Türk güreşi nereye gidiyor?
Serbest stilde ciddi değişikliklere gidebileceklerini ifade eden Güreş Federasyonu Başkanı Bak: “Güreşçinin rakibi ile podyuma çıkan haltercinin rakibi arasında dağlar kadar fark bulunuyor” dedi
Güreş Federasyonu Başkanı Osman Aşkın Bak, son yıllarda beklenen başarıyı gösteremeyen serbest stilde ciddi değişikliklere gidebileceklerini söyledi. Osman Aşkın Bak, yaptığı açıklamada, serbest güreşte yeniden yapılanma içine gireceklerini, Londra Olimpiyatları öncesi antrenör değişikliği yapabilecekleri mesajını verdi. Güreşte 2010 yılının değerlendirmesini yapan Bak, geçen yıl Danimarka’da yapılan dünya şampiyonasında grekoromen milli takımın dünya şampiyonluğu, bu yıl Rusya’nın başkenti Moskova’da ise dünya ikinciliği elde ettiğini anımsatarak, “Grekoromende gerek çalıştırıcılar gerek sporcularımız üzerlerine düşeni fazlasıyla yerine getirdi. Ne var ki aynı şeyi serbest güreş milli takımı için söyleyemem” dedi.
Serbest-grekoromen ayırımına asla giremeyeceğini, ancak iki branşta da Türkiye’ye şampiyonlukların yakıştığını belirten Bak, “Serbest güreşte ne yazık ki istediğimiz sonuçları alamıyoruz. Bu bakımdan önümüzdeki süreçte bu branşta ciddi birtakım değişiklere gidebiliriz. Bu teknik kadro anlamında olacak. Yönetim kurulu ile bu konuyu masaya yatırdık. Kısa bir zaman sonra antrenörler ile ilgili olarak açıklama yapacağım” diye konuştu.
Bak, 2012 Londra Olimpiyatlar öncesi yola farklı isimlerle devam edebileceklerini ve serbest güreşin başına yabancı çalıştırıcıların da gelebileceğini belirtti. Özellikle grekoromen stilde Hazma Yerlikaya, Şeref Eroğlu, Mehmet Özal gibi isimlerin ardından milli takımda bazı sıkletlerde boşalmalar yaşandığını, ancak aşağıdan gelen gençlerle bunu doldurduklarını vurgulayan Bak, şunları söyledi:
“Özellikle Selçuk Çebi’nin iki yıl üst üste dünya şampiyonu olması grekoromendeki gücümüzün bir ispatı. Aynı şekilde 21 yaşında Ali Rıza Kayaalp gibi çok kabiliyetli bir gencimiz var. Hamzalar, Şerefler zamanında muhteşem bir jenerasyon yakalamıştık. Şimdi bir değişim yaşıyoruz. Bu değişimi sancısız bir şekilde atlatmanın yollarına bakıyoruz. Serbest stilde ise genç bir ekip kurduk. Ancak istenilen neticeyi henüz alamadık ama gelecek için umutluyuz.”
Dünya şampiyonasında Ramazan Şahin’in ilk turda elenmesini normal bir sonuç olarak değerlendiren Bak, bu sporcunun kendisini en kısa sürede toparlayarak yeniden şampiyonluklar yakalayacağına inandığını dile getirdi. Bak, serbest güreş milli takımında yer alan bazı isimlerin elde ettiği sonuçlarla kendisini hayal kırıklığına uğrattığını kaydetti.
FUTBOLUN BÜYÜKLERİNE ÇAĞRI
Bak, son dönemlerde kapanan kulüplerle güreşin kan kaybettiğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Güreşin yeniden ivme kazanması için başta dört büyük kulüp olmak üzere farklı kurumlara güreş takımları kurdurmak istiyoruz. Ancak bu konuda çok da başarılı olamadık. Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor gibi futbolda şampiyon kulüplere güreş şubesi açtırmak için girişimlerde bulunacağız.”
BÜTÇE DESTEĞİ
Güreşe ayrılan bütçenin yatırım bütçesi olmadığını, ancak yıl içindeki organizasyonları gerçekleştirebildiklerini dile getiren Bak, güreşin daha iyi yerlere gelmesi için maddi anlamda daha büyük rakamlara ihtiyaçları olduğunu söyledi. Azerbaycan’ın güreşe yılda 30 milyon dolar kaynak ayırdığını ve milli takımın yaklaşık yüzde 70’inin Dağıstan bölgesindeki güreşçilerden oluştuğuna dikkati çeken Bak, “Türkiye gibi bir güreş ülkesinin bütçesi çok daha fazla olmalı. Ayrıca milli takımlarda güreştirebilmemiz için yabancı başarılı sporculara sıcak bakıyorum. Ne var ki bu sporcuların federasyona ciddi anlamda bir külfeti oluyor” diye konuştu.
TÜRK SPORUNUN LOKOMOTİF BRANŞI
Osman Aşkın Bak, Türk sporunun lokomotif branşının her zaman güreş olduğunu belirterek, “Bu gerçek dün böyleydi, bugün böyle, yarın da böyle kalmaya devam edecek. Türk spor tarihine bakıldığında ve olimpiyatlar mercek altına alındığında bu ülke için hangi sporun daha başarılı olduğu gün gibi ortaya çıkacak. Başarı anlamında güreş, ne halter ne de bir başka spor ile kıyaslanamaz. Güreşçinin rakibi ile podyuma çıkan haltercinin rakibi arasında dağlar kadar fark bulunuyor” diyerek sözlerini tamamladı.
Serbest-grekoromen ayırımına asla giremeyeceğini, ancak iki branşta da Türkiye’ye şampiyonlukların yakıştığını belirten Bak, “Serbest güreşte ne yazık ki istediğimiz sonuçları alamıyoruz. Bu bakımdan önümüzdeki süreçte bu branşta ciddi birtakım değişiklere gidebiliriz. Bu teknik kadro anlamında olacak. Yönetim kurulu ile bu konuyu masaya yatırdık. Kısa bir zaman sonra antrenörler ile ilgili olarak açıklama yapacağım” diye konuştu.
Bak, 2012 Londra Olimpiyatlar öncesi yola farklı isimlerle devam edebileceklerini ve serbest güreşin başına yabancı çalıştırıcıların da gelebileceğini belirtti. Özellikle grekoromen stilde Hazma Yerlikaya, Şeref Eroğlu, Mehmet Özal gibi isimlerin ardından milli takımda bazı sıkletlerde boşalmalar yaşandığını, ancak aşağıdan gelen gençlerle bunu doldurduklarını vurgulayan Bak, şunları söyledi:
“Özellikle Selçuk Çebi’nin iki yıl üst üste dünya şampiyonu olması grekoromendeki gücümüzün bir ispatı. Aynı şekilde 21 yaşında Ali Rıza Kayaalp gibi çok kabiliyetli bir gencimiz var. Hamzalar, Şerefler zamanında muhteşem bir jenerasyon yakalamıştık. Şimdi bir değişim yaşıyoruz. Bu değişimi sancısız bir şekilde atlatmanın yollarına bakıyoruz. Serbest stilde ise genç bir ekip kurduk. Ancak istenilen neticeyi henüz alamadık ama gelecek için umutluyuz.”
Dünya şampiyonasında Ramazan Şahin’in ilk turda elenmesini normal bir sonuç olarak değerlendiren Bak, bu sporcunun kendisini en kısa sürede toparlayarak yeniden şampiyonluklar yakalayacağına inandığını dile getirdi. Bak, serbest güreş milli takımında yer alan bazı isimlerin elde ettiği sonuçlarla kendisini hayal kırıklığına uğrattığını kaydetti.
FUTBOLUN BÜYÜKLERİNE ÇAĞRI
Bak, son dönemlerde kapanan kulüplerle güreşin kan kaybettiğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Güreşin yeniden ivme kazanması için başta dört büyük kulüp olmak üzere farklı kurumlara güreş takımları kurdurmak istiyoruz. Ancak bu konuda çok da başarılı olamadık. Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor gibi futbolda şampiyon kulüplere güreş şubesi açtırmak için girişimlerde bulunacağız.”
BÜTÇE DESTEĞİ
Güreşe ayrılan bütçenin yatırım bütçesi olmadığını, ancak yıl içindeki organizasyonları gerçekleştirebildiklerini dile getiren Bak, güreşin daha iyi yerlere gelmesi için maddi anlamda daha büyük rakamlara ihtiyaçları olduğunu söyledi. Azerbaycan’ın güreşe yılda 30 milyon dolar kaynak ayırdığını ve milli takımın yaklaşık yüzde 70’inin Dağıstan bölgesindeki güreşçilerden oluştuğuna dikkati çeken Bak, “Türkiye gibi bir güreş ülkesinin bütçesi çok daha fazla olmalı. Ayrıca milli takımlarda güreştirebilmemiz için yabancı başarılı sporculara sıcak bakıyorum. Ne var ki bu sporcuların federasyona ciddi anlamda bir külfeti oluyor” diye konuştu.
TÜRK SPORUNUN LOKOMOTİF BRANŞI
Osman Aşkın Bak, Türk sporunun lokomotif branşının her zaman güreş olduğunu belirterek, “Bu gerçek dün böyleydi, bugün böyle, yarın da böyle kalmaya devam edecek. Türk spor tarihine bakıldığında ve olimpiyatlar mercek altına alındığında bu ülke için hangi sporun daha başarılı olduğu gün gibi ortaya çıkacak. Başarı anlamında güreş, ne halter ne de bir başka spor ile kıyaslanamaz. Güreşçinin rakibi ile podyuma çıkan haltercinin rakibi arasında dağlar kadar fark bulunuyor” diyerek sözlerini tamamladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.