"Mescitler asla sosyal hayattan kopamaz"

Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Mehmet Ali Kapar’ın sohbeti ile gerçekleşen buluşmada “İslam geleneğinde mescit ve mescidin fonksiyonları” konu başlığı ile Hz. Peygamber döneminden günümüzü İslam dünyasında mescitlerin işlevleri konu edildi. Düzenlenen buluşmada mescidin İslam ve Müslümanlar için çok önemli olduğunu belirten Kapar, “Mescitler İslam dünyası için her daim önem arz etmiştir. Devletleşmede de mescitler büyük görev üstlenmiştir. Öyle ki hicretle birlikte ilk önce Mescit inşasına başlanmıştır. Ayrıca gidilen her bölgede bir mescit inşa edilmiştir. Bir gelenek de vardır ki fethedilen bölgelere bir mescit inşa edilmiş veya o bölgenin mevcut ibadethanelerinin en büyüğü mescide çevrilmiştir” dedi.

‘İSLAM GELENEĞİNDE MESCİTLER BİRÇOK FONKSİYONA SAHİPTİR’

Mescitlerin aynı zamanda fethin de bir sembolü olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Mehmet Ali Kapar, “İslam geleneğinde fethedilen yerdeki ibadethane camiye çevrilir ve o camiye fetih camisi sıfatı verilir. Daha sonraki süreçte ise Cuma namazları ve toplu namalar burada kılınır” ifadelerini kullandı. Gençlik buluşmasında dinleyicilerle buluşan Kapar, sözlerine şu şekilde devam etti: “Mescitler İslam geleneğinde her daim öncelikli olmuştur. Yine belirtmek gerekir ki mescitler birçok fonksiyona sahiptir. Mescitlerin öncelikli amacı ibadettir fakat devlet işlerinin görüldüğü yer de mescitlerdir. Bir mescit, sorunların dinlendiği ve çözüldüğü yerdir. Gelen misafirler de mescitte ağırlanır. Bu esasında stratejik bir olaydır. Amaç burada aynı zamanda tebliğdir. Dışardan gelip de mescidimizi ve ibadetimizi gören insanlara biz bir de tebliğ yapmış oluruz. Diğer taraftan mescit bir de okuldur. Bununla birlikte mescidin haftada bir gün de bayanlara ayrıldığını görürüz. Tüm bunlara ek olarak mescit devlet binası olarak da kullanılmıştır. Bir elçi geldiğinde ilk olarak mescitte ağırlanmıştır. Bir duyuru yapılacağı zaman yine mescitler kullanılmıştır. Bugün bize düşen mescitleri hayatımızın ortasına konumlandırmaktır. Özellikle genç kardeşlerimizin camilerin yanından uzaklaşmaması gerekir. Aynı zamanda mescitleri sosyal hayattan koparamayız. Mutlaka mescitlerin potansiyelleri bugün de Hz Peygamber dönemindeki gibi olmalıdır. Mescitler çok fonksiyonlu olarak topluma hizmet etmelidir. Son olarak ise şunu belirtelim ki mescitler etkin ve aktif bir şekilde kullanılmalıdır. Süs ve ihtişamdan önce bu gelir. Zira Hz. Peygamber döneminde etkin olarak kullanılan mescitlerin tamamı sadedir. Yapılan süslemeler ve var olan ihtişam mescitlerin asıl amacını bizlere unutturmamalıdır.”