"Mezat, pandemi sürecinde insanlara terapi oldu"

Tespih severler, artık sosyal medya mecraları üzerinden yapılan mezatlarla bir araya geliyor. Saatlerce süren mezatlarda insanların tercihlerine göre tespih satışı yapılıyor. 5-6 yıldır sürdürülen mezat uygulaması, her geçen gün daha da fazla ilgi görüyor. Pandemi sürecinde tespih mezatına olan ilgi de arttı. Yasaklar kapsamında dışarıya çıkamayan ve sosyal medya mecralarında çok daha fazla vakit geçirme imkânı bulan vatandaşlar, tespih mezatına yöneldi. Tespih hastaları ve koleksiyoncular, mezatları takip ederek kendi beğenisi ve bütçesine göre tespihleri aldı.

AÇIK ARTIRMA USULÜNE GÖRE SATIŞ YAPILIR

Asilşah Tespih İşletme Sahibi Mehmet Özdil, tespihin kültürel bir miras olduğuna dikkat çekti. Türk toplumunun önemli obje malzemelerinden birinin de tespih olduğunu aktaran Özdil, insanların çekme özelliğinin yanı sıra, koleksiyon sebebiyle de tespihlere büyük ilgi gösterdiğini kaydetti. Mezatın sosyal medya üzerinden satış yapılan bir sistem olduğunu vurgulayan Özdil, “Mezat, farklı alanlara hitap ediyor. Tespih mezatları, şuan ciddi şekilde takip ediliyor. Mezat, son 5-6 yıldır uygulanan bir uygulama. Youtube, Instagram ve Facebook üzerinden yapılıyor. Açık artırma üzerine satış yapılıyor. Fiyatı, kişinin kendisi belirliyor” dedi.

100 BİN İNSAN MEZATTAN EKMEK YİYOR

Yeni dünya düzeninde e-ticaretin çok büyük önem arz ettiğini kaydeden Özdil, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sosyal mecralardaki mezat canlı yayınları gün geçtikçe artıyor. İnsanlar, bu sayede alışveriş imkânı buluyor. Mezat, bugün çok fazla kişi tarafından yapılıyor. Devletimiz, bazı önlemler alıyor. Bugün eline 5 tespih alan kişi de mezat yapabilir. Burada önemli olan mezatın, ürünlerin ve ustanın kalitesidir. Bir de güven çok önemlidir. Sonuç itibariyle internet üzerinden alışveriş yapılacak. İnsanların da bu anlamda güvenilir mezatları tercih etmesi gerekir. Mezat yapanların müstakil dükkanları olmalı. Önce havale isteyen, daha sonra ürün göndereceğini söyleyenler oluyor. Mezatların devlet tarafından daha çok düzenlemeye tabi tutulması gerekir. Bir düzenleme olsa devletimiz, her yapılan işten vergisini de rahatlıkla alır. İnsanlar, bu işten ekmek yiyiyor. Türkiye genelinde 100 bin insan mezattan ekmek parası kazanıyor. Onlara olan bakış açısının da düzeltilmesi gerekir. Nasıl mı? Bugün çok güvenilir mezatçılar, çekememezlikten dolayı çirkin iftiralara maruz bırakılıyor. Bu işi yapan insanların çok büyük bir bölümü vatanını milletini seven insanlardır. O yüzden mezatçılara olan bakış açısının düzeltilmesi şart.”

MEZAT PANDEMİ SÜRECİNDE İNSANLARA TERAPİ OLDU

Tespih sanatının soyu tükenmeye yakın bir sanat olduğunu da dile getiren Mehmet Özdil, tespihin bu millete Osmanlıdan kalan bir miras olduğunu ifade etti. “Ecdadın mirasını korumak ve yaşatmak adına mezatın önemli bir yeri var” diyen Özdil, şunları kaydetti: “Tespih çekmek, bir kültürdür. İnsan sağlığına faydası vardır. Türkiye, dünya genelinde olduğu gibi bir pandemi sürecini yaşıyor. Yasakların olduğu zaman dilimi içinde insanın ruhu daralıyordu. Mezat, bu süreçte insanlara ciddi anlamda bir psikolojik terapi oldu. Tespih çekmek, insanın kan akışını düzenler. İnsana ruhen bir rahatlık sağlar, stresi azaltır. Tespih çekmek, insanın bağışıklık sistemini düzenliyor. Tespih çekmenin faydası, saymakla bitmez.”

MEZAT SAYESİNDE İNSANLARIN TESPİH İLGİSİ ARTTI

Tespih çekmek için mezata girenler kadar koleksiyon için de mezatı tercih edenlerin olduğunu belirten Asilşah Tespih İşletme Sahibi Mehmet Özdil, şu cümlelerle konuşmasını noktaladı: “Mezatta tespih satışı tezgâha göre çok daha fazla. Tezgâh tespihi mezata göre daha pahalı oluyor. Mezatlar sayesinde insanların tespihlere yönelimleri oldu. Mezatlar, doğrusu tezgâh satışlarımızı da artırdı. Mezatlarda genellikle müşterinin tercihine göre hareket edilir. Her tespihin farklı bir beğenicisi ve alıcısı var. Vatandaş, yorum kısmına tercihini yazar biz de ona göre ürünlerimizi çıkarırız. Mezatlarda çok yüksek meblağlara tespih satılmaz. En çok kehribar, kuka ve abanoz tercih edilir. Kuka demişken bu tespih türünün de ayrı bir özelliği var. Dezenfektan özelliği taşıyor. Osmanlı hekimleri, kukayı el dezenfektanı olarak kullanırmış. Kuka, üzerinde bakteri bulundurmaz. Pandemi sürecinde kukaya ilgi daha da arttı.”

EMRE ÖZGÜL