Profesörden Çevre Tahribatına Karşı ‘plebisit’ Önerisi Geldi

Profesörden Çevre Tahribatına Karşı ‘plebisit’ Önerisi Geldi

İpek Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Özdemir, son dönemde yaşanan çevre tahribatlarıyla ilgili ‘plebisit’ önerisinde bulundu. Çevreyi etkileyecek herhangi bir düzenlemenin orada yaşayan vatandaşlara ‘plebisit’ yöntemiyle...

İpek Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Özdemir, son dönemde yaşanan çevre tahribatlarıyla ilgili ‘plebisit’ önerisinde bulundu. Çevreyi etkileyecek herhangi bir düzenlemenin orada yaşayan vatandaşlara ‘plebisit’ yöntemiyle sorulması gerektiğini dile getiren Özdemir, konuya ilişkin yazılı değerlendirmesinde "Çevre duyarlılığının oluştuğu toplumlarda bunu yapmak olumsuzlukları en aza indirir." dedi. Ülkenin gelişmesine, insanlara iş ve aş üretmeye kimsenin hayır demeyeceğini vurgulayan Prof. Dr. Özdemir, "Ancak bunu yaparken çevreye zarar vermeden, sürdürülebilirlik anlayışı ile de yapabilirsiniz." ifadesini kullandı.

Özdemir, gündemde olan Soma Yırcalı’da termik santral yapımı için zeytinlik ağaçlarının kesilmesine karşılık vatandaşların tepkisini de değerlendirdi. Özdemir, "Kimse kalkınmanın karşısında değil, ancak bir yerde bir ağaç kesimi olacaksa bunun orada yaşayanlara sorulması gerekiyor. Soma Yırcalı’da vatandaşların tepkisini de çevre bilincinin toplumun bütün kesimlerine yerleşmeye başladığının bir göstergesi olarak değerlendiriyorum." diye belirtti.

Özdemir, köy sakinlerinin ağaç katliamına karşı kenetlenmesinin çok olumlu bir gelişme olduğunu söyleyerek, şunları ekledi: "Çevre duyarlılığı artık toplumun her kesiminde gündem oluşturmaktadır. İnsanlarımızın yaşadığı çevreye ve ağaca sahip çıkması sevindiricidir. Bu olgudan hareketle hem devletin hem de iş dünyasının çıkaracağı dersler var: Çevre bilinci 21. Yüzyıla damga vuracak bir değer olarak giderek güçlenecek. Bunu dikkate almayanlar hem kendilerini hem de vatandaşlarını mutsuz edecek."

'AĞAÇ, MEDENİYETİMİZİN SEMBOLÜDÜR'

Türkiye’de 25 yıldır çevre sorunları üzerine araştırmalar yapan Özdemir, ekonomik gelişmeye verilen önemin çevrenin göz ardı edilmesine yol açtığını belirterek, "İkisini de bir arada gerçekleştirmek mümkün, yeter ki çevreye olan sorumluluğumuzun bilincinde olalım, bu tür tartışmaları ideolojik zeminin dışında yapmasını bilelim." sözlerini kaydetti.

Prof. Dr. Özdemir, "Çevreyi tahrip ediyorsanız, çocuklarınızın, torunlarınızın geleceğinden çalıyorsunuzdur. En büyük hırsızlık da budur." açıklamasını yaptı. Özdemir bu konuda şu örneği verdi: "Modern çevreci hareketi Sessiz Bahara (Silen Spring) kitabıyla 1960lı yıllarda ‘tetikleyen’ Rachel Carson ta o zamanlar sorunun nirengi noktasına işaret etmişti. Ona göre ekolojik krizin başlıca sebebi: ‘hız ile nicelik tanrılarına, çabuk ve kolay elde edilen kâra’ tapınan [kapitalist] anlayış."

Özdemir, devletin en önemli görevlerinden birinin yaşanabilir bir çevre oluşturmak ve bunu korumak olduğunu söyledi. Halktan vergi toplayan devletin 'ağaç dikmesinin normal, ağaç kesmesinin ise anormal' olduğunu vurguladı. "Devlet ağaç kesmez, ağaç diker, kesene de cezai müeyyide uygular" diyen Özdemir, hükümet ve özel sektöre şu çağrıda bulundu: "Unutmayalım ki ne kadar ağaç dikersek dikelim, bu kestiklerimizin hiçbir zaman yerini tutmayacaktır. Ağaç medeniyetimizin bir sembolüdür. Ve bunu korumak hem yöneticilerimize, hem özel sektöre hem de biz vatandaşlara düşer. 'Herhangi birinizin elinde bir hurma fidanı varken, kıyâmet kopacak olsa, derhal onu diksin' diyen Sevgili Peygamberimiz'i bir de bu açıdan hatırlamamız gerekmez mi?" CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.