Hamd alemlerin Rabbine, sâlat ve selâm Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) âline ve ashâbına olsun. Fil Sûresini biliyoruz. O günün büyük güçlerinden (!) olan Ebrehe ve ordusu Kabe-i Muazzama’yı yıkıp kendi imparatorluğunda bulunan pazarı güçlendirecekti. Mekke’nin emiri , Efendimizin dedesi olan Abdulmüttalip ile görüştü ve ona af dilenmeleri için isteğini sordu. Abdulmüttalip de kendi mallarını istedi sadece. Bunun üzerine Ebrehe Kabe’yi yıkmak için önünde hiçbir engel görmeyerek, Filli ordusunu Kabe’ye doğru sürdü. Allah Teâla Ebabil kuşlarını gönderip o büyük orduyu (!) yerle yeksan etti. Ufacık Kuşlar ayaklarında taşımış olduğu taşlarla kendilerinden kat kat büyük filleri yendi.
Bu zafer Allah’ın yardımı ile nice ufak toplulukların, azınlıkların ve zayıfların nice büyük ordulara, çoğunluklara ve güçlülere karşı galibiyetini bizlere anlatmaktadır.
Tarihimiz boyunca ecdadımızın vermiş olduğu mücadelelerin neredeyse hiçbirinde maddi anlamda üstün olmadık. Kazanılan başarıların, fetihlerin sebebi maddi güç değildi. Ecdat elinden gelen gayreti göstererek, tevekkül halinde bulundu. Ve Allah’ın rızası için canlarını ceplerinde taşıyarak gerektiği zaman canlarını fedakarca harcayabildiler.
Gittikleri yere adalet, güven, refah ve huzur götürdüler. Hal Böyle olunca insanların kalplerini de fethetmiş oldular. Yapmış oldukları mücadelelerde düşmanlarına karşı yıkılmaz ve çetin davranmışlar; savunmasızlara yani yaşlılara, kadın ve çocuklara karşı merhametli olmuşlardır. Esir aldıkları düşmanlarına bile iyi davranmışlar, nefisleri ile hareket etmemişler, her işlerinde Rabblerinin rızasını aramışlardır.
Mü’min kişi için kazanma ifadesi Rabbinin rızasını kazanmaktır. Hayatı boyunca iyilikleri emreden, kötülüklerden alıkoymak için mücadele eden kişi kazanan taraftadır. Yoksa en uzun yaşayan, en sağlıklı yaşayan, en zengin olan kişi mi kazanandır?
“Hayatım ve ölümüm Allah içindir.” diyen ve o cümleyi kendisine şiar edinmiş bir kimse asla kaybetmez. Hep kazanan taraftadır. O kişi, ölüm gününü en güzel günü olarak ilan eder. Çünkü Rabbine kavuşmuştur. En sevdiğine, en güzel olana, en merhametliye. Ebedi olan güzel hayata geçiş yapmıştır.
Dünya hayatında tanık olduğu bütün kötülüklerden kurtularak ebedi huzura giden insan kaybeden kişi midir?
Güzel şeylere az rastladığımız, kötülüklerin yaygın olduğu günümüzde her türlü pislikten kaçınsak bile nasibimizi alıyoruz.
Kazananlardan olmak istiyorsak eğer kötülüklere karşı mücadele ederek, savunmasız insanların yani çocuk ve gençlerin bu kötülükleri benimsemelerini engellemek için çalışmak mecburiyetindeyiz. Kazanmak istiyorsak bizlere bahşedilen ve bir gün bitecek olan bu ömrün bir sermaye olduğunu idrak edip yaratan, yaşatan ve yöneten Rabbimizin rızasını kazanmak için çalışmak ilk hedefimiz olmalıdır. Böylece bütün insanlığın saadeti için büyük bir adım atmış olacağız.
Rabbimizden dileğimiz bizleri iyi, Salih kimselerden etmesi ve zayıflıklarımızı, acziyetimizi, hatalarımızı bağışlamasıdır.
Gününüz bereketli olsun.