Rüzgardan Elde Edilen Enerji, Elektrik Fiyatlarını Düşürdü

Rüzgardan Elde Edilen Enerji, Elektrik Fiyatlarını Düşürdü

Türkiye Rüzgar Enerjisi Santral Birliği (TÜREB) Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, rüzgarın bu yıl fazla esmesi ve fazla üretimin sağlanmasından dolayı elektrik fiyatlarının aşağı indiğini duyurdu.

Türkiye Rüzgar Enerjisi Santral Birliği (TÜREB) Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, rüzgarın bu yıl fazla esmesi ve fazla üretimin sağlanmasından dolayı elektrik fiyatlarının aşağı indiğini duyurdu. Mustafa Serdar Ataseven, “Rüzgardan elde edilen enerji fazla olduğundan rüzgara arz oluyor. Talep de düşük olduğundan, fiyatlar aşağı çekiliyor. Santral yatırımlarını ülkemizde yaygınlaştırabilirsek bu vatandaşımız cebine indirim olarak yansıyacaktır.” dedi.

TÜREB Başkanı Ataseven, Rüzgar Enerjisi Santralleri (RES) ve üretimleri ile ilgili Cihan Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Ataseven, bu yıl rüzgarların fazla esmesi, ve yatırmaların artmasından dolayı elektrik üretimin fazla sağlandığını belirterek, elektrik fiyatlarının üretimin arttığı günlerde aşağı indiğini aktardı. "Ataseven, Fazla elektrik üretildiğinde rüzgara arz oluyor, talep de düşük olduğundan, fiyatlar aşağı çekiliyor. Santral yatırımlarını ülkemizde yaygınlaştırabilirsek bu vatandaşımız cebine de indirim olarak yansıyacaktır. Yerli ve yerel kaynaklarımızı kullanıyoruz, çünkü burada. Rüzgar enerjisinden üretilen elektriğin fiyatı KW başına 7,3 dolar sent. Bu fiyat, dip fiyattır. Dip fiyat rüzgar olduğuna göre, en ucuz enerji kaynağı rüzgardır. Diğer enerji kaynaklarına bakıldığında bu fiyatın üzerinde olduğunu görüyoruz.”dedi.

“ORMAN BAKANLIĞININ DÜZENLEMESİ YATIRIMLARI KADÜK BIRAKACAK”

Ataseven, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın çıkarmaya hazırlandığı yönetmelik tasarısını da değerlendirdi. Ataseven, bakanlığın taslakta, orman arazilerinin RES yatırımcısına kiralandığında 12 kat daha fazla bedel talep edildiğini dile getirirken, Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından resmi gazetede yayınlanması için Başbakanlık'a gönderilen bir tebliğde de İstanbul ve Gelibolu bölgesinin tamamının rüzgar yatırımlarına kapatıldığını bildirdi. Bölgede toplamda 850 Megavatlık (MW) yatırımın olduğuna dikkat çeken Ataseven, “20’in üzerine proje bulunuyor. Tebliğ, bu projenin tamamının iptal olmasına neden olacak. Bu bölgelere 100 milyonun üzerinde TEİAŞ’ın yatırımları var. Bu yatırımlarda kadük olacak. Yarışmalarda yatırımcıların verdiği katkı payı söz konusu. Bunların o bölgedeki tutarı ise 43 milyon TL. Devlet, bu yatırımları çöpe atacak bir uygulamaya girmemesi lazım. Bu tür düzenlemelerden uzak kaçmak lazım.” diye konuştu.

“DÜZENLEME RES YATIRIMLARININ ÖNÜNÜ TIKAR”

TÜREB Başkanı Ataseven, Enerji Strateji Belgesine göre yenilenebilir enerji kaynaklarından 2023 yılında yüzde 30 enerji üretiminin beklendiğini, 20 bin MW Rüzgar enerjisi kullanımının hedeflendiğini vurguladı. Yapılan düzenlemelerin bu hedefle çeliştiğine işaret eden Ataseven, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılan yeni yönetmelikle de rüzgar yatırımlarında Türk sanayisinin önü açılmışken, böyle bir düzenlemenin gelmesinin sektörü tıkayacağını belirtti. Ataseven, son yıllarda Türkiye’de RES sanayisinin de geliştiğine dikkat çekti. Şu anda türbin kanatları, kule, dişli sistemlerin üretiminin Türkiye’de yapıldığını anlatan Ataseven, “Rüzgar yatırımları arttıkça, Rüzgar sanayi de gelişecek. ” ifadelerini kullandı.

“OLUMSUZ DÜZENLEMELER YATIRIM ORTAMINI DEĞİŞTİRECEK”

TÜREB Başkanı, Temmuz sonu itibarı ile Türkiye’de 2 bin 700 MW’lik rüzgar santralinin işletmede olduğunu da söyledi. Bunun 2 bin MW’lik kısmının son dört yılda yapıldığını kaydeden Ataseven, yatırımların bundan sonra ivme kazanarak devam edeceğinin altını çizdi. Ataseven, “Bu yıl işletmeye geçen 400 MW’nin haricinde 750 MW’de yapımı devam eden rüzgar santralimiz var. Bu yıl sonu itibarı ile 750-800 MW rüzgar santralini devreye almış olacağız. Bundan sonraki yıllarda da, ekspiyonel olarak yatırımlar artacak. Ama bunun önüne engel konulursa, sektördeki yatırımlar sekteye uğrar ve hedeflerimizi de gerçekleştiremez oluruz. 2023 hedefini hayata geçirebilmek için yatırımcının ilgisi var. Bunlar bir araya gelmişken, ‘üzümün sapı armudun çöpü’ deyip de düzenlemeler ve uygulamalarla sürecin önünü tıkarsak, olumlu havadaki yatırım ortamı değişebilir. Rüzgar yatırımı da, arka planda kalabilir. Gündemdeyken bu yatırımları hayata geçirmekte fayda var.” şeklinde konuştu.

“BÜROKTATİK İŞLEMLERİN AZALTILMASI 2023 HEDEFLERİNE ULAŞMAYI KOLAYLAŞTIRICAK“

Siyasi irade, bürokratlar ve halkın, rüzgar yatırımlarının arkasında olduğuna temas eden Ataseven, bürokratik işlemlerin yavaş ilerlemesini eleştirdi. 1 Kasım 2007 tarihinde alınan müracaatlarla ilgili halen izin süreçlerinin devam ettiği bilgisini veren Ataseven, Bunların hayata geçmesi için formüller üzerinde çalışılması gerektiğini dile getirdi. Ataseven, yatırımcıların önünü açmanın yolunun ise izinlerin tek bir merkezden geçirilerek çok kısa verilmesi önerisinde bulundu. Rüzgar yatırımcısının 16 farklı kurumdan izin aldığını bildiren TÜREB Başkanı Ataseven, her bir kurumun sahaya inerek, rapor verdiğini açıkladı. Bu kurumlardan, en kısa, 16 ayda izinlerin çıktığını anlatan Ataseven, “Bürokratik süreçleri kısaltacak formüller üzerinde hareket etmemiz gerekmektedir. Bizim, 2023 yılı hedeflerine varmamız için her yıl, 1800-2000 bin MW rüzgar santralini işletmeye almamız lazım.” diye konuştu.

“MİT’LE RADAR SIKINTISI YAŞANDI”

Yatırımcıların, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, TÜBİTAK, Milli Savunma Bakanlığı arasında imzalanan protokol çerçevesinde radar izni aldıklarından bahseden Ataseven, radar sistemleri dolayısıyla MİT’in de sürece ‘Kurumumuzdan da izin alacaksınız.’ çıkışıyla müdahil olduğunu açıkladı. Yatırımcılar, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ve MİT arasında da bu kapsamda, bir protokol yapıldığını aktaran Ataseven, “Artık yatırımlar, MİT’in de onayına sunuluyor, değerlendirmesine açılıyor.” dedi.

“MONTAJLAMAYI TÜRKİYE’DE YAPARSAK İSTİHDAM DAHA DA ARTAR”

Ataseven, RES yatırımlarının istihdama yapacağı katkı hakkında da açıklamalarda bulundu. Her RES’te 20-25 kişi çalıştığını ifade eden Ataseven, “Bunu bir kenara bırakalım. Asıl istihdamı sağlayacak kısım, inşaat süreci. Daha da ilerisi, sanayide istihdama katkısı var. Özellikle kanat ve kuleler, emek yoğun bir iş. Bir kule fabrikasında ortalama olarak 150 kişi çalışıyor. Kanat fabrikasında bu sayı daha fazla. İstihdama asıl katkı sağlayacak şeyler, bu alanlar. Montajlanmayı da Türkiye’de yapabilirsek, istihdamımız daha da artacaktır. Biz, bunun sanayisini de yerli yapmak zorundayız.” değerlendirmesini yaptı.

“YABANCI YATIRIMCI DÜZENLEMELERDEN KORKUYOR”

Mustafa Ateseven, Avrupa Birliği'nin karasal rüzgar potonsiyeli açısından doygunluğa ulaştığından da söz etti. Türkiye’nin ise rüzgar potansiyelinin AB’ye göre yüzde 30 daha fazla olduğunu kaydeden Ataseven, şöyle konuştu:

“Potonsiyelimiz, yüksek. Ekonomik koşullarımız iyi. AB için Türkiye bakir bölge. Yabancı yatırımcı, Türkiye’deki düzenleme ve mevzuattan korkuyor. Onun için yerli yatırımcı ile ortaklık yaparak, girmek istiyor.”
ı
“RES’LER DİĞER SANTRALLERDEN DAHA AZ ÇEVREYE ZARAR VERİR”

Ataseven, çevrecilerin 'RES’ler görüntü kirliliği oluşturuyor' eleştirilerine de cevap verdi. RES’lerin, diğer elektrik ürüten santrallere oranla daha az çevre kirliliğine sebep olduğunu vurgulayan Ataseven, şöyle devam etti:

“Biz, çocuklarmıza karbon emisyonu az bir dünya bırakmak istiyorsak, rüzgar yatırımlarını bir an önce hayata geçirmeliyiz. Rüzgar enerjisi hem maliyeti hem de çevreye verdiği katkıdan dolayı, ülkemiz ekonomisine katkı sağlayan önemli sektörlerden biri. Çevreciler, bu santrallerin karbon emisyonu salınımı yapmadığını göz önünde bulundurmalı. Eğer, RES’lerden sağlanmazsa, başka bir yerden karşılamak zorunda. Diğer, santrallerin çevreye ve doğaya tahribatı, yenilenebilir enerji kaynaklarının verdiği santrallerden daha fazladır.” CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.