Teknokent kapılarını tüm girişimcilere açtı

Teknokent kapılarını tüm girişimcilere açtı
Konya Teknokent’te 106 firmanın aktif bir şekilde çalıştığını ifade eden Prof. Dr. Bayram Sade, “Anadolu’da rakibimiz yok. Türkiye’de ilk 10’dayız. ‘Benim bir fikrim var’ diyenleri Konya Teknokent’e bekliyoruz” dedi

KONYA TEKNOKENT İLK 10'DA

Türkiye’deki Teknokentler arasında ilk 10’da yer alan Konya Teknokent’i adından söz ettirmeye devam ediyor. Yeni bir fikir bulan öğrenci, akademisyen ve sanayici Teknokent’e gelerek ürünün patentini alıp, Ar-Ge ve inovasyon çalışması yapabiliyor. Ceketi ile Konya Teknokent’e giren bir kişi, milyon dolarlık ciro yapan bir şirKet ile yoluna devam ediyor.

OKUL GİBİ HİZMET VERİYOR

Konya Teknokent Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Bayram Sade, “Anadolu’da rakibimiz yok” diyerek, Konya Teknokent’in KOP bölgesini kapsayan illerdeki üniversite ve sanayicileri biraraya getirdiğini söyledi. 500 bin metrekarelik bir alanda çalışma yaptıklarını belirten Sade, “Teknokent hocası olmayan bir okul çünkü; buradaki girişimciler birbirinden birçok yenilik öğreniyor” dedi.

**İlk olarak okuyucularımıza Konya Teknokent’i daha yakınmak tanıtmak istiyoruz. Bize kısaca bilgi verir misiniz?

-Selçuk Üniversitesi’nin Teknoloji Bölgesi; adından da anlaşılacağı gibi teknoloji geliştiren alan diye ifade ediliyor. O bölgeyi de yönetecek bir yapı gerekiyor. Buna da Teknokent deniyor. Konya Teknokent ise Selçuk Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin yönetici şirketi. Çok ortaklı bir şirket ve kar amacı gütmüyor. Fakat kaynağı da kendisinin yaratması gerekiyor. Birinci amaç hizmet. İşletme giderleri ve personel ücretlerini kendimiz karşılıyoruz. Selçuk Üniversitesi ve vakfı, KSO, KTO, KTB ile OSB ortaklığında bir yapı. 7 kişilik bir yönetim kurulumuz var. 4’ü üniversiteden, diğerleri de odalardan oluşuyor. Yönetim kurulu başkanı da üniversiteden oluyor. Başkan yardımcıları ise teknik olarak üniversiteden, mali olarak da odalardan oluşuyor. Yüzde 50’si Selçuk Üniversitesi’nin yüzde 50’si de diğer ortaklardan oluşuyor.

17-2.20141229102115.jpg

*Hocam buradaki işleyiş hakkında da bilgi verir misiniz?

-4691 yasa kapsamına göre burada Ar-Ge faaliyetleri yürütülüyor. Yani biz şirketler için ofis alanları oluşturuyoruz. Bu ofislere şahıs, limited ya da anonim şirketler geliyor. Bu öğrenci olabilir, akademisyen olabilir ya da dışarıdan bir kişi olabilir. Burası sıradan bir girişimcilik merkezi değildir. Burada araştırma, geliştirme ve inovasyon yapmak zorundasınız. Buraya girebilmek için elinizde proje olması gerekiyor. Projenin kazanılmış bir testi varsa kabul ederiz. Yoksa 2 akademisyen ve bir sektör uzman ile komisyon kurarız. Bu komisyon girişimciyi dinler ve bize bir rapor verirler. Eğer Ar-Ge ve inovasyon içeriyorsa buraya kabul ediyoruz. Yılda bir defa da projeyi denetleriz. Yine bir jüri inceler ve faaliyetinin devam edip etmediğine bakar. Eğer faaliyeti durdurmuşsa yine bir süre veririz. Ar-Ge yapmıyorsa da buradaki faaliyetine son veririz.

10 MİLYON LİRALIK DESTEK

*Konya Teknokent’in şirketlere ne gibi katkısı oluyor? Bir şirket neden Konya Teknokent’te bulunmak istiyor?

-İlk olarak şirketin kurumlar ve gelirler vergisi muafiyeti var. Ar-Ge gelirleri ve çalışanların gelir vergisi muafiyeti var. Çalışan gelir vergisi ödemiyor. İşverenlerin de ödediği SGK pirimlerinin de yarısını devlet ödüyor. Bu büyük bir avantaj. Yeni teknolojik yatırım destek programı çıktı. Buna göre küçük işletme ise 2 milyon lira, büyük işletmeye de 10 milyon liraya kadar yatırım için hibe veriliyor. Ama bu hibeler için 3 koşul aranıyor. Desteklenmiş bir kamu projesinden bu ürünün geliştirilmiş olması gerekiyor. Tescilli bir patenti olmalı ve Teknokent’te başlamış ve bitmiş bir projenin olması gerekiyor. Teknokent’in de bu ürünün teknolojik ürün olduğuna dair bir belge veriyor. Akademisyenler de burada bir şirket sahibi olabiliyor. Bu bölge dışında akademisyen yöneticilik yapamaz. Ortak olabiliyorsunuz ve buradaki bir şirkete de danışman olabiliyorsunuz. Yasa, bunun görevlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Bizde bu görevlendirmeyi aracılığımızla yapıyoruz. Bir akademisyen buradan elde ettiği Ar-Ge gelirleri vergiden muaftır. Döner sermaye kapsamına girmez. Ar-Ge’den diyelim 5 bin lira gelir elde etti. Tamamı onun olur. Bu avantajı da çok güzel.

**Konya Teknokent’te bulunan “Kuluçka Merkezi”nin faaliyetleri hakkında da bilgi verir misiniz?

-Kuluçka merkezimizde fikir aşamasındaki girişimciyi alıyor, geliştiriyor ve deneyimli bir girişimci haline getiriyor. Dolayısıyla Kuluçka Merkezi'ne bir öğrenci fikrim var deyip gelebiliyor. Biz de Üni Girişim Programı’na girmesini söylüyoruz. O programdan geçtikten sonra da ücretsiz ofis ve diğer imkanları veriyoruz. 1 yıl da ön kuluçka da bulunduruyoruz. Bu süre içerisinde ofis, danışman, sekreter ve diğer olanakları sağlıyoruz. 1 yıl içerisinde proje hazırlayıp, destek alması gerekiyor. Destek aldıktan sonra şirket kuruyor ve 3 yıl kuluçka da kalıyor. Burada artık bir inavosyan ekosistemi oluşuyor. Yani benzer işi yapan birçok girişimcinin hepsi de bunu ispatlayıp, fikrini hayata geçiriyor. Elde ettiği ürünü ciddi bir pazarlama uygulayarak satmak ve büyümek zorunda Bu tarz firmalar bir araya geldiğinde etkileşim oluşuyor. Burası bir okul diyebiliriz. Herkes hem öğrenci hemde hoca konumunda olabiliyor.

**Teknokent’e girebilmek için gerekli hususlardan bahsettiniz. Kontenjan sınırı var mı?

-Şu an 12 bin 500 bin metrekarelik bir alanımız var. Açık alanımız ise 500 bin metrekare. Şu an 5-6 blok tamamlandı. Yerimiz bitmek üzere ve birkaç ay içerisinde yeni bina yapılmazsa başvuranları sıraya alacağız. 106 firmamız şu an aktif bir şekilde çalışıyor. Ön kuluçka merkezine 10 girişimci alıyoruz. Kuluçka merkezine de 9 girişimci alıyoruz. Kuluçkada 4 yıl kalıyor. Ondan sonra da ofislerimize çağırıyoruz. 4 yıl sonunda para kazanmıyorsa artık faaliyetine son veriyoruz. Firmamız illa kuluçkadan gelmek zorunda değil. Bizim için projesinin Ar-Ge olması dahilinde onu yerleştirmemiz. 106 Ar-Ge firmamızın sayısı artıyor. Burada önemli olan dikey büyüme var. Bir öğrenciyi düşünelim ön kuluçkadan geçmiş, destek almış, ürününü büyüterek pazarlamış ve bir ofis tutmuş, daha sonra 20 metrekarenin dışına çıkmış. 300 metrekarenin üzerinde yer kiralamış girişimciler var. Ceketiyle gelip şu an zengin tanımı yapabileceğimiz firma var. Tamamen dikey büyüme gerçekleşiyor. Devamlı bir gelişme var. Firmaların ürününü geliştirmesi için de üniversiteye ihtiyaç var. Çünkü bilim üniversitede, akademisyeni en kolay bulmanın yolu yine Teknokent’tir.

Türkiye’deki ikinci bilişim kümesini de kurduk. Konya Bilişim Kümesi’ni kurduk. Bu küme kapsamında ihtiyaç analizi yapıp, eğitimlerini organize edeceğiz. Sonra da hangi ülkeye açılacaksa bunun programını yapıp. Gruplar halinde bu insanları yurtdışına göndereceğiz. Avantajlarımızı saatlerce konuşabiliriz. Gerçekten saymakla bitiremeyiz.

SANAYİCİNİN AYAĞINA GİDİYORUZ

*Hocam sanayi-üniversite işbirliğinin ilerlediğini görüyoruz. Bunu nasıl başardınız?

-Üniversite ile sanayicileri buluşturuyoruz. Konya Sanayisi uçsuz bucaksız bir alana ulaştı. Artık biz kendimizi bölge Teknokenti olarak görüyoruz. 4 ile ve 8 üniversiteye hizmet eden bir yapıya dönüşüyoruz. Bu şekilde baktığımızda 13 organize sanayi bölgesi var. 40’ın üzerinde küçük sanayi bölgesi var. Buralarda 8 bin işletme var. Bu 4 ilde 8 bin işletmenin dışında 20 bin KOBİ var. Böyle devası bir yapı içerisinde 150 bine yakın üniversite öğrencisi ve 6 bin akademisyen var. Bunlardan 2 bin 500’ü öğretim üyesi. Devasa bir küme var. Bizim de ikinci bir projemiz olan Teknoloji Sanayi Ofisi’ni geliştireceğiz. Bu ofisin görevi üniversite ile sanayi arasında arayüz olmak. Üniversite ile sanayi arasındaki entegre açısından önemli. Çalışmalar oldukça ilerledi. Ofisteki birimimizde her gün sanayiciyi tarıyor. Randevu alarak, sanayici ile yüz yüze görüşerek proje konularını tespit ediyor. Daha sonrada uygun akademisyen bulur. Eşleştirme yaptıktan sonra da projeye göre iki taraflı bir kontrat imzalar. Böylece hoca ile sanayici görüşür. Hakları da biz belirliyoruz. Projenin yürütülmesi, danışmanlık hizmetini biz veririz. Verilen ücreti de aracılık yaparız. Artık sanayici yeni bir ürün elde etmiş olur, bir sorunu çözmüş olur ve bir sıkıntıyı ortadan kaldırır. 260’ı geçti proje sayımız. Bunların bir çoğu da TÜBİTAK projesi. KOSGEB ve MEVKA’nın da projelerini gerçekleştiriyoruz.

*Patent Destek Programı (PADES) ulusal bir boyut kazandı. İlerleyen yıllarda ne gibi çalışmalarınız olacak?

-Fikri Sinai Mülkiyet biriminin uyguladığı bir program. Bize özel olan her şeyin marka başvurusunu yapıyoruz. PADES’in de marka tescilini aldık. Bunun gibi yaptığımız bütün çalışmaların patentini alıyoruz. Akademisyen, öğrenci ve Teknokent firmalarına dönük bir destek programı. Tüm üniversitelerin öğrencilerini destekliyoruz. Firma olarak ise sadece Teknokent firmalarını destekliyoruz. Benim bir fikrim var diyenlere biz hemen bir patent ön araştırması yaparız. Patentlenebilirliğine karar verdikten sonra, sanayide uygulanabilirliğine, ekonomik yararına bakarız. Bunlar uygunsa destek vermek için patent değerlendirme yapıyoruz. Kurul, destek kararı verirse, patentin sürecini maddi ve yönetim olarak destekleriz. Hem ücret ödüyoruz hem de süreci biz yönetiyoruz. Çünkü biraz karışık bir süreç ve biz bunun en ince ayrıntılarını biliyoruz. Bunun için hem para hem de hizmet harcıyoruz. Bu Türkiye’de bu şekilde yapan tek Teknokent bizimdir.

*Diğer Teknokentlerle kıyaslayacak olursak, Konya Teknokent Türkiye’nin neresinde?

-Konya Teknokent Türkiye’de ilk 10’un içerisinde. Oldukça iyi bir durumdayız. Bizim önümüzde Anadolu’dan bir Teknokent yok. Bizim rakibimiz, İstanbul ve Ankara’daki teknokentlerdir. Teknoloji Transfer Ofisi’nde de ilk 10’dayız. TÜBİTAK’ın desteklediğini alan sayılı Teknokentlerden biriyiz. Biz şu an TÜBİTAK’tan destek alalı 2 yıl oldu. 12 tane Teknokent’e Teknoloji Transfer Ofisi ile ilgili danışmanlık hizmeti verdik. Bunların içerisinde çok büyük üniversiteler var. Selçuk Üniversitesi, girişimci-yenilikçi üniversiteler sırasında 10’uncu oldu. 3 yıl önce 16’ıncıydı. 3 yıl içerisinde 6 basamak yükseldi. Patentlerin olduğu grupta ise birinci oldu. Baktığımızda Selçuk Üniversitesi’nin patentle olan ilişkilerini Konya Teknokent yürütüyor. 180 buluşluk bir havuz oluştu elimizde. 24 tane daha patent görüşmesi ile 200’ü geçeceğiz. Çok anlı şanlı üniversiteler de bile 10 tane yoktur. Böyle bir sistem olmadığı için ellerinde veri yok. Akademisyen bizim üzerimizden müracaat edince her şey kolaylaşıyor.

BAYRAM SADE KİMDİR?

1962 yılında Konya’da doğdu. 1984 yılında başlamış olduğu akademik hayatına halen Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü’nde devam etmektedir. Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü yapmış olup, Ullusal Hububat Konseyi Yönetim Kurulu Üyeliği, Serin ve Sıcak İklim Tahılları Tescil Komitesi Başkanlığı ve Üyeliği, Selçuk Üniversitesi Rektör Danışmanlığı, KOP Bölgesel Kalkınma İdaresi Başkanlığı Danışmanlığı, TÜBİTAK KAMAG Grup Yürütmesi Komitesi Üyeliği görevlerine devam etmektedir. 2012 yılından beri Selçuk Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütmektedir. Tahıl Yetiştirme ve Islahı, Bitki Fizyolojisi, Sıcak ve Serin İklim Tahılları Yetiştirme ve Islahı konularında dersler vermekte olup, ulusal ve uluslararası hakemli dergilerde, kitaplarda yayınlanmış ve konferanslarda sunulmuş çok sayıda çalışması bulunmaktadır.

RÖPORTAJ MEHMET AKİF SÜTÇÜ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.