Nsu Terör Örgütü 10 Farklı Şehirde Protesto Edildi

Almanya’da 2000 yılından itibaren sekizi Türk olmak üzere toplam 10 kişinin ölümünden sorumlu tutulan Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) adlı aşırı sağcı terör örgütü, ortaya çıkışının 3. yılında 10 farklı kentte protesto edildi.

En az iki bombalı saldırı ve 15 banka soygunu da gerçekleştirdiği savunulan terör örgütünü kınamak ve örgütün mağdur ettiği ailelerle dayanışma içinde olunduğunu göstermek için bugün saat Berlin, Münih, Bremen, Göttingen, Kassel, Wuppertal, Köln, Frankfurt, Nürnberg ve Jena kentlerinde programlar düzenlendi.

Farklı gruplar tarafından ortaklaşa düzenlenen programlarda NSU terör örgütü ve örgütün işlediği tüm suçların aydınlatılması talep edildi. Ayrıca Münih Eyalet Yüksek Mahkemesinde devam eden NSU davasında savcılığın ‘örgütün üç üyeden oluştuğu’ tezi eleştirildi. NSU terör örgütü, örgütün üyeleri Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt’ın kendilerini öldürmelerinin ardından üçüncü üye Beate Zschaepe’nin Zwickau kentinde saklandıkları evi 4 Kasım 2011 tarihinde havaya uçurmasının ardından ortaya çıkmıştı.

Terör örgütünün ortaya çıktığı yıl dönümünün toplumda başlayan tartışmanın başlangıcı olduğunu söyleyen organizatör Manuel Friedrich, örgütün ortaya çıkmasıyla kurban ailelerinin töhmet ve baskı altından kurtulduğunu belirtti. Kurbanların toplum tarafından yeniden hatırlanacağının belirtildiği basın bildirisinde ayrıca Almanya’nın sokaklarına sembolik olarak kurbanların adı verilecek.

BAŞSANIK ZSCHAEPE ÖNEMLİ BİR MUHBİRİN DİNLENECEĞİ VAKİT HASTA OLDU

Öte yandan Münih Eyalet Yüksek Mahkemesinde (OLG) NSU terör örgütü ve örgütün işlediği cinayet ve banka soygunlarına yönelik duruşmalar devam ediyor. Mahkemede bugün görülmesi beklenen 155. duruşmada önemli bir şahit olarak adlandırılan istihbarat adına çalışan Carsten S. adlı muhbirin dinlenmesi bekleniyordu, ancak başsanık Beate Zschaepe hasta olduğu gerekçesiyle duruşma iptal edildi.

Bu şahidin mahkemede ifade vermesi konusunda ciddi tartışmalar yaşanmıştı. Davadaki son durumu değerlendiren davanın müdahil avukatlarından Seda Başay, davanın gidişinden genel olarak memnun olduklarını ifade etti. 2000 yılında Nürnberg kentinde öldürülen Enver Şimşek’in ailesini savunan Başay, mahkemenin iç istihbarat adına çalışan muhbirlerin de davada şahit olarak ifadelerinin alınmasına onay vermesinin olumlu bir gelişme olduğunu söyledi.

Duruşmalarda şu an beş sanığın yargılandığını hatırlatan Başay, ancak hali hazırda bazı sanıkları suçlayacak somut deliller olmadığı için onların tutuksuz yargılandıklarını kaydetti. Buna karşın baş sanık Zschaepe’nin NSU terör örgütü üyesi olduğu, cinayetlerde parmağı olduğu, örgütün saklandığı evi ateşe verdiği ve böylece insanların hayatını tehlikeye attığının kesinleştiğini savunan Başay, yine sanık Ralf Wohlleben’in tutuksuz yargılanması talebinin mahkeme tarafından reddedildiğini hatırlattı.

Bu şekilde Wohlleben’in cinayetlerin işlendiği Ceska marka silahın onun tarafından NSU terör örgütü üyelerine verildiği tezinin de doğruluk kazandığına dikkat çeken Başay, Federal Savcılığın NSU terör örgütünün üç üyeden oluştuğu tezini ise eleştirdi. Paralamentolarda NSU komisyonlarının kurulmasının doğru bir adım olacağını da sözlerine ekleyen Başay, bu şekilde cinayetlerde istihbarat adına çalışan muhbirlerin rollerinin ne olduğunun ortaya çıkacağını belirtti. Davayı en başından beri takip ettiklerini söyleyen TC Münih Konsolosu Selçuk Eke, Türk vatandaşlarının davaya daha fazla ilgi göstermesinin iyi olacağını söyledi. CİHAN