Langkawi efsanelere ev sahipliği yapıyor

Langkawi efsanelere ev sahipliği yapıyor
Langkawi ile Andaman Denizi manzarası için adanın seyir noktalarından biri olan 708 metre yükseklikteki görkemli dağ Gunung Machinchang'a mutlaka çıkmalısınız. Buraya çıkan Langkawi Cable Car (Teleferik) hem keyifli hem de ürpertici.

MUHAMMET GÜMÜŞ

Langkawi ile Andaman Denizi manzarası için adanın seyir noktalarından biri olan 708 metre yükseklikteki görkemli dağ Gunung Machinchang'a mutlaka çıkmalısınız. Buraya çıkan Langkawi Cable Car (Teleferik) hem keyifli hem de ürpertici.

SUNGAI KILIM (KİLİM DOĞA PARKI)

Gecenin ayrı bir güzelliğinin bulunduğu ve doğayla iç içe olduğumuz Langkawi tam bir efsaneler adası. Orijinal isminin adada bulunan kartalların bolluğundan geldiğine inanılan Langkawi'de yerlilerin yerleşimi esas olarak, duty-free mağazaları ve Çin deniz ürünü restaurantları ile önem kazanan Kuah olarak geçiyor. Diğer gözde bölgelerin arasında ise Pantai Cenang ve Pantai Tengah bölgesi, Pantai Kok ve Padang Matsirat'ın sakinşeritleri ile Datai Koyu ve Tanjung Rhu bölgelerinin çok özel kumsalları yer alıyor. Langkawi'de nereye giderseniz gidin kültür ve tarihinin içine işlemiş olan bu mitleri ve efsaneleri buluyorsunuz. Biz bu efsaneleri yarı İngilizce yarı Malayca dinlerken hayretlerimizin yanında ortamında gereği olarak beğenmeden geçemiyoruz. Merıtus Pelangı Beach Otel’deki ilk günümüzün ardından Kilim Doğa Parkı, Timsah ve yılan çiftliği, Pulau Dayang Bunting tepeleri ve Langkawi Cable Car (Teleferik) gezimize başlıyoruz. Otelden ayrılırken olmayan yağmur bizi yolda yakalıyor ve Kilim Doğa Parkı’nın girişinde şiddetini arttırıyor. Giydiğimiz yağmurluklarla korunmayı düşünsek de nehir gezisi için bindiğimiz motorlu kayığın içinde bu pek mümkün olmuyor. Ancak yağan yağmura karşın üşüme ve ıslanmanın etkisi heyecanla bürünen bizlere etki etmiyor. Ancak şunun bilinmesi gerekiyor ki, Langkawi'ye gelen maceracı ziyaretçilere unutulmaz manzaralar ve tecrübeler yaşatan Kilim Doğa Parkında heyecan verici kayık turu, adeta başka bir dünyaya yolculuk gibidir ve yapılması gereken bir turdur. 100 kilometrelik bir alana yayılmış Kilim Doğa Parkı, çok iyi korunmuş Mangrov ağaçları ile izole beyaz sahiller ve mavi gölleriyle çok güzel bir görüntüye sahip. Bunlara ek olarak Bogak ağaçları, kartalları, yengeçleri ve makaklar gibi parkın muhteşem hayvan ve bitkilerinden oluşan eko sistemini ırmakta yaptığımız gezintiyle keşfettik. Ayrıca deniz ve Mangrow bataklığında oluşan kireçtaşı kayalarının eşsiz manzarasının tadını çıkarmadan geçemedik. Bu büyüleyici jeolojik doğa harikaları, aynı zamanda Borobudur Tapınağı, Fil taşı ve Asma Bahçelerin de isim kaynağı olduğunu öğreniyoruz. Turumuzun ilk durağı olan ve birçok balıkların bulunduğu Balık Çiftliği, Kilim Irmak iskelesinden 10 dakikalık kayık yolculuğu mesafesinde. Balık çiftliğinde gözümüze ilk çarpan evcil vatozlar oldu. Bunun yanı sıra köpek balıkları ve birçok tür beslenmeyi bekliyor. Gruptaki arkadaşlarımızda bu fırsatı değerlendiriyor ve yem olarak hazırlanan balıkları vatozlara ve köpek balıklarına atarak besliyorlar. 1309 hektarlık bir alanı kapsayan ve Kilim Mangrow bölgesinde yer alan balık çiftliğinde köpek balıkları ve vatozlar günlük 1 kilo balıkla besleniyormuş. Bu çiftlikte yediğimiz balıklar ise Hint Okyanusu’ndan tutulan muhteşem lezzetleri olan balıklar oluyor. Hindistan cevizi suyu ile ayrı bir lezzete ulaşan balıklardan mutlaka tatmalısınız.

BİNLERCE YARASAYI BİR ARADA GÖRMEK ÜRKÜTÜCÜ

Kilim Doğa Parkı’ndaki ikinci durağımız ise bir mağara oluyor. Mağaraya girmeden ne olduğunu bilmemenin rahatlığı vardı ancak rehberimiz girişte eline bir fener alıyor. Feneri görünce 'muhtemelen içerisi karanlık ve bu fener onun için diye düşünüyoruz. Ahşap bir iskele yapmışlar mağaranın içerisine doğru, ilerledikçe karanlık artıyor ve fersiz fener ile rehber yolu aydınlatıyor. Ancak mağaraya girmeden öncede ısrarla ses yapmamız ve adımlarımıza dikkat etmemiz konusunda bizi uyarıyor. İçeri girişte eğilerek girmemiz ve içerden gelen iğrenç koku ile heyecan ve merakımız artıyor. Fotoğrafı flaşlı çekmemem konusunda da beni uyarınca, 'bu işte bir iş var ama hayırlısı' diyerek yola devam ediyoruz. Mağaranın içinde bir bölgeye gelip duruyoruz. Grup olarak bir birimize yaklaşarak yarı İngilizce yarı Malayca konuşan rehberimizi dinliyoruz. Mağara bölgede yaşayan ve kimi zaman tehlikeli olan yarasaların mekanıymış. Sarkıtlar ve doğanın gereği olarak yaşadıkları bu mağarada günün belirli saatlerinde giriş yasakmış. Ancak bizim girdiğimiz saat sabahın ilk saatleri olması nedeniyle uyku anında yakalıyoruz. Karanlıkta yarasa göremeyeceğiz diye düşünürken rehberin feneri bir anda yukarı kaldırıp tavanı aydınlatmasıyla heyecan korkuyla karışık olarak herkesin yüzüne yansıyor. Her ne kadar mağaranın yarasa mağarası ve içeride bolca yarasa göreceğimizi biliyor olsak da bir anda varlıklarını fark etmek ürpertiyor insanı. Geniş bir daire çizen ahşap iskele mağaranın arka tarafından çıkıyor, başkasına giriyor, orman kenarından tekrar başa dönüyor, sağlı sollu bilgilendirici birçok tabela var, mağaranın oluşumu, yarasaların yaşamı, su basar bitkileri hakkında birçok yazıyı görüyoruz.

KARTALLAR'DA BESLENMEK İÇİN ZİYARETCİLERİ BEKLİYOR

Mağaradan ayrıldıktan sonraki ziyaretimiz ise yine tekne ile Kartalların beslendiği alan oluyor. Muhteşem Mangrov bataklıklarının yanında bulunan kartal yuvaları teknenin sessizliği ile hareketleniyor ve kartallar size doğru geliyor. Atılan tavuk ve balık etlerini yaptıkları dalış uçuşu ile kapan kartallar yuvalarına doğru uçarken bizlere bu harika manzarayı izlemek düşüyor. Bu muhteşem doğal parkta nehrin kaynağına doğru tekne gezimiz devam ederken bize özel Hint Okyanusu turumuz gerçekleşiyor. Kundura adası olarak bilinen ve görünümü gerçekten kundura şeklinde olan adacığın etrafında attığımız tur ile tekrar Kilim Doğa Parkı’na dönüyoruz. Havanın yağmurlu, vaktin de geç olması nedeniyle timsah ve yılan çiftliklerine bir gün sonra gitme kararı ile tekrar şehre dönüyoruz. Şehirde katıldığımız otel infosunda yapılan muhteşem otel yatırımına hayran kalıyoruz. Lüksün en üst seviyesinin uygulandığı otellerin konaklama ücretleri ise hatırı sayılır rakamlardan oluşuyor. Ancak bu Langkawi tatili için engel değil. Çünkü her bütçeye uygun nitelikte oteller bulmak mevcut. Langkawi'de gençler kadar ileri yaşta ziyaretçilerin de ilgisini çekecek çok sayıda eğlence düzenlenmektedir. Adada ayrıca, batik giysiler ve gümüş objeler gibi ürünlerin sunulduğu elsanatları merkezleri ve hediyelik eşya mağazaları bulunuyor. Bu merkezlerde yerel dansları izleyebilir, batik atölyelerine katılmakta mümkün.

DÜNYA'NIN EN DİK TELEFERİĞİ

Langkawideki son günümüzü ise teleferik ve alışverişi ile ünlü Orient Köyüne ayırıyoruz. Sportif faaliyetlerinde gerçekleştiği köyde önceliğimiz hiç şüphesiz Langkawi ile Andaman Denizi manzarası için adanın seyir noktalarından biri olan 708 metre yükseklikteki görkemli dağ Gunung Machinchang'a çıkmak oluyor. Ancak buraya çıkan 919.5 metre uzunluğundaki Langkawi Cable Car (Teleferik) hem keyifli hem de ürpertici. Havanın yağmurlu ve fırtınalı olması heyecanımızı daha da arttırırken manzara ve ilginç köprü korkumuzu bir nebze olsun hafifletiyor. İstasyonlar arasında inip manzara izleme arzumuz ise sis nedeniyle engellense de o atmosferi yaşamak ayrı bir keyif veriyor. Ben burada sizlere bir mühendislik harikası olan, teleferik istasyonu ile dağı birleştiren 125 metrelik köprüyü görmeden dönmeyin derim. Her ne kadar biz hava muhalefeti nedeniyle göremesek te aldığımız duyumlar büyük bir harikalığı kaçırdığımız oldu. Dönüşte teleferiğin başlangıç noktası olan Burau Bay'deki Oriental Köyü’nde devam eden gezimiz, geyiklerin arasındaki ATV heyecanımız ile sona eriyor. Langkawi gezimizi akıllarda kalan hatıralarla sonlandırıp tekrar Kuala Lumpur havaalanına oradan da İstanbul'a uçuyoruz. Ancak şunu söylemekte fayda var ki; sunduğu çeşitlilikler ve çekicilikler, güzel manzara ve ideal iklimle birleştiğinde Langkawi'nin geleceği öncelikli turizm güzergahlarından birisi olarak güvende gözüküyor.

Ben bu gezinin gerçekleşmesinde emekleri olan başta Malezya Turizm Bakanlığı ve Malezya İstanbul Turizm Ofisi ile TÜRSAB Konya BYK Başkanı Mustafa Ulu ve yönetimine Türk Havayolları’na ve Konya Müdürü Ahmet Postallı ve ekibine ayrıca gezide birlikte olduğumuz sevgili turizmci arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Başka gezilerde buluşmak üzere....

BİTTİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.