Önyargı İçeren Okul Kitapları Ötekileştiriyor Ve Aidiyet Hissini Engelliyor

Önyargı İçeren Okul Kitapları Ötekileştiriyor Ve Aidiyet Hissini Engelliyor

Farklı kültür ve inançtan insanların oluşturduğu toplumlarda ayrımcılık ve ötekileştirme önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Okullarda okutulan kitaplar ise bunun önüne geçmede yardımcı olduğu gibi artmasına da sebep olabiliyor. Beş...

Farklı kültür ve inançtan insanların oluşturduğu toplumlarda ayrımcılık ve ötekileştirme önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Okullarda okutulan kitaplar ise bunun önüne geçmede yardımcı olduğu gibi artmasına da sebep olabiliyor. Beş ülkeden yirmi kadar bilim insanının bir araya gelerek ele aldığı sorunun çözümünde ise ‘çeşitlilik eğitimi’ önemli rol oynayabilir.

Çocuk yaşlarda netlik, yön ve objektiflik kazandırma gibi temel amaçları olan okul kitapları bazen ayırıcı özellikler taşıyabiliyor. Özellikle farklı kültür ve inançlara mensup insanların birlikte oluşturduğu toplumlarda bu gibi kitaplar daha küçük yaşlarda klişelerle düşünmeyi ve farklı olanı ötekileştirmeyi, ayrımcılığa tabi tutmayı öğreterek amacının tam aksine belirsizlik, yanlış istikamet ve sübjektiflik aşılayabiliyor.

Hildesheim Üniversitesi’nde toplumdaki çeşitliliği göz önünde bulunduran eğitim konusunda ders veren profesör Viola B. Georgi, bu gibi içeriğe sahip okul kitaplarının farklı olanın sürekli ‘öteki’ olarak görülmesine yol açarak aidiyet hissinin gelişmesine engel olduğunu söyleyerek uyarıyor. Yayınevleri, siyaset ve öğretmenlere seslenen profesör, “Eğitimde kullanılan materyallerine bir de çeşitlilik gözlüğünden bakarak farklılıklara önyargı ve klişelerle yaklaşılıp yaklaşılmadığının tespit edilmesi gerekiyor.” diyor.

Çocuk kitapları yazan Ottfried Preußler’in farklı kökenden insanlarla ilgili ırkçı klişeler barındıran ‘Küçük Cadı‘ başlıklı kitap sonrası çıkan tartışmaya değinen Georgi, farklı toplulukların eğitim materyallerinde önyargılı bir dille tanıtılmamasının bu kitabın yayınlanmasından da önce çok önemli bir mesele olduğu hatırlatmasında bulundu.

SÖMÜRGE ÖNCESİ AFRİKA, DERS KİTAPLARINDA YOK

Bu konuya önem veren beş ülkeden 20 kadar bilim insanı bu hafta bir araya geldi. Almanya, Güney Afrika, İsrail, Kanada ve Avusturya’dan gelen uzmanlar, farklı dersler için basılan okul kitaplarında cinsiyet, engellilik ve etnik kökenin nasıl ve ne amaçla ele alındığını, hangi toplumsal kural ve sınırların konulduğunu ve hangi konuların söz konusu edilmediğini tartıştı.

Hildesheim Üniversitesi’nde gerçekleşen bu uluslararası çalışma grubunda profesör Georgi okul kitaplarının araştırılmasında ‘çeşitlilik eğitimi’nden nasıl faydalanılabileceğine değindi. Okul kitaplarına çeşitlilik bağlamında hassas bir bakışın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyan bu sunumdan sonra Elina Marmer Almanya’daki okul kitaplarında Afrika’ya nasıl yer verildiğini anlattı.

Afrika konusunun bazı coğrafya kitaplarında savaşlar, krizler, felaketler ve suç olayları başlığı altında verildiğinden yakınan araştırmacı, değer düşürücü içerik, resim ve kavramların Afrika’ya ait gösterildiğini ve Afrikalıların da zavallı, pasif ve tarla işçileri olarak lanse edildiğini dile getirdi. Marmer, Afrika’nın sömürgeye maruz kalmadan önceki tarih, kültür ve ortaya koyduğu felsefenin neredeyse hiç ele alınmadığını anlattı.

Nicholas Stone ise ‘Almanya’daki Entegrasyon Kursları Kitaplarındaki Çeşitlilik Kategorileri” başlıklı sunumunda entegrasyon kurslarında kullanılan kitapların Almanya’daki toplumsal çeşitliliği nasıl yansıttığını anlattı.

ÖĞRETMENLER İÇİN KÜRESELLEŞTİRİLMİŞ SINIF

Georg Eckert Enstitüsü’nden Marcus Otto ve Masoumeh Bayat da Alman okul kitaplarında göç ve entegrasyonun nasıl ele alındığına yer verdikten sonra 'Zwischentöne' başlıklı internet platformunu tanıttılar. Bu site sayesinde öğretmenler, tarih, coğrafya, politika ve din dersleri için kullanılan okul kitapları için geliştirilmiş ‘küreselleştirilmiş sınıf’a başvurabiliyor, öğrencilerinin farklı biyografilerine yakından vakıf olabiliyor ve farklılıklar karşısında düşünmeyi teşvik için tavsiyeler elde edebiliyorlar.

‘İsrail ve Almanya’da Çeşitlilik’ başlıklı proje ise Alman İsrail Gelecek Platformu Vakfı tarafından teşvik ediliyor. Proje kapsamında her iki ülkeden genç bilim insanları birbirlerine eşlik ediyor ve araştırma metotlarını birbirlerine tanıtıyor. Araştırmacılardan biri ise İsrail’deki ders kitaplarındaki İslam imajını konu edinmiş. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.