Sözde 'soykırım' siyasi bir karar!

Sözde 'soykırım' siyasi bir karar!

Her Yerde Adalet Platformu Genel Başkanı Av. Özkan Öztürk, “Sözde soykırım meselesi, tamamı ile siyasi bir mesele” dedi. 

ABD Başkanı Joe Biden, 24 Nisan'da 1915 olaylarının yıldönümüyle ilgili yaptığı yazılı açıklamada yaşananları "soykırım" olarak tanımladı. ABD Başkanı Joe Biden, Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1915 yılındaki Ermeni tehcirini "soykırım" olarak niteledi. Böylece Biden, 1981 yılında aynı sözcüğü kullanan Ronald Reagan'dan bu yana "soykırım" diyen ilk ABD başkanı oldu. Biden'in bu açıklamaları Türkiye'de tepki ile karşılandı. Konunun uzmanları, Biden'in açıklamalarını siyasi gerekçelerle yaptığını söyledi. 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ SORUMLU TUTULAMAZ

Her Yerde Adalet Platformu Genel Başkanı Av. Özkan Öztürk, ABD Devlet Başkanı Biden tarafından daha önceden de uluslararası basına sızdırıldığı şekilde sözde Ermeni Soykırımını tanıdığını açıkladığını hatırlattı. “Öncelikli olarak bir hususun altını çizmem gerekiyor” diyen Öztürk, “ABD yönetiminin almış olduğu bu kararın, uluslararası hukukta hiçbir şekilde somut bir karşılığı yok. Bu, nesnel ve bilimsel noktada alt yapısı olmayan bir karar” şeklinde konuştu. Meselenin tamamı ile siyasi bir mesele olduğunu vurgulayan Öztürk, “Bu karar, ABD yönetimince kendi siyasi hesapları üzerinden Türkiye'yi kıskaca alma ve bölgede hapsetme noktasında alınmış bir karardır. Bugün ABD tarafından uluslararası gündeme getirilen 'Soykırım' iddiası dün de bildiğimiz üzere İsviçre ve Fransa başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi mevzuatına girmesi noktasındaki yasal düzenlemeler gerek bu ülkelerin üst yargı mercilerinde ret edilmiş ve gerekse de (AİHM) kararları ile bu husustaki başvurular ret edilmiştir.  2.Dünya Savaşının sonunda (BM) Genel Kurulu tarafından kabul edilen 1948 tarihli sözleşme kabul edilmiş olup, 1951 tarihli 'Soykırım Suçunun önlenmesi ve cezalandırılması' sözleşmesi ile tanımlanmıştır.Bu sözleşme ile fiilin soykırım olup olamayacağı hususu uluslararası ceza hukukunun kapsamına girmiştir. Ülkemiz bu sözleşmeyi 23.03.1950 tarihinde kabul etmiş ve 29.03.1950 tarihinde de yürürlüğe girmiştir. Yukarıda değindiğimiz hükümler dikkate alındığında, gerek hukuki ve gerekse cezai açıdan 29.03.1950 tarihinden önce gerçekleştiği iddia edilen ve kimilerine göre 'soykırım/etnik temizlik' olarak nitelendirilen eylemler nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti sorumlu tutulamaz” dedi. 

“HUKUKİ SONUÇTAN ZİYADE BİR GERİLİM ÇIKARIR”

Bir eylem veya tasarruftan doğabilecek hukuki ve cezai sorumluluğun, ancak bu hususun bağlayıcı hukuk kuralı ile kabul edilip yürürlüğe girmesi ile doğabileceğinin altını çizen Av. Öztürk, daha sonra şunları söyledi: “Ceza hukuk normları aleyhe biçimde makable şamil olmak üzere geçmişe yürütülemez. 1915 yılında alınan karar ve çıkarılan kanunu, o dönemin şartlarına ve Osmanlı’nın içinde bulunduğu zorlukları dikkate almak suretiyle değerlendirmek gerekir. Osmanlı, varlığı süresince hiçbir milli, etnik, ırki veya dini grubu kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla hareket etmemiştir. Kaldı ki bu Osmanlının izlediği politikalara da aykırıdır. Netice olarak 1915 olaylarının 'Soykırım' olarak tanımlayan uluslararası bir mahkeme kararı bulunmamaktadır. Bu yönde bir karar yoktur. Aksine tam olarak bunun tersi kararlar mevcuttur. İsviçre soykırım inkârının suç olduğuna dair kanun çıkarmıştı. Vatan Partisi Lideri Doğu Perinçek İsviçre’ye giderek birkaç defa 'Ermeni soykırımı uluslararası bir yalandır' diye açıklamalar yaptı. 'İsviçre-Ermenistan' adlı kuruluş 15 Temmuz 2005’te Perinçek hakkında dava açtı. Ceza Mahkemesi 9 Mart 2007’de Perinçek hakkında mahkûmiyet kararı verdi. AİHM 'Perinçek v. Switzerland' adlı davada 17 Aralık 2013 günü kararını açıkladı. (No: 275101/08) Karar özetle şöyle; 'Perinçek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 17. maddesindeki “özgürlüklerin kötüye kullanılamayacağı' hükmünü ihlal etmiş değildir .Perinçek’in bu beyanı, sözleşmenin 10. maddesindeki 'ifade özgürlüğü' hakkının kullanılmasıdır, suç sayılamaz. Hukuki içtihat olarak karardaki en önemli hüküm şudur; Soykırım kavramı, net ve kesin olarak hukuki bir kavramdır. Eylemin bir grubun bir kısım üyelerini değil tamamını tahrip etmek kastıyla yapılmış olması gerekir. ‘Soykırım’ çok dar anlamlı hukuki bir kavramdır, dahası, ispatı zordur...'şeklinde vermiş olduğu karar ile konuya net yaklaşımını göstermiştir. (AİHM) söz konusu kararında yine bu meselenin hukuki olmaktan öte siyasi bir karar olduğuna da bu kararında vurgu yapması ayrı bir öneme sahiptir. Kısaca anlatmaya çalıştığımız bu hususlar açık ve net göstermektedir ki bu alınan karardan hukuki bir sonuçtan ziyade fazlaca bir gerilim çıkar. Zor ve dar bir boğazdan geçiyoruz.Aklı selim politikalar yolu ile ülke olarak bu zor süreci de atlatacağımıza inancımız tamdır.”

EYYÜB KARAKUZU

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.