Nurettin Veren'den Abdullah Gül'e veryansın!

Nurettin Veren'den Abdullah Gül'e veryansın!

Bir dönem Fethullah Gülen'e olan yakınlığıyla bilinen, daha sonra cemaatten koparak orada yaşananları deşifre eden, sonrasında ise Yeni Akit gazetesinde yazılar yazmaya başlayan Nurettin Veren, AK Parti kurucularından eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e tep

Yeni Akit gazetesinde köşe yazıları yazan "itirafçı" Nurettin veren, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e tepki gösterdi. Gül'ün, 16 Nisan'da yapılacak halk oylamasında 'evet' diyemeyeceğini iddia eden Veren, "Referanduma Evet diyemeyeceğini ima eden veya açıkça söyleyen bu ve benzeri isimler, ileride tarih karşısında, hiçbir mazeretle kendilerini aklayamayacaklar, ahirette de, dünyada da itibarlarını yitirmiş olacaklardır" diye yazdı.
 
Nurettin Veren'in "Dosttan atılan Gül, milletimizi incitti" başlığıyla yayımlanan bugünkü (4 Nisan 2017) yazısı...
 
Hallacı Mansur, cezbe ve sekir halinde söylediği, mazur bulunduğu, (en-el hak cümlesi) yüzünden idama mahkûm edilir.
 
Onu asılacağı meydana getirdiklerinde, etrafta mahşeri bir kalabalık vardır. Hallacı Mansur darağacını görünce güler ve kalabalık arasında gördüğü dostu, Şibli’den seccade isteyerek, iki rekat namaz kılar. Ardından şöyle dua eder: Allah’ım burada senin Din’in uğruna gayrete düşüp, beni öldürmek için toplananların suçlarını affet. Bu esnada kalabalık içinden özellikle düşmanları, fırsat bu fırsat diye, Hallacı Mansur’a taşlar atarlar.
 
Hallacı Mansur bunlara ah bile demez, hatta tebessüm eder, ama dostu Şibli ağlayarak kırmızı bir gül atınca, Hallacı Mansur inler ve şöyle der; 
 
Taş atanlar avam takımı bilmiyorlar, halden anlamazlar, onların taşı bizi incitmez ama, halden anlayan bir dostun attığı GÜL bile bizi incitti ve canımızı acıttı.
 
İnsan hayata daha çok dostlarıyla, sevdikleriyle tutunur, sevinçlerini onlarla paylaşarak, acılarını, hüzünlerini yine onlarla paylaşarak azaltır. Kişi tanımadığı kimselerden bir kötülük, bir haksızlık gördüğünde çok incinmez.
 
En azından hayal kırıklığına uğramaz, ama dostundan gördüğü küçük bir eziyet bile, katlanması çok zor olur. 
 
Çünkü dost, belki en zor günlerinde yanında olmasını beklediği bir insandır. Her şartta desteğini umduğu, hayatta en çok güvendiği kimselerden biridir. Hani Temel deniz kenarında yürürken elinde bir yılan taşıyormuş, neden elinde yılan taşıyorsun diye sorulunca, denize düşersem lazım olabilir cevabını vermiş.
 
İşte dostluklar, denize düştüğümüzde dahi, yılana sarılmak zorunda kalmayacağımız kişiler olmalıdırlar. 
 
Elimizden tutup bizi çıkaracak birisi, her zaman yanımızda bulunabilmelidir. Dostun gönlü, dostuna karşı hassastır. Bu yüzden insan dostluk hukukuna çok dikkat etmelidir. Özellikle dostla, hal ve hareketle konuşmaya özen göstermek gerekir.
 
Çünkü bazı sözler keskin kılıç gibidir, dostluğu keser, kalpte tedavisi zor yaralar açar. 
 
Bugün dostlar, birbirine açıkça taş atmaktan bile çekinmiyorlar, şu kısa hayatta, kaç kişi için gerçekten güzel bir dost ve güzel bir kardeş olabildik. Dostlarımıza kardeşlerimize karşı, hareketlerimize çok dikkat edelim ve kalplerini kırdıysak, hemen özür dilemeyi de asla ihmal etmeyelim, çünkü yarın özür dilemek için çok geç olabilir.
 
Ne mutlu ihlas ve uhuvvet anlayışının gereğini yerine getirebilenlere, ne mutlu şu kısa hayatta, en yakın dost, en fedakâr arkadaş, en güzel takdir edici yoldaş ve en civanmert kardeş olabilenlere.
 
Birlikte kurmuş oldukları AK Parti bünyesi içerisinde, özellikle Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç, Ahmet Davutoğlu gibi isimlerin hepsi, Tayyip Erdoğan tarafından kardeş olarak gördüğü ve onları öne sürüp, birisini Cumhurbaşkanı, birisini Başbakan ve diğerini de meclis başkanı yaptığı halde, bu üç önemli görevde vazife yapan parti kurucusu isimler, maalesef içinde bulunduğumuz, mevcut şu kritik günlerde, ülkemizin ve devletimizin, hem FETÖ, hem hain ABD ve AB ülkelerinin ihanetleri ve ihanet çeteleri ile etrafımızda yakmış oldukları ateş çemberi ile aynen Kurtuluş Savaşı’ndaki gibi, devletimizi çökertmek üzere, kuşattıkları bu kritik referandum sürecinde,   yapılan davete katılmamışlardır.
 
Abdullah Gül niçin, Evet diyememektedir?
 
Referanduma Evet diyemeyeceğini ima eden veya açıkça söyleyen bu ve benzeri isimler, ileride tarih karşısında, hiçbir mazeretle kendilerini aklayamayacaklar, ahirette de, dünyada da itibarlarını yitirmiş olacaklardır. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.