle şahsi menfaat sağlamak noktasında usulsüz işlemlerle beraber kullanmış bir kişi yargıda yargılanmaktadır. Bu gerçeği, bu vesileyle sizlerle paylaşayım. Siyasi anlamda dün iktidarı eleştirenlerin, ‘Harun Karun'lar’ diyenlerle beraber birleşerek, özellikle bu yolsuzluk iddiaları sürecinde kendilerine operasyonel kiralama mantığı içinde görev verildiğini görüyoruz. Özellikle bu operasyonlar sürecinde gittikleri noktada kendi meşruiyetlerini arttırabilmek adına hem muhalefet partilerine hem genel başkanlarına, ifade ettiğimiz gibi neredeyse peygamber noktasına çıkaracak bir üslupsuzluğu Türkiye’nin de kabul edebilme imkânı yoktur. İnsanların soyadının soylu olması yetmez, sıfatlarının soylu olmasını bekleriz. İnsanlarımız da o noktada bir değerlendirme yapar. DP’liler olarak kendisiyle ilgili zaten değerlendirmelerimizi meşru zeminlerde yapmışsız. Bu bahsi geçen şahsın, DP Genel Başkanı olarak AKP’ye katıldığı yoktur. Girdiği kongrede yerel seçim sonrası 2009 yılında büyük kongrede kaybederek bu parti tarafından, deyim yerindeyse kırat sırtından atmıştır.”

'POLİSE YAPILAN OPERASYONLAR PSİKOLOJİK HAREKET UNSURU'

Polise yapılan operasyonlara tepki gösteren Uysal, mafya içindeki kişilerin bile kendi evlatlarını gayrimeşru işlerden uzak tutmak isterken Erdoğan’ın, kendi evlatlarını bu süreç içerisinde piyona dönüştürdüğünü öne sürdü. Uysal, “Mafya düzeninde bile insanların evlatlarını bu tür gayrimeşru ve gayriresmi işlerin dışında tutma gayreti olması gerekirken Recep Tayyip Erdoğan'ın, kendi evlatlarını bu süreç içerisinde piyona dönüştürdüğünü ses kayıtlarından, ortaya dökülen fezlekelerden, iddialardan biliyoruz. Türkiye’de garip bir uygulamayla hırsızları, usulsüzlük yapanları, yolsuzluk yapanları polisin takip etmesi gerekirken polisleri ‘paralel yapı’ adı altında bir soruşturmaya tâbi tutarak ama ithamların karşılığı olmayarak, somut mesnetleri ortaya koymadan, eğer somut mesnetleri ortaya konulursa bu itham edilen insanların açıklamalarından anlaşıldığı gibi kendilerinin bu yargılamaları zaten bir itirazları yoktur. Bizim önceliğimiz şudur, ortada bir yolsuzluk iddiası vardır, bu net. Bunların soruşturulması lazım ama iktidarın da bir iddiası var. Bir paralel devlet iddiası var. Bunu da somut delilleriyle, yapılanmalarıyla ortaya koyduğu takdirde bu hukuki süreçlerin işlemesini bekleriz. Bu anlamda cumhurbaşkanlığı seçimleri arifesinde birinci, ikinci dalga olarak bildiğimiz malum Deniz Feneri medyaları, havuz medyaları aracılığıyla bir manipülasyon gayretiyle ifade ettiğim çerçevede bir psikolojik hareket unsuru olarak bu süreç dahilinde bu operasyonların bir anlam ifade ettiğini şahsen düşünüyorum. Bu anlamda Türkiye’yi negatif siyasete mahkum ederek sürekli ‘onlar’ diye tarif ettiği, dün Recep Tayyip Erdoğan’ın televizyon mülakatında ifade ettiği, yeniden sarıldığı argüman olarak faiz lobisini görüyoruz. İktidar süreci içerisinde 400 katrilyon faiz lobilerine para aktaranlar herhalde başkalarıydı.” şeklinde konuştu.

‘ERDOĞAN ÖMÜR BOYU KENDİ GÜVENLİĞİNİ SAĞLAYACAK BİR DOKUNULMAZLIK İHTİYACI DUYUYOR’

İktidarın bugün "paralel yapı" olarak itham ettiği insanları kendisinin göreve atadığını vurgulayan Uysal, şunları kaydetti: “İşte bu geçekler varken meseleleri perdeleyebilme imkanı yoktur. Her ne yaparlarsa yapsınlar, o açılmış davaların ve hukuki süreçlerin işleyeceğine inancımız tamdır. Beş yıl geçer, on yıl geçer yine bu Türkiye, bu yargılamaları yapar. Adaleti, herkese bir teminat haline getirmemiz gerekirken siyasallaştırdığımız noktada bugün, kimsenin yarın sabah başına neyin geleceğine emin olmadığı bir iklim yaratılmıştır. Bu süreçleri sadece hukuk süreci dahilinde değerlendiremeyiz, siyasal bir karşılığı olduğunu biliyoruz. İktidarın bu maksatla yolsuzlukları perdelemek adına kullanmaya gayret gösterdiğini biliyoruz. O nedenle buralardan bir sonuç elde edebilme imkanı yoktur ama öte tarafta iktidarın aleyhine olan, Recep Tayyip Erdoğan’ın aleyhine olan ve sırtındaki bu bagajlarla beraber Türkiye’yi yönetmeye talip olan kişinin, 17 Aralık'tan sonra ömür boyu kendi güvenliğini sağlayacak bir dokunulmazlık ihtiyacı olduğu bilinci içerisinde topyekûn Yüce Dîvan’dan, Anayasa Mahkemesi oluşumundan başlayarak bütün yargıyı dizayn etme gayreti içerisine girdiklerini biliyoruz. 2010 referandumuyla beraber ortaya koydukları bütün iddiaları tekzip eden, hilafına düzenlemeler yapan, Adli Kolluk Yönetmeliği başta olmak üzere HSYK değişikliğiyle beraber dün iddia ettiklerinin tam tersine uygulamaları bugünkü iktidarın, bu zaman dilimi içerisinde uyguladığını görüyoruz.” CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.