Mevlânanın oğluna öğüdü*

Mevlânanın oğluna öğüdü*

Mevlânanın oğluna öğüdü*

Ey oğul!
eğer daima cennette olmak istersen,
herkesle dost ol,
hiç kimsenin kinini yüreğinde tutma!
Fazla bir şey isteme ve hiç kimseden de fazla olma!
Merhem ve mum gibi ol,
iğne gibi olma!
Eğer hiç kimseden sana kötülük gelmesini istemiyorsan;
kötü söyleyici,
kötü öğretici,
kötü düşünceli olma!
Çünkü bir adamı dostlukla anarsan,
daima sevinç içinde olursun.
İşte o sevinç cennetin ta kendisidir.
Eğer bir kimseyi düşmanlıkla anarsan,
daima üzüntü içinde olursun.
İşte bu dert de cehennemin ta kendisidir.
Dostlarını andığın vakit gönül bahçen çiçek açar,
gül ve fesleğenlerle dolar.
Düşmanları andığın vakit,
gönül bahçen, dikenler ve yılanlarla dolar;
canın sıkılır, içine pejmürdelik gelir.”

(*Ahmed Eflâkî, Âriflerin Menkıbeleri, II, 213, 214; çev.
Dr. Nuri Şimşekler)


Mevlâna’nın vasiyeti*

“Ben size, gizli ve aleni, Allah’tan korkmayı,
az yemeyi, az uyumayı, az söylemeyi,
günahlardan çekinmeyi,
oruç tutmaya ve namaz kılmaya devam etmeyi,
daima şehvetten kaçınmayı,
halkın eziyet ve cefasına dayanmayı,
avam ve sefihlerle düşüp kalkmaktan uzak bulunmayı,
kerem sahibi olan salih kimselerle
beraber olmanızı vasiyet ederim.
İnsanların hayırlısı, insanlara faydası dokunandır.
Sözün hayırlısı da az ve öz olandır.”

(*Ahmed Eflâkî, Âriflerin
Menkıbeleri, II, 7; çev.
Dr. Nuri Şimşekler)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.