Peskov: Rusya Paramparça Olacaktı

Peskov: Rusya Paramparça Olacaktı

Rus-Türk İşadamları Birliği’nin (RTİB) “Zirve Sohbetleri’ne” katılan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in basın danışmanı Dmitri Peskov, ABD’nin tek kutuplu dünya anlayışının herkesi çok zor duruma soktuğunu, lale ve tahrir...

Rus-Türk İşadamları Birliği’nin (RTİB) “Zirve Sohbetleri’ne” katılan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in basın danışmanı Dmitri Peskov, ABD’nin tek kutuplu dünya anlayışının herkesi çok zor duruma soktuğunu, lale ve tahrir devrimleri ile pandoranın kutusunun açıldığını söyledi. Türkiye-Rusya ilişkilerinin karşılıklı çıkar çerçevesinde çok iyi seviyeye ulaştığını ifade eden Peskov, yaptırımlara rağmen Rusya’nın taahhütleri yerine getireceğini ve Türkiye’de Akkuyu nükleer santrali ile ilgili yatırımı yapacak paraları olduğunu ifade etti.

Türkiye’nin Türkiye Moskova Büyükelçiliği Birinci Müsteşarı Gökhan Turan, RTİB Başkanı Naki Karaaslan, RUTİD Başkanı Esat Sarı ve çok sayıda Türk iş adamının katıldığı toplantıda Peskov, hayat hikayesini paylaştı. Turan açılış konuşmasında iki ülke ilişkilerine katkısı vesilesi ile Peskov’a teşekkür ederken, Karaaslan da iki ülke arasında 100 milyar dolar olarak hedeflenen ticaret hacmine doğru yöntemler belirlenerek ulaşılabileceğini vurguladı.

Rusya’nın Ankara Büyükelçiliği’nde iki dönem görev yapan ve akıcı bir Türkçe konuşan Peskov, Rusya’nın önde gelen Türkologları arasında yer alıyor. “Türkçe konuşmayı özledim” diyerek sözlerine başlayan Peskov, “Hayatımın önemli kısmı Türkiye’de geçti. Şimdi artık Türkiye ile ilgili fazla çalışmıyorum, ama her zaman Türkiye benim hatıralarımda ve kalbimde. Her gün Türkiye aklıma geliyor. Politik ve ekonomik haberlerde hep Türkiye’yi hatırlıyorum. Türkiye büyük ve güçlü ülke. Gerçekten de Türkiye son yıllarda çok gelişti. Artık Rusya’nın öncü stratejik ortaklarından. Son yıllarda çok görüşmeler yapıldı. Liderler görüştü, önümüzde hedefler koydu. Stratejik ortaklığımız yeni düzeye ulaştı. İlişkilerimiz daha faal şekilde gelişmeli ve hepimiz bunun için gayret göstermeliyiz. Hepimiz kendi işiyle, göreviyle buna katkı sağlıyor.” dedi.

İSTANBUL’A İNDİK, KORKUNÇ BİR TABLO VARDI

Türkiye ile aslında tesadüfen tanıştığını belirten Peskov, “Üniversiteden mezun olmadan önce faal bir gençtim. Üniversitede dil tercihi yaparken bu tercih üzerinden okulda eğitim alma hakkımı başlatmalıydım. Arapça düşünüyordum. Türkçeyi öğrenmeden önce Türkiye’yi ilk kez 1980 yılında gördüm. Libya’dan gemiyle Odessa’ya geldim. İstanbul’da bir durak yaptık. O zaman darbe vardı. O zaman Libya’da güneşli bir ülke vardı. Amerikalı dostlarımız müdahale etmeden önce. İstanbul’da gemiden çıktık, asker dolu, her kes tabancalı böyle. Korkunç bir tabloydu. Ama işte ne yapalım. Türkçe öğrenmeye başladık.” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE’YE AŞIK OLDUK

Moskova Devlet Üniversitesi Asya ve Afrika Enstitüsü Türkoloji bölümünde çok iyi hocaların olduğunu, onların katkıları ile Türkiye’ye aşık olduklarını kaydeden Peskov şu şekilde devam etti: “Hocalarımız ister istemez size Türkiye’yi sevdiriyordu. Sadece Türk dilini değil, edebiyatını, tarihini, her şeyini bize öğretiyordu. Böyle bir şekilde aşık olduk. Hocalarımızdan biri enstitü başkanı Mihail Meyer o zamanlar Sovyetler Birliği’nde dışarıya çıkamıyordu. Yani herhangi bir ceza almış ve dışarıya çıkamıyordu. Ama Türkiye tarihi derslerinde yeniçerinin İstanbul’da nasıl dolaştığını bize defterde çiziyordu. Hangi sokaklardan geçtiğini, nerede kazan kaldırdıklarını hepsini bize çiziyordu. Ondan sonra 6-7 sene sonra bu sokaklardan geçtim ve hayret içinde kaldım. Adam hayatında İstanbul’u görmeden defterde ne kadar güzel çizmiş. Yani Türkiye’yi ne kadar öğrenmiş olduğunu düşünün. Bu aşkını bize vermeye çalıştı, bizimle paylaştı. Biz de aşık olduk.”

RUS BAVULCULAR YARIM YILDIZLI OTELLERDE KALIYORDU

1990’lı yılların başında dışişleri bakanlığında memur olarak göreve başlayan Peskov, ilk yurt dışı görevi olarak Rusya’nın Ankara Büyükelçiliği’ne gelir. İki yıl aranın dışında 2000’e kadar Ankara’da görev yapan Peskov, Kremlin’den gelen teklifle Moskova’ya döner. Ankara’da genç bir diplomat olarak göreve başladığı yılları paylaşan Peskov, “O zaman Mavi Akım düşüncesi bile ortaya çıkmamıştı. O zaman bavulcular Trabzon’a kargo gemileriyle geliyordu. Yarım yıldızlı otellerde kalıyorlardı. Antalya’da bir otel dışında sadece boşluk vardı. Ama SSCB Ankara Büyükelçiliği’nde en önemli diplomatlarımızdan rahmetli büyükelçi Albert Çernışev görev yapıyordu. İyi ki hocam oldu. Onunla birlikte Türkiye’nin her bölgesini öğrenmeye başladık. Çok mutluyum, gerçekten de Türkiye’nin her bölgesini aşağı yukarı gezdik. İnsanlarla konuştuk, görüştük. Bölgeden bölgeye Türkiye’nin değişikliklerini gördük. Çok güzel. Gerçekten de hayatımın en mutlu yıllarını Türkiye’de geçirdim. İki sefer görev yaptım. İstifa etmeden bir kaç önce Rusya eski Devlet Başkanı Boris Yeltsin geldi İstanbul’a. AGİT İstanbul zirvesine katıldı. Moskova’ya beni Devlet Başkanlığı’na çağırdılar. Beni düşündüğüm süre içinde Yeltsin istifa etti. O zaman bilinmeyen Vladimir Putin geldi göreve. Ondan sonra eninde sonunda geldim Moskova’ya. Kremlin uluslar arası enformasyon şubesine. Gazetecilerle ilişkileri düzenlemeye, Rusya’yı anlatmaya ve başka çalışmalara başladık.” dedi.

RUSYA PARAMPARÇA OLACAKTI

Gelecek yıl Rusya Devlet Başkanı Putin’in göreve gelişinin 15. yılını kutlayacaklarını kaydeden Peskov, Rusya’nın nasıl bir dönüşüm geçirdiğine değindi: “Bu dönem Rusya için zor ve aynı zamanda başarılı bir dönem oldu. Putin’in 2000 yılında göreve başladığı zaman Rusya bir anda param parça olacaktı. Dış borçlar, bölücülük, Kafkaslar’da savaş tüm bunlar Rusya’yı çok zayıf hale getiriyordu. Aslında iktidar da yoktu. İktidar oligarşilerin elindeydi. Ordu çok zayıftı. Ülkenin uluslar arası konumları çok zayıftı. Ama Putin kademeli ve ileriye dönük şekilde çalışmalara başladı. Ülkeyi toparladı. Rusların anavatanından gurur duyduğu bir ülke haline getirdi.”

ABD’NİN TEK TARAFLI DİKİŞLERİ TUTMADI

Bugünkü durumun sadece Rusya için değil tüm dünya için zor olduğunu vurgulayan Peskov, “Tek kutuplu sistem uluslar arası hukuk ve ilişkilerde bizim hepimizi çok zor duruma soktu. Lale ve Tahrir devrimleriyle bir pandora kutusu açıldı. Dünyada bir millet tüm milletlerin kaderini ben çizeceğim dedi. Ona göre hareket etmeye başladı. Uluslar arası hukuka göre kurulmuş olan ve tüm dünya için dayanak olan BM, AGİT benim için hiç bir şey değil diyen bir millet. Kendi düşüncesine göre bu dünyayı dikmeye başladı. Yalnız bu dikişleri sağlam olmadı. Mantıklı da olmadı. Ülkelere hayır da getirmedi. Tam tersi bazı ülkelerin yok olmasına neden oldu. Hangi ülkeleri kastettiğimi anlıyorsunuz. Uluslar arası hukuk çok ciddi şekilde sarsıldı. Uluslar arası ilişkiler büyük bir şekilde iflas etti. Çok kutuplu dünyanın şekillenmesi lazım. Bu şekillenme süreci tek bir milletin kafasında doğmayacaktır. Hepimiz yeni bir dünya üretmemiz lazım. Karşılıklı güven ve yarara dayalı, her kes başkasının sesini duyabilecek bir sisteme dayalı bir dünyayı kastediyoruz.” tespitinde bulundu. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.