“türkiye’nin Işid’le İşbirliği İçinde Olduğu Kanısı Güçlendi”

Diyarbakır’da bir araya gelerek ortak basın açıklaması yapan sivil toplum kuruluşları ile siyasi parti temsilcileri, Türkiye’nin Radikal selefi örgüt IŞİD’le işbirliği içinde olduğu kanısının güçlendiğini ileri sürdü. Ortak açıklamada, “Gerek IŞİD terör örgütü militanlarının açıklamaları gerekse bu konuda ulusal ve uluslararası medyada yer alan bilgiler, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu çete örgütle işbirliği içinde olduğu kanısını güçlendirmiştir.” ifadelerini kullanıldı.

Radikal selefi örgüt IŞİD’in, Suriye'nin Rojava bölgesinde PYD’nin elinde bulunan Kobani şehrine yönelik saldırısına, Diyarbakır’daki sivil toplum kuruluşları ile siyasi parti temsilcileri tepki gösterdi. Azadi Hareketi, DTK, DBP, DDKD, KADEP, ÖSP, Nubihar Komele, Öze Dönüş ve Med-Zehra’nın imza attığı ortak basın açıklamasının Türkçesini, Nubibar Dergisi Temsilcisi Rauf Çiçek, Kürtçesini ise DDKD Genel Sekreteri Abdulhay Okumuş okudu. Açıklamada, Radikal selefi örgüt IŞİD'in bölgedeki bazı devletlerin desteği ile silahlandırılarak palazlandırıldığı belirtildi.

Radikal selefi örgüt IŞİD'in, Irak'ta Ezidiler'in yaşadığı Şengal'de gerçekleştirdiği katliam ve insanlık suçlarını, Suriye'nin Rojava bölgesindeki Kobani'de de derinleştirmek istediği belirtilen açıklamada, “IŞİD terör örgütü Kobane'yi kuşatarak, Kürt halkının tüm kazanımlarına saldırıp ülkemizi işgal eden sömürgeci güçlerin politikasını yürüttüğünü, insanlık nazarında İslam'ın çarpıtılması ve yanlış tanıtılmasına sebep olduğunu görüyor ve lanetliyoruz. IŞİD terör örgütü kuşatması altında nefes almakta zorlanan ve şimdiden can güvenliği nedeniyle Kobani'den on binlerce insanımızın sınırdaki tel örgülerinde yaşadığı trajedi karşısında, BM ve AB başta olmak üzere uluslararası tüm güçleri Kobani halkı ile dayanışmaya çağırıyor, bu dayanışmaların, yeni bir insanlık trajedesi yaşanmadan somut önlem ve desteğe dönüşmesi çağrısında bulunuyoruz." ifadelerine yer verildi.

“TAMPON BÖLGE ROJAVA’NIN İŞGALİNE YÖNELİK BİR POLİTİKA”

Türkiye'nin, Radikal selefi örgüt IŞİD ile işbirliği içinde olduğu kanısının güçlendiği savunulan açıklamada, "Ayrıca, gerek IŞİD terör örgütü militanlarının açıklamaları, gerekse bu konuda ulusal ve uluslararası medyada yer alan bilgiler, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu çete örgütle işbirliği içinde olduğu kanısını güçlendirmiştir. Dolayısıyla Kürdistan'ın kuşatılmasında ve yaşanan bu trajedide Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sorumluluğu büyüktür. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti devletini Kürdofobi politikalarından vazgeçerek çözüm sürecinin ruhuna uygun hareket etmeye davet ediyoruz. Türk devletinin oluşturmak istediği, bunun için uluslararası destek aradığı tampon bölge uygulamasını Rojava'nın işgaline dönük bir politika olarak değerlendiriyor ve tüm Kürdistanlıların tampon bölge uygulamasına karşı direnmesini ulusal bir görev olarak görüyoruz.” denildi.

Son saldırıların, Kürtlerin ulusal birliğini gerçekleştirmek zorunda olduğunun göstergesi olduğunun altı çizilen açıklamada, şu ifadalere yer verildi: “Şengal ve Kobani'ye yapılan saldırı ve katliamlar bir kez daha göstermiştir ki ulusal birliğimizi gerçekleştirmek en acil ve hayati bir görevdir. Tüm Kürdistani kurumlar ve partiler bu tarihi sorumlulukla karşı karşıyadır. Kürdistanlı tüm parti ve örgütleri kendi birliklerini güçlendirerek zamanın ruhuna denk düşen ulusal birliği gerçekleştirme görevi ve sorumluluğu ile karşı karşıyayız. Bu olağanüstü zor süreçte tüm batı Kürdistanlı siyasal parti ve örgütlerin birliklerini gerçekleştirerek, ulusal birlik ruhuyla Kürdistanlıların onur meselesi olan Kobani'yi savunmaya çağırıyoruz. Kobani'ye yönelik saldırı ve kuşatmayı tüm Kürdistan'ın ve Kürdistan halklarının varlığına yönelik olduğu bilinci ile tüm halkımızı maddi ve manevi olarak Kobani halkıyla dayanışma ve seferberlik ruhuyla mücadele etmeye çağırıyoruz."

CİHAN