Selahattin Demirtaş'tan özerklik önerisi

Selahattin Demirtaş'tan özerklik önerisi

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye'nin bölünmesini önleyecek formülün 'özerklik' olduğunu savundu. Selahattin Demirtaş, Akil İnsanlar'ın İmralı'ya gitmesini de önerdi.

Çözüm süreci devam ederken BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Türkiye'nin süreç sonunda bölünmesini önlemenin 'özerkliklten' geçtiğini ifade etti. Selahattin Demirtaş, BDP olarak resmi çözüm önerilerinin özerklik olduğunu ifade ederek “Sadece Kürtler için değil, bütün Türkiye için öneriyoruz. Onun kabulü demek aslında Kürtlerin statüsünün kabulü demektir” diye konuştu.

Önceki gün düzenlenen BDP grup toplantısı sonrası gazetecilere değerlendirmelerde bulunan Selahattin Demirtaş çarpıcı açıklamalarda bulundu. Selahattin Demirtaş, Akil İnsanlar'ın İmralı'ya giderek terörist başı Abdullah Öcalan ile görüşmesi gerektiğini ifade ederek “Çağrıyı yapan Öcalan'ın kendisi. Süreci başlatan o. Dolayısıyla 'Akil İnsanlar' gidip onu da dinledikten sonra kamuoyuna, halka çok daha rahat bir şekilde anlatabilirler ne olup bittiğini“ önerisinde bulundu.

Selahattin Demirtaş, şunları söyledi:

BÖLÜNMEYİ ÖNLEYECEK FORMÜL ÖZERKLİK

"Özerklik çekilmenin koşulu değil, bizim mücadelemizin gerekçesidir. On yılda mı olur, 5 yılda mı olur bilemeyiz ama bunun için mücadele edeceğiz. Bu bölünmenin önlenmesidir. Bölünmeyi önleyecek formül budur. Bizim önerimiz BDP olarak özerkliktir. Resmi çözüm önerimizdir. Sadece Kürtler için değil, bütün Türkiye için öneriyoruz. Onun kabulü demek aslında Kürtlerin statüsünün kabulü demektir. Yönetimde söz sahibi olmaktır statü. Şu anda Kürtler kendi kimliği ile söz sahibi değiller. Kürt halkı dediğimiz Suriye'deki gibi, Irak'taki gibi halk olarak kendi yönetimlerini oluşturma hakları yoktur. O statünün sağlanması lazım. O nasıl olur, önümüzdeki dönem göreceğiz. Bu çekilmenin koşulu değil, bizim mücadelemizin gerekçesidir. On yılda mı olur, beş yılda mı olur bilemeyiz ama bunun için mücadele edeceğiz. AKP bunu kabul etmiş, özerkliği tanıyorum gibi bir vaatte bulunmuş değil. Ama bu bölünmenin önlenmesidir. Bölünmeyi önleyecek formül budur."

"AKİL İNSANLAR İMRALI'YA GİTSİN"

"Netleşmiş bir şey yok ama çekilme başladıktan bir müddet sonra işlerin nasıl gittiğine dair belki İmralı'da Kandil'de bir görüşme yapabiliriz. Sürecin nasıl ilerlediğine dair, somut gözlemlerimizin aktarılması ve tartışma yürütmek üzere. Ama tarihi belli değil. Bu bizim düşüncemiz.

Akil İnsanlar'dan bir grup oluşabilir, İmralı'ya gidebilir. Bunun nesi ters, yanlış olabilir ki? Çağrıyı yapan Öcalan'ın kendisi. Süreci başlatan o. Dolayısıyla 'Akil İnsanlar' gidip onu da dinledikten sonra kamuoyuna, halka çok daha rahat bir şekilde anlatabilirler ne olup bittiğini. Akil insan seçilmeden önce içlerinden kimilerinin öyle istekleri girişimleri vardı. Başbakan bunu daha başından reddetmiş olabilir ama önümüzdeki aşamalarda niye olmasın.

En azından geri çekilme ile ilgili mektup faslı bitti. Bundan sonra mektuba ihtiyaç da olabilir başka aşamalar için. Biz değil de, kendileri ihtiyaç duyabilir. Ama Kandil'in İmralı ile doğrudan görüşme talebi var. Açık veya gizli İmralı'ya gelmek istiyorlar. Koşullar normalleşirse olabilir.

Herkesin bir gözü İran'da, bir gözü Suriye'de olacak. Oralarda sular durulmadan burada kalıcı, nihai 3. aşama dediğimiz şey çok zor gibi gözüküyor. Ne kadar süreceğini hiç kimse bilmiyor. Ama Türkiye'de savaş olmayacaktır buna inanıyorum. Türkiye'de bir daha o günlere geri dönülmeyecektir. Ama tümüyle silahın bırakıldığı aşama ne zaman gelir takvim vermek çok zordur."

"CHP ÇÖZSEYDİ ÖCALAN'A GEREK OLMAZDI"

"Kürt sorunun çözümü demek, eğer arzu ettiğimiz, istediğimiz çerçevede çözülürse, tam demokratik çerçevede çözülürse bu hem AKP hem CHP statükosunun tuzla buz olması demektir. CHP, MHP bundan rahatsızlık duyabilir tabii ki, Çünkü Türkiye'de 'Kürt halkı vardır' demek ulus devletin olmadığı anlamına gelir. Bunu söylemiş olmak, Anayasada, yasada, hukukta resmiyete kavuşturmak ulus devletin artık bittiği anlamına gelir.

Ulus devlet CHP'nin kuruluş gerekçesidir. Üstüne bina ettiği politika odur. Dolayısıyla bu çerçevede çözülmesini kabul etmiyor CHP: Biraz da PKK Öcalan ile bu işin yürütülüyor olmasından rahatsız ama o da bir gerçek. CHP, 1950'de bu işi çözse idi Öcalan daha doğmamıştı muhatap almaya gerek yoktu. Ama çözmediler işler bu noktaya geldi. Mecburen görüşecekler. CHP'nin bunu görmesi lazım."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.