Prof. Dr. Caner Arabacı, "30 Ağustos ruhu diri tutulmalı"

Türkiye'de 30 Ağustos Zafer Bayramı heyecanı yaşanıyor. 1922 yılında Dumlupınar'da zaferle sonuçlanan Büyük Taarruzu anmak için her yıl 30 Ağustos günü çeşitli etkinliklerle bu gün kutlanıyor. Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Caner Arabacı, ülkenin değerlerinin yaşatılması gerektiğine dikkat çekerek, zafer ruhunun diri tutulmasının da önemine değiniyor.

Prof. Dr. Caner Arabacı

“YÜKSEK DEĞERDE DAYANIŞMA GEREK”

Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Caner Arabacı, tarihe yolculuk yapılacak olursa, zaferlerin önemli bir kısmının Ağustos ayında kümelendiğinin görülebileceğini ifade etti. Yaya ve atlı birliklerin bahar ayında yola çıktığını, savaşın da çoğunlukla Ağustos ayına denk geldiğini, 30 Ağustos Zafer Bayramının da bu minvalde değerlendirildiğini aktaran Arabacı, “Zaferler, milli birliğin, bütünlüğün, yüksek değerlerde dayanışmanın ürünüdür. Yüksek değerde bir dayanışma olmazsa, düşmana galip gelmek ve ülkeyi her anlamda imar etmek mümkün olmaz” dedi.

“BİR VE BERABER OLMALIYIZ”

Dışarıdaki zaferin, içerideki zaferlerin bir göstergesi olduğunun da altını çizen Arabacı, şunları söyledi: “Bir ülke, içeride her alanda ne kadar başarılı olursa, dışarıda da o kadar güçlü olur. Bir ve beraber olmaya devam edersek, ülkemizi daha güçlü kılarız. Bugün Doğu Akdeniz'de gerilim sürekli artıyor. Haklarımız taciz ediliyor. Böyle zamanlarda güç çok önemli. Karşı tarafı savaşmadan caydırmak, savaştan daha önemli. Zaferleri bu yönüyle değerlendirmek gerekir. Askeri güç, savunma sanayi yönünden dünyada önder, güçlü ve ileri olursak, bize kimse bize saldırmaya cesaret edemez. Bunun yanında birlik ve beraberlik güçlü tutulursa bu da ülke için bir güç göstergesi olur. Bize saldırmak isteyen çok güç var.”

“BU MİLLETİN ÇOCUKLARINA YAKIŞMIYOR”

“Her toplumda olduğu gibi bizde de zaman zaman vatanımızın ve milletimizin düşmanı olan güçlerin ağzıyla konuşan, adeta onların içerideki yardımcıları gibi tavır takınan insanlar çıkıyor” diyen Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Caner Arabacı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Emin olsunlar ki, bunlar bizim milli birliğimizi parçalayamaz aksine daha da güçlendirir. Yanlış söylemlerin kime yarar kime ne fayda sağladığını iyi idrak edebilmek gerekir. Türkiye içinde bilerek veya gafletle düşmanların propagandasını yapmak, bu milletin çocuklarına yakışan bir durum değil. Siyasi tercihlerle vatan ve millet müdafasını birbirinden ayırmak gerekir. Vatan ve devlet olmadığı zaman sizin siyaset ve tercihiniz yere batsın. Muhalefet milli bir vazifedir. İktidarların iş başındayken doğruları göremediği yerlerde, uyarı görevi yaparlar. Muhalefet, milli bir meseledir. Muhalefet demek 'Ben, iş başına gelirsem daha güzelini yapacağım' iddiasını ortaya koymaktır.”

DEĞERLERİMİZİ YAŞATMALIYIZ

Şevksiz toplumların güçlü olabileceğini ama gücünü kullanamayacağını da dile getiren Arabacı, “Şevksiz toplum, ruhsuz ve durağan hale gelir. Zaferler, kahramanlıkları anma, sosyal şevki, ve motivasyon unsurunu öne çıkarmak demektir. Atalarımız Battal Gazi destanlarını hem kendileri okurdu hem de çocuklarına okuturdu. Zaferleri kutlamanın bu anlamda değerlendirmesi gerekir. Şevk, çok önemli bir unsur. Üzerine ölü toprağı serpilmiş bir toplumundan fayda gelmez. Güzel işler yapıp, geleceğe güzel modeller oluşturmak gerekir. Biz de değerlerimizi yaşatmalıyız. Fitne içinde birbiriyle dalaşan toplumdan hayır gelmez. Zaferleri kazanan toplumlar, alt yapısını yetiştiren unsurlar olmalı. Önemli günlerin de kuru kuruya kutlanmaması gerekir. Değerlerin içinin doldurulması gerekir” şeklinde konuştu.

EMRE ÖZGÜL