Partiler üstü mesele: Kudüs
İSRAİL KORKAK BİR DEVLET
Konyalı Sanayici İş Adamları Derneği (KONSİAD) Konya Şube Başkanı Hasan Hüseyin Aydın, geçtiğimiz haftalarda gittikleri Kudüs izlenimlerini Merhaba Gazetesine anlattı. Başkan Aydın, İsrail'in aslında korkak bir devlet olduğunu belirtti. İsrail asker ve polislerinin grup halinde gezen Müslümanlardan aşırı derecede çekindiklerine şahit olduklarını söyleyen Aydın, “Müslümanlar, bunun bilincinde olsa, Kudüs'e söz söylemeye kimsenin cesareti olmaz” diye konuştu.
KUDÜS'E OLAN İNANCIMIZ ARTTI
** (KONSİAD) olarak geçtiğimiz haftalarda Kudüs'e bir ziyaret gerçekleştirdiniz. İzlenimlerinizi bizimle paylaşır mısınız? Bir zorluklarla karşılaştınız mı?
-Yaklaşık 50 kişilik kafile ile birlikte İstanbul'dan Tel Aviv'e gittik. İsrail'e girdiğimiz ilk andan itibaren üzerimizdeki baskıyı ve İsrail devletinin yıldırma politikalarını hissettik. İki arkadaşımızı, sebepsiz yere yaklaşık 1 saat boyunca sorguya aldılar. Daha sonra öğrendik ki pasaportlarında İran vizesi varmış. Sorulan sorulara cevap verdikten sonra arkadaşlarımız serbest bırakıldı. Bu tarz yaklaşımları, Kudüs'e Müslümanların gelmesini engellemek için yapmış oldukları sistematik yıldırma politikalarından birisi. Kudüs Müslümanların haremidir. Bu politikalar ancak bizim Kudüs'e olan inancımızı ve davamızı güçlendirir. Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi imkânı olan herkes, Kudüs'ü ziyaret etmeli, Müslümanların birlik ve beraberliğini İsrail devletine göstermelidir.
MESCİTTE AYAKKABILARIYLA AYİN YAPIYORLAR
**Kudüs'te Filistinli Müslümanların durumu nedir, orada ne gibi deneyimler elde ettiniz?
-Aslında İsrail'e vardığımız ilk anda kafamızda bazı sorular oluşmaya başladı. Ülkesine gelen insanlara böyle davranan bir ülke, Filistinliler'e neler yapmaz ki? Kudüs'un 35 kilometre güneyinde yer alan El-Halil şehrinde bulunan Halilurrahman Camii sadece yılda 10-15 gün ibadete açılıyormuş. O da İsrail devletinin belirlediği şartlara göre açılıyormuş. Biz vardığımız gün, camiyi sabaha karşı ziyaret etme imkânına sahip olduk. Aslında camiden çok mescid demek daha doğru olur buraya. Sağda hemen girişte dış cemaat kısmında, Hz. İbrahim (A.S), Hz. İshak (A.'S) ve Hz. Sare'nin kabri, makamı bulunuyor. Aynı yerde Hz. Yakup (A.S) ve Hz. Yusuf'un da (A.S) kabir makamları var. Yahudiler, araya bir duvar çekmiş. Bir taraf cami, bir taraf sinagog bir anlamda. İsrail askerlerinin mescide girip ayakkabılarıyla ayin yaptıklarını öğrendik. Burada Yahudiler için küçük bir yerleşim yeri kurulmuş. Bunları korumakla görevli tam techizatlı askerler sürekli devriye geziyorlar. Yine burada bazı mahalleler İsrail askerleri tarafından tel örgülerle çevrilmiş. Giriş ve çıkışlar yasaklanmış. Çevredeki bazı insanların 25-30 yıldan beri bu tel örgülerle çevrili mahallelerde yaşadıklarına şahit olduk. İsrail şehrin tamamını kameralar ve gözetleme kuleleri ile donatmış. Mescide girerken kadın ve erkek askerler, bizleri defalarca aradı. Yan tarafta bulunan sinagoga ise Yahudiler rahatça girip çıkıyorlardı.
GRUP HALİNDE GEZEN MÜSLÜMANLARDAN KORKUYORLAR
**Grup halinde gezmenin İsrailli polis veya askerler üzerinde psikolojik bir baskısı var mı? -Mescid çıkışında İsrail askeri kafileden bir arkadaşımızı yanına çağırdı. Arkadaşımız gitmedi. Daha sonra çağırmaya devam ettiler. Üçüncü askerin çağırması sonrası, grup yanlarına gitti. Arkadaşımıza İngilizce bilip bilmediği soruldu. İngilizce bilmediğini söyleyince, kalabalık olduğumuz için olayı daha fazla uzatmadan arkadaşı bıraktılar. Aynı şekilde Mescid-i Aksa'nın dışında rehber kafilemize bilgiler verirken, İsrail askerlerinin küçük bir Filistinli çocuğu sorguya çektiğini gördük. Kafile olarak oraya yöneldiğimizi gören askerler çocuğu serbest bırakarak; olay bölgesinden ayrıldı. Burada şunu fark ettik; askerler tek gördükleri kişileri yanlarına çekip sorgulamaya çalışıyor. Fakat birlik olarak davrandığımız zaman bulundukları yerleri terk ediyorlardı. Müslüman dünyası, birlik ve beraberlik içinde Kudüs'e yani Müslümanların haremine sahip çıksa, İsrail devleti Filistinli kardeşlerimize bu kadar baskı ve zulüm yapamaz.
MÜSLÜMANLARA ŞİDDET UYGULANIYOR
**Oradaki Müslümanlar günlük hayatlarını hangi şartlarda devam ettiriyor?
-İsrail, devlet politikası olarak Yahudi yerleşimcileri Filistin topraklarını işgal ederek bu bölgelere yerleştiriyor. Gitmekte direnen Arap kardeşlerimize ise devlet terörü uyguluyor. Mescid-i Aksa'ya yakın bir yerde yaklaşık 20 metrekare dükkânı olan Filistinli İmad Ebu Hatice'nin işgal altındaki Doğu Kudüs'teki tarihi bir bakkalı ziyaret ettik. İsrail, Mescid-i Aksa'nın da içinde bulunduğu eski şehir bölgesinde yer alan dükkân için Ebu Hatice'ye önce 24 milyon dolar teklif ettiğini, teklifi kabul görmeyince de açık çek verdiğini öğrendik. Kardeşimiz bu toprakların Osmanlı bakiyesi olduğunu söyleyerek “Ben Allah'a söz verdim. Ant olsun ki; sokakta işportacılık da yapsam burayı onlara bırakmayacağım” cevabı, Bazı Filistinliler'in kendi topraklarını Yahudilere sattıkları için bu haldeler diyenleri utandıracak cinsten. Yine Mescid-i Aksa'ya yakın bir yerleşim yerini İsrail zorla boşalttırarak, Yahudi yerleşimcileri yerleştiriyor. Yaşlı bir Filistinli teyzemiz, Uluslararası mahkemeye başvurarak evi tekrar alıyor. Mahallede bulunanlar ve İsrail askerleri, bu kadını göçe zorlamak için elinden gelen herşeyi yapıyorlarmış.
YAHUDİLERİN CAN VE MAL GÜVENLİĞİNİ SAĞLIYORLAR
**Peki, Yahudiler günlük hayatına nasıl devam ediyor?
-İsrail devletinin gücünü arkasına alan Yahudiler, günlük hayatlarına sorunsuz bir şekilde devam ediyor. Yahudileştirme politikaları sonucunda Filistinli yerleşim yerlerinin arasında oluşturulmuş mahallelerde İsrailliler'in evlerinin olduğuna şahit olduk. Bu kişilerin evleri, İsrail polisi tarafından özel olarak korunuyormuş. Askerler, 24 saat devriye atmak suretiyle bunları koruyormuş. Alışveriş yapmak istedikleri zaman ise İsrail askerleri gelip bunlara eşlik ediyor, daha sonra tekrar evlerine bırakıyormuş. Araplar ve Yahudileri karşılaştırmak açısından yine Kudüs'te tanıdık olduğumuz bir olaya şahitlik ettik. Arapların yaşadığı yerleşim yerlerinde belediye hizmet vermiyor, çöpleri almıyor ve dükkânlar atıl bir durumda yer bulunuyordu. Diğer yandan Yahudilerin yaşamış olduğu yerlerde ise Avrupai alışveriş merkezleri, temiz sokaklar ve her şey düzenli bir şekilde yer alıyor. İsrail devleti bu topraklarda yaşayan insanları işgalci olarak görmekte ve onların göç etmesi için elinden gelen bütün baskı ve zulmü yapmaktadır.
BİLEREK OSMANLININ İZLERİNİ SİLMİŞLER
**Osmanlıdan kalan tarihi yerleri gezme fırsatınız oldu mu?
-Maalesef. İsrail devleti, müslümanlardan kalan bütün eserleri yok etmek için adeta elinden geleni ardına koymamış. Adını şu anda anımsayamadığım Osmanlıdan kalan bir tarihi eserimizi yarasa gübresi üretim merkezi olarak kullanıyorlar. Yine Osmanlı devrinde mutasarrıflık ve kamu binası olarak kullanılan tarihi eserimiz, Romalılar tarafından kalan eserin yanında yer alıyormuş. Osmanlı eseri bombalanarak yıkılırken, Romalılardan kalan yapı ise halen ayakta. Yafa'da Osmanlı eserleri arasında denize bakan Bahriye Camii, Hamidiye Külliyesi, Karakol binası ve Çeşme ile Sultan Abdülhamit'in tahta çıkışının 25. yılı anısına yapılan Saat Kulesi... Buralar, vicdan sahibi kişilerce Osmanlı topraklarını bas bas bağırıyor. Atalarımızdan eserler görmek ve buralara kadar hüküm sürmüş bir imparatorluğun soyundan gelmek, bizi gurur deryasına kaptırıyorsa da; onlara layık olamamış bir nesil olarak da başımızı önümüze eğmeye sebep oluyor. Yafa'nın ortasında yükselen Mahmut Paşa Cami'sinin görüntüsünü kapatmak için, dört bir tarafını yüksek yapılarla kapatmışlar.
KUDÜS AÇIK HAPİSHANE HALİNE GETİRİLDİ
**Son olarak Amerika'nın Kudüs'ü İsrail'in resmi başkenti olarak tanımasını nasıl değerlendiriyosunuz?
Müslümanların ilk kıblesi ve dünyanın en kadim kentlerinden olan Kudüs, bu gün maalesef İsrail işgali altında kan ağlıyor. Burada İsrail'in Filistin halkına uygulamış olduğu yıldırma siyasetini ve zulmüne yakından şahit olduk. Bilindiği üzere 1967 Arap-İsrail savaşından sonra İsrail Doğu Kudüs'ü işgal etti. Burayı da 1980 yılında İsrail'in başkenti ilan etti. Birleşmiş Milletler (BM) dahil dünya da kabul görmedi. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisidir. Filistin'deki Müslümanların İsrail'in baskı ve şiddet altında yaşarken, her gün insan hakları ihlalleri yaşanırken böyle bir kararın alınması sadece bu zulme ortak olmaktır. Kudüs İslam ülkeleri için son derece hassas bir konudur, bu karar bölgeye zulüm ve kargaşadan başka bir şey getirmez. Burada kalıcı barışın sağlanması için Türkiye Cumhuriyeti devletinin de desteklediği gibi İsrail'in 1967 sınırlarına çekilmesi şarttır. Bu karar 3 semavi din için önemli mekanların bulunduğu, peygamberler şehrini müdafaa etmek ve hassasiyet göstermek sadece Müslümanların değil tüm insalığın görevidir. Ecdadımız döneminde barış ve kardeşlik şehri olarak anılan Kudüs, bu gün siyonist İsrail devleti kontrolünde adeta açık hapishanedir. Dünyadaki 1 buçuk milyar Müslümanın kalbinde yara açacak bu hatadan inşallah dönülür. Ve akli selim bir şekilde davranılır.
**Hasan Hüseyin Aydın kimdir?
-1979 yılında Konya İli merkez Meram İlçesi'nde doğmuştur. İlkokulu Konya'da okuyan Aydın, orta ve lise öğrenimini Dr. Ali Rıza Bahadır İmam Hatip Lisesi'nde tamamlamıştır. Yüksek öğrenimine Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu'nda ön lisans ile başlayan Aydın, daha sonra İngiltere'de London School of Business and Finance (LSFB) Üniversitesi 'nde İşletme Yönetimi ve Finans eğitimi almıştır. Aydın, son olarak Amerika New York Üniversitesi'nde İşletme lisansını tamamlayarak, halen aynı üniversitede Yönetim ve Organizasyon Bölümünde MBA programı ve doktora eğitimine devam etmektedir. İmaj yönetimi, duygusal zeka, globalleşme, e-dönüşüm ve yetkinlik bazlı performans yönetimi, kurumsal koçluk ve uygulamaları başlıklarında sertifikasyonları bulunan Hasan Hüseyin Aydın, iş hayatına yönelik kisisel gelişim ve yönetim becerilerine yönelik süreklilik arz eden eğitimler almıştır. Evli ve iki çocuk babası olan Hasan Hüseyin Aydın, TBMM'de 26. dönem Milletvekili danışmanlığını üstlenmiştir. Birçok sivil toplum kuruluşlarında eskiden beri aktif görevleri olan Hasan Hüseyin Aydın, halen Türkiye Modern Pentatlon Federasyonu As Başkanlığı, Balkanlara Vefa Dernegi Yönetim Kurulu Üyeliği, Gül Gençlik Derneği Onursal üye, Türkiye Beyazay Derneği Ankara Şubesi Başkan Yardımcılığı ve Hayatı Paylaşanlar Derneğinde onursal üyeliği ve de en aktif görevi olan KONSİAD (Konyalı Sanayici ve İşadamları Derneği) Konya Şube Başkanlığı'nda birçok etkin faaliyetlere imza atmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.