Toplumun genleri değiştiriliyor

MİLKO tarafından organize edilen konferansta konuşan Şinasi Başaran, “Batıl Müslümanın ibadetlerine izin veriyor fakat siyasal egemenliği, ekonomik kararları ve yasaları Müslümanların eline bırakmıyor. Değiştirilen yasalarla insanların genleri değiştiriliyor” dedi

Milli Görüşçü Kuruluşlar Organizasyonu (MİLKO) tarafından Mevlana Kültür Merkezi Sultan Velet Salonu’nda “Geçmişten günümüze olayların perde arkası ve Hak-Batıl mücadelesi” konulu bir konferans düzenlendi. Konferansa Eğitimci Yazar Şinasi Başaran konuşmacı olarak katıldı. Anadolu Gençlik Derneği, Cansuyu, Evrensel Hafızlar Derneği, Esnaflar Derneği, Teknik Elemanlar Derneği, Din Görevlileri Birliği Derneği, Şuurlu öğretmenler Derneği, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Derneği ve İrşad Vakfı tarafından organize edilen etkinliğe dernek başkanları ile çok sayıda vatandaş katıldı. Kur-an’ı kerim tilaveti ile başlayan programın ardından kürsüye MİLKO Kuruluşları adına Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Şube Başkanı Mehmet Parlak geldi. Tek gündemlerinin hak-batıl mücadelesi olduğunu ifade eden Parlak, “Hak-Batıl mücadelesi, Hz.Adem’den Peygamber Efendimize, günümüze kadar gelmiş, bundan sonra da devam edecektir. Çünkü hayatımızın özü budur. Bu konu ile ilgili olarak bir konferans hazırladık. Bundan sonra da çeşitli konferanslar ile çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

BATIL HİLE İLE GÜÇLENİYOR

AGD Genel Merkezi tarafından hazırlanan sinevizyon sunumunun ardından konferansa geçildi. “Cenab-ı Hakk bizlere hakkı hak bilip hakka ittiba eden, batılı batıl bilip batıldan ictinab eden kullarından eylesin” duası ile sözlerine başlayan Eğitimci Yazar ve Saadet Partisi Bayburt 26. Dönem Milletvekili Adayı Şinasi Başaran, “Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki hak batıl, batıl hak görünüyor. Batıl o kadar iyi örgütleniyor ki kendini hak olarak gösteriyor. Hak ve batıl demişken Erbakan Hocamızı anmadan geçmek olmaz. O biz hak ve batılı ayırt etmemiz için çok şey öğretti” dedi. Hak ve batılın 3 özelliği olduğunu ifade eden Başaran, şöyle konuştu: “Batıl ne kadar hile yaparsa o kadar güçleniyor. Hak ise ne kadar açığa çıkarsa o kadar güçleniyor. Bu günkü hak batıl mücadelesi birbirini inkar üzerine değil, birbiri üzerine egemen olma üzerinedir. Batıl Müslümanın namazına, orucuna, ibadetlerine izin veriyor fakat siyasal egemenliği, ekonomik kararları ve yasaları Müslümanların eline bırakmıyor. Bunları aklından geçirme diyor. Birçok Müslümanı yolundan çeldiren budur. Hak-batıl inanç olarak değil, sistem olarak karşı karşıyadır. İnsanlık bugün bir cehennem hayatı yaşamaktadır. Bu batılın hayat anlayışı ile yönetildiğimiz içindir. Batı ilerlemeyi savaş ve çatışmanın bir sonuç olarak görüyor. onların anlayışında uzlaşma diye bir şey yok. Hukuk, ekonomi ve siyasi düzenlerini bina göre şekillendirmişler. Biz bu yanlışı durdurmak için çalışıyoruz.”

YASALARLA İNSANLAR ŞEKİLLENİYOR

İnsanların medya eliyle zihinlerinin şekillendirildiğini belirten Başaran, konuşmasına şöyle devam etti: “Hakkın yolcularına mağlubiyet psikolojisini aşılıyorlar. İnsanlar hakkı batıl, batılı hak görmeye başlıyor. Devletler uluslar arası anlaşmalar yapıyor fakat milletler bu anlaşmaları bilmiyor. Bilse de sonuçları çok anlaşılmıyor. Değiştirilen yasalarla insanların genleri değiştiriliyor. İnsanların değişimi çok yavaş yapılıyor bu yüzden fark edilmiyor. 50 yıl sonra bir bakıyorsunuz büyük farklar ortaya çıkıyor. Değişimler insanların hiç beklemediği kişilerin eliyle yaptırılıyor. Papa önünde AB antlaşmasını Deniz Baykal imzalasaydı yer yerinden oynar, halk ayaklanırdı. Fakat eşi başörtülü olan bir İmam Hatipli’ye yaptırıyorlar. Bir toplumun geleceğini sözler değil, yasalar inşa eder. Bir toplumu görmek için sözlerine değil, yasalarına bakalım. İnsanların yasa yaptığını herkes bilir fakat yasaların insan yaptığını pek az kişi bilir. Bir ülkenin nereye gittiği çıkarılan yasalardan anlaşılır. Batıl yeni dünya düzenini kurmak için çalışıyor. Doların üzerindeki piramit yeni dünya düzenini temsil etmektedir. İnsanlık ne zaman bu piramitteki yeni dünya düzeninde yönetilir. O zaman yeni dünya düzeni kurulmuş olur. Yeni dünya düzeninde dünya yönetiminin tek bir elden yapılmasını, tek dilleşmeyi, tek bir para birimi ile paranın tek elden kontrolünü arzu ediyorlar. Her çocuğa İngilizce öğretiyorlar, her eve interneti sokuyorlar, STK’ları paramparça ettiler. Hollywood ile batılı yaşam tarzını özendiriyorlar.”

HÂLİD ŞEN