Tarihimiz yanlış anlatılıyor

Yüksek Öğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun düzenlediği Çınaraltı Gençlik Söyleşileri, KYK'da kalan öğrencilerin katılımı ile Süleyman Demirel Kültür Merkezi 30 Ağustos Salonu'nda  yapıldı. Talha Uğurluel'in il il gezerek öğrencilere sunduğu 'Benim Tarihim' adlı program Konya'da gerçekleştirildi. Programda konuşan Yüksek Öğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü Eğitim Daire Başkanı Mahmut Zengin, KYK'nın sadece yemek yeme ve barınmanın olduğu bir yer olmadığını belirterek yaptıkları eğitim çalışmaları ile öğrencilerin gelecek yaşantısına ışık tuttuğunu söyledi.

Zengin konuşmasına şöyle devam etti: "KYK bundan sonra yemek yeme ve barınma özelliklerinin dışında KYK'da kalan öğrencilerin geleceğine ışık tutuyor. Şu anda ülkenin dört bir yanında KYK bünyesinde seminerler ve programlar düzenleniyor. Bugün o projelerden bir tanesi olan Çınaraltı Gençlik Söyleşileri projesi kapsamında 'Benim Tarihim' adlı programını Talha Uğurluel sunacak. KYK bünyesinde şu anda yaklaşık 430 bin öğrenci kalıyor. İnşallah seneye 600 bin kişilik büyük bir aile olacağız ve olmayı hedefliyoruz. Yurtlarımızda öğrencilere çok özel ve çok önemli imkanlar sunuyoruz. Bakanlık olarak ışığımız sönmüyor. Geceli,gündüzlü çalışmalar yapıyoruz. Bizim bunları yapmamızda ki en büyük etken ülkemizin ekonomisi buna müsait olması. Bugün Türkiye ekonomisi çok güçlü durumda. Devletimizin verdiği destek ile yeni yurtlar açıyoruz ve en iyi imkanlar sunmaya çalışıyoruz" dedi.

ÖLÜM KORKUSU İLE YAŞIYORLAR

Tarih konusunda birçok çalışmalar yapan yazar ve akademisyen Talha Uğurluel, “Bizim tarihimiz çok geniş. Tarihimizi anlatmak için günlerce belkide aylarca burda program yaparak anlatmamız gerek. Vaktimiz el verdiğince sizlere Topkapı Sarayı'nın Enderun Avlusu'nu anlatacağım. Benim tarihim, bizim tarihimizi ve sizin tarihiniz. O dönemi ele aldığımızda padişahların odasına girmek o kadar kolay değildi. Ama televizyonlar öyle anlatıyor ki padişahın odası yol geçen hanı gibi. İşte o anlatılanlar bizim tarihimiz değil. Padişahın sarayının girişinde bir yükselti beton var. Bu betona Enderun'u gezip gelen ziyaretçiler yoruldukları için oturuyorlar. O betonu anlattığım zaman ziyaretçiler ürkerek ayağa kalkıyorlar ve aman Allah'ım biz ne yaptık diyorlar. İşte o betonda ölen padişahların naaşları bulunmaktadır. Padişahlar tahtlarını sürdürdüğü sürece ölüm korkusu ile yaşamaktadır. Televizyonlarda anlatılanların aksine zevk içinde değil ölüm korkusu ile yaşamaktadırlar. Mezarın baş ucunda bir kuyu bulunmaktadır. Bu kuyunun içinde ne yazık ki su yok. Saray çalışanları her gün kibrit büyüklüğünde ki süpürge ve kürekle o betonda ki tozları temizleyip kuyunun içine atmaktadırlar. İşte onlarda bir toz bile bu kadar değerlidir ve çöpe değil kuyuya atılmaktadır.

Has Oda'nın kapısında ise işlemeli bir mesnevi vardır. O şiirde Hz. Mevlana'nın mesnevisi yazmaktadır.  Has Oda'nın dört bir tarafında Kabe'nin örtüsü asılı durmaktadır. Enderun öğrencileri çok kibardırlar. Erkek öğrenciler birbirlerine siz diye hitap eder. Bayan öğrenciler ise birbirlerine kötü söz bile söylemezlerdi. Enderun'un 4'üncü sınıf öğrencileri padişahın yanında staj görürlerdi. Enderun'da yer alan öğrenciler kibirsiz, gurursuz ve çok saygılı öğrencilerden oluşmaktadır. Has Oda'da bir sandık bulunmaktadır. Bu sandığın içinde bir çekmece ve bu çekmecenin içinde ise yeşil bir bohça bulunmaktadır. Bu bohçanın içinde ise Hz. Muhammed'in hırkası yer almaktadır" ifadelerini kullandı. Talha Uğurluel'in konuşmasından sonra Uğurluel'e çiçek ve plaket takdim edildi. Ardından yapılan çekilişte 3 bayan öğrenciye tablet hediye edildi. Tablet takdiminin ardından program sonlandırıldı.

AHMET SÜTCÜ