MHP'den medyaya tepki

MHP'nin 10. Olağan Büyük Kurultayı yaklaştıkça partiye yönelik aleyhteki kampanyalara hız verildiğini kaydeden Yalçın, "Birlik ve bütünlüğümüzü hedef alan bu fitne ve fücur erbabının ne yazdıkları özden ve samimiyetten yoksun hamasi şiirlerin, ne de döktürdükleri süslü cümlelerin tabanımız ve camiamız nezdinde hiçbir değeri yoktur." ifadelerini kullandı.

Türkiye'de güzel söz söyleme ve yazma sanatının icra edildiği şairlik, yazarlık, gazetecilik ve politikacılık gibi mesleklerdeki erozyon ve bozulmanın yaygınlaştığını savunan MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Nitekim söz konusu mesleklerdeki kimi entelektüeller, mensup olduklarını iddia ettikleri herhangi bir fikrin veya camianın değil, artık kendi egolarının sevk ettiği istikamette gitmektedir. Ne yazık ki artık bir takım şair, gazeteci, yazar ve politikacıları yönlendiren -eğer varsa- kişisel ahlak ve insaf ölçüleri dışında hiçbir beşeri kural ve adabı muaşeret kalmamıştır. Andığımız meslek sahipleri eğer ahlakî zaaflarla malul ve şahsiyet bakımından zayıf iseler, kalemlerini, kendilerine herhangi bir dünya menfaatini ve nimetini temin edenlerin hizmetine kolayca verebilmektedir. Bunların arasından kendini herhangi bir ideoloji veya akımın mensubu sayan bazılarının, herhangi bir medya patronundan veya bir menfaat çevresinden gelen vazgeçilmesi güç bir dünyevi teklif karşısında inandığı değerleri çiğneyebildiğine dair sayısız örnek mevcuttur."

MHP'nin 10. Olağan Büyük Kurultayı yaklaştıkça, bir iki küçük medya organında bazı kalemşörlerin camia ve parti yöneticileri aleyhindeki kampanyalarına hız verdiğini dile getiren Yalçın, "Türkiye'de ve bölgede meydana gelen gelişmeler karşısında milletimizin yegâne güvencesi olan MHP'de birlik ve beraberliğin büyük önem taşıdığı bir dönemde malum çevrelerin yazıları, partimizin sahip olduğu işlevi baltalamayı hedeflemektedir." dedi.

MHP'li vekil, açıklamasını şöyle tamamladı: "Kalemlerini kendilerine kim bilir hangi dünya nimetini bahşeden çıkar çevrelerinin emrine veren sahte aydınların gerçek yüzleri yazdıkları satırlarda sırıtmaktadır. Yazdıkları her cümle, attıkları her iftira şişirilmiş ve menfaatle beslenmiş egolarını ifşa etmektedir. Bunların arasında, parti yönetiminde yer aldıkları sırada yönetim kademelerine bazı uyarılarda bulunduklarını ve ikazlarının dikkate alınmadığını ileri sürenler de bulunmaktadır. Şairane üslup ve serazat yazar zihniyetiyle icrayı sanat edenler, siyasette de her şeyi uluorta tartışabileceklerini ve her aklına geleni söyleyebileceklerini sanmaktadır. Oysa yönetim ve icraatla ilgili konuların parti kurullarına nasıl getirileceğini, nasıl bir üslup takınılacağını ve bunların nasıl ele alınacağını bilmek, politika tecrübesi ve terbiyesi gerektirmektedir. Bazı küçük köşe yazarları da, gazetecilik mesleğinin en önemli kriterlerinden ikisi olan objektiflik ve gerçekçilikle uzaktan yakından ilgili olmayan mahalle ve merdiven altı dedikodularına dayanarak tefsiri şeriflerini sıralamaktadır. Yazdıklarının doğruluğunu bile araştırmadan sırf hedef aldığı isim ve kurumları yıpratmak için alt alta cümleler dizenlerin düştüğü ahlakî çukuru milletimiz ve camiamız ferasetle görmektedir. Ne Türk milleti, ne de Milliyetçi-Ülkücü hareket, kalem ve konumlarını küçük hesaplara satanların seviyesiz yergi ve hücumlarına itibar edecektir. MHP camiasından olduğunu iddia ederek kendi genel merkezinin ve kendi dava arkadaşlarının aleyhinde yalan yanlış bilgi ve safsatalarla karalama kampanyası yürütenlerin mesafe almaları mümkün değildir. Varacakları yer, hüsran ve hayal kırıklığı olacaktır. Birlik ve bütünlüğümüzü hedef alan bu fitne ve fücur erbabının ne yazdıkları özden ve samimiyetten yoksun hamasi şiirlerin, ne de döktürdükleri süslü cümlelerin tabanımız ve camiamız nezdinde hiçbir değeri yoktur. Ayrıca, 10. Olağan Kurultay'da egemen olacak Milliyetçi-Ülkücü iradenin kongrelerimizde tevdi edildiği değerli üst kurul delegelerimizi etkileme gayretleri, aksi tesir icra edecektir."