Mevlana şehrinin gariplerini iftar sofrasında buluşturuyorlar

Mevlana şehrinin gariplerini iftar sofrasında buluşturuyorlar
Konya'da esnaf, kentte yaşayan garipleri tarihi sokaklarda kurdukları iftar sofralarında bir araya getiriyor

Şehrin "özel" insanlarına özel ilgi gösteren esnaf, davetlileri araçlarla evlerinden alıp iftar sofralarına getiriyor. İftar sonrası "diş kirası" adı altında davetlilere hediyeler vererek, gönüllerini almayı ihmal etmeyen esnaf, asırlardır devam eden bir Osmanlı geleneğini sürdürmenin mutluluğunu yaşıyor.

"Gül iftarları" adı da verilen bu davetler için Konya çarşısının tarihi sokaklarında kurulan büyük sofralarda, ramazan ayının ruhuna uygun şekilde zengin ile fakirin besmele ile aynı kaptan kaşıkladığı bamya çorbası, etli pilav ve zerde tatlısı gibi geleneksel yemekler ikram ediliyor. Sofranın "yemek duası"nı da yine meczuplar yapıyor.

Davetlere katkı sunan esnaftan Muhammet Şeveşeli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, amaçlarının Allah'ın rızasını kazanmak ve atalarından yadigar gelenekleri yaşatmak olduğunu söyledi.

Bu geleneğin Konya'da uzun süredir devam ettiğini belirten Şeveşeli, şöyle devam devam etti:

"Biz onlara meczup değil, 'sevgili' demeyi tercih ediyoruz. Çünkü onlar birer sevgili. Öyle sevgililer ki içlerinden birisi 'Allah razı olsun' dese bize yeter. Biz zaten onun için yapıyoruz. Bir hayır duası almak için, Allah rızası için yapıyoruz. Çocukluğumdan beri meczuplar, yani sevgililer toplanıyorlar böyle. Biz de büyüklerimizden gördüğümüzü senelerdir devam ettirmeye çalışıyoruz. İnşallah Rabbim izin verirse bu gelenek sürdüğü sürece, ben de yaşatmaya devam edeceğim. Meczuplar Allah'ın sevgili kullarıdır. Ben de onları öyle bir seviyorum ki yani Allah rızası için. Onlar bizi seviyor biz de onları seviyoruz."

Şeveşeli, esnaflığa çocukken başladığını, ilk kez o dönem karşılaştığı bu geleneğin kendisini çok etkilediğini ifade etti.

Gül iftarları sayesinde ramazanın her gününde apayrı bir manevi ortama şahit olduğunu vurgulayan Şeveşeli, çocuklarına da bu geleneği devam ettirmeleri tavsiyesinde bulunduklarını dile getirdi.

- "Bir 'Allah razı olsun' demeleri yeter"

Davetlere kentteki birçok esnafın destek verdiğini anlatan Şeveşeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Davetlilere ulaşmakta hiç zorluk çekmiyoruz. Zaten birisine söylediğiniz zaman hepsi birbirine duyuruyor. Kuşların hesabı yani, birbirlerine haber uçuruyorlar. 'Allah razı olsun binlerce kere' diyen çok. Zengin de olsun, gariban da olsun hepsi geliyor. Bir esnaf onlara davet verdiği, şu ortamı gördüğü zaman, ertesi sene bir kere daha vermek istiyor. Ben de istiyorum ki zenginlerimiz kendi çevresini değil mazlumları, garibanları masasında bulundursun ki o zevki bir tatsın. Öyle mutlu oluyor ki insan, haz alıyor, zevk duyuyor. Bir 'Allah razı olsun' demeleri yeter zaten. Biz de onun için yapıyoruz."

Şeveşeli, "gül iftarları" ve "diş kirası"nın Osmanlı'dan beri süren bir gelenek olduğuna işaret ederek, "Onların dualarını almak, mutluluklarını paylaşmak çok güzel. Sevgilileri toplamak, yedirmek, garibanları sevindirmek atalarımızdan gelen bir gelenek. Çocuklarımız da inşallah devam ettirecekler. Bu açıdan Konya'nın diğer illere örnek olmasını istiyoruz." ifadelerini kullandı.

- İftar ve diş kirası geleneği

Osmanlı döneminde, ramazan ayında varlıklı insanlar ihtiyaç sahiplerine yardım eder, garibanlara iftar sofraları kurar, onlarla aynı ekmeği paylaşırdı.

Zengin fakir herkesin aynı sofrayı paylaştığı iftar davetlerinde, misafirler uğurlanırken davete katıldıkları için onlara keseler içerisinde hediye, altın ya da gümüş akçe paralar verilirdi.

Diş kirası adıyla bilinen unutulmaya yüz tutmuş bu gelenekle yardımlar, iftar sofrasına katılan kişilerin, ev sahiplerinin sevap kazanmasına vesile oldukları için yapılırdı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.